İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum olarak atanan Gürsel Tekin kayyum heyetinde yer alan Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Nasap ile ilk toplantısını yaptığını açıkladı. Göksel Göksu’nun sorularını cevaplayan Gürsel Tekin, partiden ihraç edildiğinin hatırlatılması üzerine “Sabah baktım halen Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesiyim” cevabını verdi.
8 Ekim 2023’te gerçekleştirilen İstanbul İl Kongresi’nin iptali için açılan davada mahkeme, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve mevcut yönetimin görevden alınmasına karar verdi. Mahkeme, eski il başkanları Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap’ı görevlendirdi. Özgür Özel de Gürsel Tekin’i partiden ihraç ettiklerini duyurdu.
- Mahkeme CHP İstanbul İl Kongresi’ni iptal etti: Gürsel Tekin kayyum olarak atandı
- CHP’nin kurultay davaları eylülde görülecek
- CHP İstanbul İl Kongresi için şikayetçi olan Özlem Erkan, kurultayda Oğuz Kaan Salıcı’nın PM listesindeydi
- CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum olarak atanan Gürsel Tekin kimdir?
Göksel Göksu’ya konuşan Gürsel Tekin, ilk toplantısını yaptıklarını söyledi.
“İlk toplantımızı yaptık”
Göksel Göksu: Göreve başladığınızı söylemişsiniz. Neredesiniz, ne yapıyorsunuz, göreve nasıl başladınız?
Gürsel Tekin: Vallahi daha bugün arkadaşlarımızla bir toplandık. Çünkü daha sıcağı sıcağına. Önümüzdeki günlerde sahada, sokakta olacağız. Bütün programımız bu olacak. Yani geçmiş dönemde siyasi yaşamda ne yaptıysam aynı şeyi arkadaşlarımızla yapacağız. Bizim görevimiz sorun yaratmak değil, sorun çözmek için geldik biz. Ortada bir sorun var, bir sıkıntı var. Bizim inisiyatifimizin dışında gelişen bir sıkıntı. Keşke olmasaydı. Ben o gün, o il kongresinde bir konuşma yaptım. Bulabilirseniz, bu çok önemli.
Göksel Göksu: Neydi?
Gürsel Tekin: Konuşma yapmak istememiştim. Taraflar birbirlerine öylesine ağır laflar söyledi ki çıkıp konuşmak zorunda kaldım. Dedim ki, ‘Bakın hiçbiriniz CHP geleneklerine uygun konuşmuyorsunuz. Yarın yüz yüze bakacaksınız. Birbirinize bu ağır lafları söylerseniz partinin kurumsal kimliğine zarar verirsiniz.’ Şimdi geldiğimiz noktada, dört tane eski ilçe başkanımız ve biz bir an önce Cumhuriyet Halk Partisi’nde dayanışmayı, birlikteliği sağlamak için önemli bir çaba sarf edeceğiz.
“İl binasını da kullanacağız”
Göksel Göksu: Yer olarak nereyi kullanacaksınız bu süre içinde? İl binası boşaltılmayacak dendiği için soruyorum.
Gürsel Tekin: E kullanacağız canım, il binasını da kullanacağız. Kullanmayacağız diye bir şey yok.
Göksel Göksu: Şu anda anladığım kadarıyla orası boşaltılmayacak. Genel başkan da geldi…
Gürsel Tekin: Bir şey demiyorum, partinin genel merkeziyle parti yöneticileriyle ben kavga edecek bir durumda değilim. Sonuçta illa binanın içinde oturarak görev yapılacak diye bir kaide de yok. Sonuç itibariyle arkadaşlarımızla hepimiz ailenin birer parçalarıyız. Birbirimizle çatışarak değil, birbirimizle uzlaşarak sorunları çözeriz.
Göksel Göksu: Toplantı yaptığınızı söylediniz. Tutanakta ismi geçen Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz, Erkan Nasaplı ile mi yaptınız?
Gürsel Tekin: Evet.
Göksel Göksu: Başka katılım var mıydı?
“Benim CHP üyeliğimi kimse sorgulamaz”
Gürsel Tekin: Hayır.
Göksel Göksu: Sadece onlarla yaptınız. Peki ben Ekrem İmamoğlu’nun adaylık lansmanının yapıldığı gün size telefon etmiştim. Ve siz çok kısa zamanda bir açıklama yapacağınızı ve beklememi söylemiştiniz. Hemen arkasından da sosyal medya üzerinden istifa ettiğinizi açıkladınız. Ama dün anlaşıldı ki istifa etmemişsiniz. Orada açıklama yapıp da neden istifa etmediniz? Çünkü açıklama gerekçeleriniz de biraz ağırdı. Mevcut yapıda çalışma imkanının kalmadığını söylemiştiniz.
Gürsel Tekin: O günkü tweet’imi okudunuz mu? En son ne yazıyor? “Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyeliğini kalbime gömdüm.” Cumhuriyet Halk Partisi ile beni ayrıştıracak bir güç olamaz ki. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nde kendimi ev sahibi olarak hissediyorum. Orayı burayı dolaşıp gelen bir siyasetçi değilim. Benim CHP üyeliğimi sorgulayacak kimse olamaz ki partide. Ben hepsinin abisiyim.
Göksel Göksu: Sorgulama açısından değil de, istifa ettiğinizi söylediniz ama etmediğinizi yeni öğrendik…
Gürsel Tekin: Evet, evet. Ne olmuş? O gün üyeliğimi kalbime gömdüm diyorum. İstifa ettiğim gün. Tweet’imi okuduğunuzda göreceksiniz.
Göksel Göksu: Bir yandan da istifa ettim de dediğiniz için… Öyle dediğiniz halde neden istifa etmediniz?
Gürsel Tekin: CHP’ye, Cumhuriyet Halk Partili olmayanlar geliyor da Gürsel Tekin’in üyeliği mi tartışılacak? CHP’liyim ben şu anda, üyeliğim de devam ediyor.
Göksel Göksu: Dün partiden ihraç edildiniz, alınan karara ne diyorsunuz peki?
Gürsel Tekin: Sabah baktım ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesiyim.
Göksel Göksu: Üyeliğiniz henüz düşmemiş yani.
Gürsel Tekin: Elbette üyeyim. Üyeliğim nasıl düşecek?
Göksel Göksu: Disiplin kuruluna sevk edildiniz.
Gürsel Tekin: Efendim ben şimdi Sayın Genel Başkanımla bir polemik içine girecek durumda değilim. Ben üyeliğin ne olduğunu, disiplinin nasıl işlediğini bilen bir siyasetçiyim. Öyle bir polemik içinde olmayacağım ama ben şu anda fiilen Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyim.
Göksel Göksu: O üyelik düşürüldüğünde ne olacak peki? Yani şunu demek istiyorum, şimdi mahkeme bir karar aldı. Sizi ve ekibinizin isimlerini de zikrederek belirledi. Ve ekibin başına da siz kondunuz. Ama ihraç edilmeniz halinde bu geçerli olacak mı?
Gürsel Tekin: Bir daha söyleyeyim. Şu anda üyeyim, siz bana diyorsunuz ki ihraç edildiniz. Benim de beyanımı doğru kabul edin ya da siz girin CHP Genel Merkezi’ne. Ben şu anda Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyim. Onun dışında tartışmaya girmem.
“Sorunları çözmek için görev aldık”
Göksel Göksu: Peki “Partiyi kayyumları bırakacak değiliz açıklaması” yaptınız ama mahkeme de sizi kayyum olarak atadı.
Gürsel Tekin: Ben mi kayyumu getirdim? Bu sorunun sebebi, parçası falan değiliz. Bu sorunu, partiyi bu noktaya getiren arkadaşlarımıza sormanız gerekiyor. Biz de bu sorunları çözmek için görev almışız. Ve en iyi bir şekilde bu sorunları çözeceğiz.
Göksel Göksu: Hangi sorunu çözeceksiniz?
Gürsel Tekin: Bir an önce mahkeme, adliye koridorlarından Cumhuriyet Halk Partisi’ni tartışma konusu olmaktan çıkaracağız. Partinin hukuku neyi gerektiriyorsa, parti hukukuna uygun bir şekilde davranacağız. Bunların hepsinin üstesinde geleceğiz.
Göksel Göksu: CHP’nin şu anda Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere belediye başkanı, belediye çalışanları dahil olmak üzere çok sayıda ismi tutuklu.
Gürsel Tekin: Hukuksuzluklarla da mücadele edeceğiz. Bizim görevimiz de bu. CHP’ye yapılan bütün hukuksuzluklarla da mücadele edeceğiz. İkincisi keşke arkadaşlarımızın bugün tutukluluğuna sebep olan itirafçılar partiden atılabilseydi. Halen Ertan Yıldız orada, parti üyesi. Yani hayatını bu partiye vakfetmiş Gürsel Tekin’in üyeliğine baktınız da Ertan Yıldız’ın üyeliğine bakma imkanı bulamadınız mı? Onlarca arkadaşımıza iftira atan…
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Göksel Göksu: 27 Ağustos’ta 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verilmiş ek bir dilekçe var. O dilekçede de sizin ve şu anda kayyum olarak atanan heyette var olan kişilerin, hatta ek olarak Mehmet Polat, Gökmen Güneş ve yedek üye olarak da avukat Yiğit Acar’ın kayyum olarak atanması istenmiş. Yani sizlerin atanacağı zaten belliymiş gibi bir tablo varken, siz dediniz ki “Ben de televizyonlardan öğrendim”. Bu müracaattan haberiniz olmadı mı sizin?
Gürsel Tekin: Bizim isimlerimizi partili arkadaşlarımız vermiş. Dokuz kişi vermişler. Dokuz kişinin içinde beş kişi bizi takdir etmişler. Hiçbir dahilim yok.
Göksel Göksu: Peki siz diyorsunuz ki Kemal Kılıçdaroğlu’nu en çok eleştirenlerden biriyim ben.
Gürsel Tekin: Evet, bundan dolayı beni infaz etti herkes. Siz de biliyorsunuz. Sizinle program yaptım. “HDP de bakanlık alabilir” dedik. Basını ile medyası ile Kılıçdaroğlu’nun ekibi ile ben infaz edildim. Ben CHP’nin doğru tarafında durmasını bilen bir insanım. 42 yıllık yaşamımda Cumhuriyet Halk Partisi’nin üstüne bir kıl kadar şey dökülsün olsun istemedim. Böyle bir CHP’liyim. Arkadaşlarım da beni bilir.
Göksel Göksu: 15 Eylül’de ana kurultay davası var. Bu davayla ilgili mutlak butlan ihtimalinin güçlendiği şeklinde yorumlar yapılıyor.
Gürsel Tekin: Bu tartışmanın bir parçası değilim. Ne olur bilemem, beni de ilgilendiren mesele değildir. Bugün üstümüze düşen bir görevimiz var, o görevimizi yerine getireceğiz.
“Parti neden adliye koridorlarında?”
Göksel Göksu: Mutlak butlan onayladığınız bir şey mi?
Gürsel Tekin: Şimdi beni böyle bir şeyde bırakmayın. Bir taraf, tartışma şeyinde bırakmayın. Savaş meydanlarında kurulmuş bir siyasi parti niye adliye koridorlarında? O soruyu sorun, ben cevabını vereyim.
Göksel Göksu: Niye adliye koridorlarında?
Gürsel Tekin: Kim sorumluysa bunun hesabını vermeli. Cumhuriyet Halk Partisi adli koridorlarına düşer mi?
Göksel Göksu: Sorumlunun kim olduğunu düşünüyorsunuz?
Gürsel Tekin: Bilmiyorum. Ben değilim kardeşim. Baştan itibaren ben değilim. Benim arkadaşlarım da değil, şu anda benimle beraber olan. Öyle bir şey olur mu yani? Bir yıldır koskoca Cumhuriyet Halk Partisi adliye koridorlarında tartışılıyor. O mu çıkacak, bu mu çıkacak? Elbette sağlıklı bir sonuç, Cumhuriyet Halk Partisi’nin lehine gelişen bir kararın çıkmasını arzu ederim ben.
Göksel Göksu: Lehine olarak değerlendireceğiniz kararın ne olduğunu anlamaya çalışıyorum ben de.
Gürsel Tekin: Cumhuriyet Halk Partisi’nin lehine ne gerekiyorsa yani birliğini, dirliğini oluşturabilecek sorunu derinleştirmeyecek, kucaklaştıracak bir kararın olmasını bekliyorum. Daha başka ne diyeyim?
Göksel Göksu: Daha net sorayım o zaman. Sorumlu kimse hesabını versin dediğiniz isim Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu mu?
Gürsel Tekin: Gerçekten çok üzüldüm. Yani Akit gazetesinin muhabiri gibi bana sorular soruyorsunuz.
Göksel Göksu: Rica ederim bana bunu söylerseniz…
Gürsel Tekin: Ben ne Özgür Özel’in tarafıyım, ne Kılıçdaroğlu’nun tarafıyım. Hiç kimsenin, hiç kimsenin… Ben onun bunun tarafı, o ekip bu ekip içinde olan bir insan değilim. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin altı okuna tabi olan bir siyasetçiyim. Özgür Özel de benim için çok kıymetlidir, benim mesai arkadaşımdır, genel başkanımdır. Kemal Kılıçdaroğlu da eski genel başkanımdır, benim için çok değerlidir. Onun için bizi bir tarafa koymayın.
“Sorunun çözülmesi için çok çaba sarf ettim”
Göksel Göksu: Şimdi siz bir karar merciine geliyorsunuz, atanıyorsunuz ve “Sorumlu kimse hesabını versin” diyorsunuz. Dolayısıyla bu cümleyi söylemeniz için sorumluların da kafanızda net olduğunu düşündüm.
Gürsel Tekin: Efendim bir netliğim yok. Bakın şu anda gerek İstanbul’da gerekse Ankara’da son bir yıldır, bir buçuk yıldır partimiz tartışılıyor. Sorumlusu budur diyebilecek durumda elimde bir veri yok. Ama bu sorunun çözülebilmesi için, bu noktaya gelmemesi konusunda çok ciddi çaba sarf ettiğimi taraflar bilir. Tamam mı? Bugün değil. Onun için kimin sorumlu, kimin ne olduğunu ben bilemem. Dosyada vakıf değilim yani.
Göksel Göksu: Murat Karayalçın’ın demecini okudum. Parti içinde eski kurmaylar da il yönetimine kayyum atanmasını yasal, hukuki bulmuyorlar. “Sorumluluk YSK’dadır. İstanbul Kongresi’ni iptal edecek olan da YSK’dır” diyor yine kendi kurmaylarınız. Siz bu görüşe de mi katılmıyorsunuz?
Gürsel Tekin: Ben genel başkanlarımla, eski genel başkanlarımla polemik içine girecek durumda değilim, hukukçu da değilim. Önümüzdeki günlerde hukuk neyi gerektiriyorsa biz de ona tabi oluruz.
“Biz aynı ailenin fertleriyiz”
Göksel Göksu: Son sorumu sorayım. ”İl binasına da gideceğiz tabii ki” dediniz. Gitmeniz için şartların ne şekilde olgunlaşması lazım?
Gürsel Tekin: Şartlar olgun, bir sıkıntı yok. Biz aynı ailenin fertleriyiz, sıkıntı olmaz.
Göksel Göksu: O halde bugün gidecek misiniz mesela?
Gürsel Tekin: Hayır yok.
Göksel Göksu: Özgür Özel’le bir temasınız oldu mu?
Gürsel Tekin: Hayır olmadı şu ana kadar.
Göksel Göksu: Kemal Kılıçdaroğlu’yla oldu mu?
Gürsel Tekin: Hayır.
Göksel Göksu: Peki olması gerekmez mi?
Gürsel Tekin: Elbette olacak. Tabii ki Özgür Bey’le de Kemal Bey’le de herkesle olacak. Ben sonuçta onların kardeşleriyim, arkadaşlarıyım, abileriyim. Olmaz olur mu?