Zero Day Attack: Çin’in olası işgalini konu alan Tayvan dizisi neden tartışılıyor?

Tayvan’da yayınlanmaya başlayan yeni dizi Zero Day Attack, Çin’in olası bir askeri işgalini tüm toplumsal boyutlarıyla ele alıyor. “Kamuoyunu uyarmayı hedefleyen” dizi, seçim atmosferinde siyasi gerilimi de artırdı. İşte diziye dair bilmeniz gerekenler.

Tayvan’da hafta sonu yayınlanmaya başlayan Zero Day Attack, Çin’in adaya yönelik muhtemel bir işgalini konu alan kurmaca bir televizyon dizisi. Ancak dizi, yalnızca ekranlarda değil, siyaset arenasında da ses getirdi.

Tayvan Kültür Bakanlığı’nın kısmen finanse ettiği ve ordunun teknik destek sağladığı yapım, başta iktidardaki Demokratik İlerici Parti (DPP) olmak üzere Tayvanlı yetkililerin Çin’e karşı toplumsal farkındalık oluşturma çabasıyla ilişkilendiriliyor.

Açılış sahnesinde Çin’e ait bir savaş uçağının Tayvan kıyılarında düşmesi ve ardından “arama-kurtarma” bahanesiyle adaya yönelen Çin savaş gemileri gösteriliyor. Kıyıya yanaşan bir balıkçı teknesinden çıkan Çin askerleri, Tayvan toprağına sessizce ayak basıyor. Bu kurgu, Tayvan’ın Çin tehdidi karşısındaki kırılganlığına dikkat çeken dizi boyunca işlenen çok sayıda senaryodan yalnızca biri.

Tayvan Devlet Başkanı William Lai
Tayvan Devlet Başkanı William Lai.

Tehdit hissini kamusal bilinçle buluşturmak

Yapımcı Chen Hsin-mei, BBC’ye yaptığı açıklamada dizinin amacını açık bir şekilde ortaya koydu:

“Tayvan halkına savaşın gerçekten yaklaşmakta olduğunu anlatmak istedik.”

Çin’in artan propaganda faaliyetleri, “gri bölge savaşı” stratejileri ve toplum içinde kafa karışıklığı yaratma çabalarının, senaryolarda belirleyici olduğu ifade ediliyor.

Zero Day Attack, Çin’in olası işgalini yalnızca askeri açıdan değil, toplumsal ve siyasal etkileriyle ele alıyor. Başkanlık sarayından kırsal köylere kadar toplumun farklı kesimlerinin tepkisini gösteren dizi, iletişim hatlarının kesilmesi, beşinci kol faaliyetleri, Çin yanlısı provokatörler ve ihanet içindeki subaylar gibi olası senaryoları işliyor. Diziye katkıda bulunan uzmanlar, tüm bu kurguların teknik ve stratejik gerçekliklerle örtüştüğünü belirtiyor.

Projenin finansörleri arasında, Tayvan’ın en büyük telekom şirketlerinden Chunghwa Telecom ile Tayvan bağımsızlığını savunan milyarder iş insanı Robert Tsao da bulunuyor. Chen ise hem hükümetin senaryoya müdahale etmediğini hem de herhangi bir siyasi partiyle ilişkisi olmadığını söylüyor.

Çin-Tayvan gerilimi

Resmi adı Çin Cumhuriyeti olan Tayvan, Çin İç Savaşı’ndan önce iktidarda bulunan ve iç savaşı kaybeden Çan Kay Şek’in adaya yerleştiği 1949 yılından beri kendi kendini yönetse de, resmi olarak ülke statüsünde bulunmuyor. Ada ülkesini dünyada sadece 14 ülke tanırken, Türkiye’nin de dahil olduğu diğer ülkeler, Tayvan’la olan ilişkilerini resmi olmayan kanallar aracılığıyla yürütüyor.

Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan (Çin Cumhuriyeti) birbirini tanımıyor. Pekin, Tayvan’ı topraklarının bir parçası olarak görüyor ve mevcut Devlet Başkanı Tsai Ing-wen’in ilk kez seçildiği 2016 yılından bu yana bölgedeki tansiyon artmış durumda.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Kuru mango” suçlaması: Korku mu, bilinç mi?

Dizinin yayınlanmasından önce fragmanı sosyal medyada yüz binlerce kez izlendi ve geniş yankı uyandırdı.

Dizi yalnızca övgü değil, eleştiri de aldı. Ana muhalefetteki Kuomintang Partisi’nden Wang Hung-wei, diziyi “kuru mango satmak”, yani halkta gereksiz savaş korkusu yaratmakla suçladı. Wang, DPP hükümetinin kamu kaynaklarını politik propaganda için kullandığını öne sürdü.

Tayvan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Derneği’nden Wang Kunyi ise diziyi “barıştan uzaklaştıran bir bağımsızlık mesajı” taşımakla suçladı. Kunyi’ye göre DPP yönetimi bir kez daha “komünizm karşıtı kartı” oynayarak savaş korkusunu körüklüyor.

Öte yandan, kamu yayıncısı PTS dâhil bazı medya organları diziyi olumlu karşıladı. “Toplumun farklı kesimlerinin korkularını ve kaygılarını gerçekçi bir dille yansıtıyor” yorumu yapılırken, sosyal medyada da izleyiciler dizinin günümüz Tayvan siyasetini yansıttığını ve Çin’in taktiklerinin görünür kılındığını savundu.

İlk bölümde, Çin’in sinsi ilerleyişiyle aynı zamana denk gelen tartışmalı bir başkanlık seçimi süreci işleniyor. Bu kurgu, izleyiciler tarafından ada genelinde artan siyasi kutuplaşmayla birebir örtüşen bir anlatım olarak yorumlandı. Geçtiğimiz ay, Çin yanlısı olmakla suçlanan bazı Kuomintang milletvekilleri için yapılan ancak başarısızlıkla sonuçlanan azil girişimi, tartışmaların merkezindeydi.

Dizinin yapımcısı Chen, bu olayla herhangi bir bağlantılarının olmadığını, prodüksiyon sürecinin çok daha önce başladığını belirtiyor. Ancak dizinin etkisi, Tayvan’da Çin tehdidinin yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda toplumun kimliğini şekillendiren bir politik mesele haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Kaynak: BBC