Artan sıcaklar ve kontrolsüz kullanım nedeniyle İzmir’de su krizi derinleşti. Tahtalı Barajı geçen yıl yüzde 22,29 iken bu yıl yüzde 7,97’ye, Gördes Barajı ise yüzde 0,07’ye düştü. İZSU rezervlerin tükenme noktasına geldiğini açıkladı. TTMOB Çevre Mühendisleri Odası Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, alınması gereken önlemleri anlattı.
Haber: Toprak Tan Ertan
İzmir’de azalan yağışlar ve yaz döneminde artan tüketim nedeniyle su krizi büyüyor. Bölgenin en önemli kaynağı Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi geçen yılın aynı döneminde yüzde 22,29 iken bu yıl yüzde 7,97’ye geriledi. Gördes Barajı’nda durum daha da kritik seviyede bulunuyor.
2024’de yüzde 6 olan Gördes Barajı su seviyesi bu yıl yüzde 0,07’ye kadar düştü. Bu gelişme üzerine İzmir’in 11 ilçesinde Bayraklı ve Gaziemir’den başlayarak dönüşümlü su kesintileri uygulanmaya başlandı.
Birleşmiş Milletler’in raporu Türkiye için alarm veriyor
Birleşmiş Milletler destekli “Dünya Genelinde Kuraklığın Yoğunlaştığı Bölgeler” raporuna göre Türkiye, 2030 yılına kadar su krizi ile karşı karşıya kalacak. Rapor ayrıca çölleşme ve tarımsal üretimde daralma risklerine de işaret ediyor.
İZSU Genel Müdürlüğü yaptığı açıklamada durumun ciddiyetini ortaya koydu. Kurum “Yüzeysel kaynaklarımız olan barajlarda rezervler tükenme noktasına geldi” dedi.
Su üretim kapasitesi düştü, yeni önlemler alınıyor
İZSU açıklamasında yeraltı su kaynaklarındaki duruma da değindi. “Derinkuyularda düşen yeraltı su seviyesi nedeniyle verim ve kapasite azaldı” diyen kurum, yeni kuyu açma çalışmaları başlattıklarını bildirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi “Her Damla Değerli” kampanyasıyla halkı ve işyerlerini tasarrufa çağırdı. Mevcut kuyuların rehabilitasyonu ve su üretimini artırma önlemleri de hayata geçirildi.
Çeşme’deki su 7 Eylül’e kadar yetecek
Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli durumun kritikliğini açıkladı, “Barajımızdaki mevcut su kesintilerle birlikte 7 Eylül tarihine kadar suyu idare edebilir” dedi.
TTMOB Çevre Mühendisleri Odası Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Su kıtlığının yeni bir sorun olmadığına işaret eden Akdoğan, DSİ raporlarına atıfta bulundu.
Kişi başına düşen su miktarı alarm seviyesinde
DSİ raporlarına göre Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı sürekli azalıyor. 2000 yılında 1652 metreküp olan miktar, 2009 yılında 1544 metreküpe düştü. 2024 yılında bu rakam 1308 metreküpe geriledi.
Akdoğan, su stresini gösteren değerin 2030 yılında 1000 metreküpün altına düşeceğini belirtti, “Bu durumda ülkemiz su kıtlığı sınıfında yer alacak” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Su kaynakları baskı altında, doğal alanlar kaybediliyor
Çevre Mühendisi Akdoğan, su kaynaklarının hem miktar hem kalite yönünden baskı altında olduğunu vurguladı, “Su döngüsünde çok önemli yeri olan doğal varlıklarımız kaybediliyor” dedi.
Orman alanlarının maden, enerji ve turizm tahsisleriyle yok olduğunu söyleyen Akdoğan, yeni imar planlamalarının da etkili olduğunu belirtti.
Altyapı yatırımları sürdürülüyor, kayıp oranı yüksek
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, Yarımada’nın 5 ilçesinde 1 milyar liranın üzerinde altyapı yatırımı gerçekleştirdi. Çeşme, Urla, Seferihisar, Karaburun ve Menderes’te yüzlerce kilometre içme suyu hattı yenilendi.
Geçen yıl yüzde 26,77 olan içme suyu şebeke kayıp-kaçak oranı konusunda Akdoğan değerlendirmelerde bulundu. Su Verimliliği Yönetmeliği kapsamında 2030 yılı için belirlenen hedefin yüzde 25 olduğunu söyledi.
“Karareis Barajı tek başına yeterli olmayacak”
Akdoğan, Karareis Barajı’nın ağustos sonu açılacağına ilişkin açıklamalara değindi ancak su kesintileri ile kısıtlı miktardaki suyun yağmur sezonuna kadar yetse de bunun tek başına yeterli olmadığını öne sürdü.
“Mevcut su potansiyeli, kullanım miktarları ve sektörel ihtiyaçlar birlikte düşünülmeli” diyen Akdoğan, çözüm üretilmezse krizin kalıcı hale gelebileceğini uyardı.
Yeraltı su seviyelerinin azaldığını belirten Akdoğan, tükenmesi halinde daha büyük risklerin ortaya çıkabileceğini söyledi. Bu nedenle alternatif kaynakların oluşturulmasının önem taşıdığını vurguladı.
“Su kaynaklarımızın korunması için ilgili kurum ve kuruluşlar mevcut kaynakları en iyi şekilde yönetmeli” diyen Akdoğan, gelecek için alternatif su kaynaklarına gerekli yatırımların yapılması gerektiğini ifade etti.
