Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yargılandığı kooperatif davasında ara karar açıklandı. Şenol Aslanoğlu’nun ev hapsi şeklinde adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. Tunç Soyer’in ise tutukluluğu devam edecek.
İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine açılan ve eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın da aralarında olduğu beşi tutuklu toplam 65 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı.
Mahkeme heyeti bu duruşmada ara kararını açıkladı. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun tahliyesine karar verildi. Aslanoğlu, ev hapsi şeklinde adli kontrol şartıyla serbest kalacak. Mahkeme heyeti, Tunç Soyer’in tutukluluğunun devamına karar verdi.
Savcı Tunç Soyer’in tutukluluğunun devamını istedi
Sanık ifadeleri ve mağdur beyanlarının alındığı duruşmada cumhuriyet savcısı mütalaasını okudu. Savcı mütalaasında; gelmeyen sanıklar ve dosyada tanık Ayşe Arzu Özçelik hakkında zorla getirilme kararı verilmesi, mağdurlar ve suçtan zarar gören müştekilerin katılma taleplerinin kabulü ile kontrolün kaldırılması taleplerinin reddi yönünde görüş bildirdi.
Mütalaada ayrıca adli ve bilirkişi raporu, Danıştay ve Sayıştay raporları uyarınca sanıkların sosyo-ekonomik seviyeleri ve konumları itibariyle delilleri etkileme ihtimali, delillerin yeteri kadar toplanmamış olması, delillerin artma ihtimali itibariyle Barış Karcı, Heval Savaş Kaya, Tunç Soyer, Şenol Aslanoğlu, Cihangir Lübiç’in tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Cumhuriyet savcısı, zararı giderdiği belirtilen tutuklu sanık Hüseyin Şimşek’in tahliyesi ve adli kontrolü yönünde görüş bildirdi.
“Taraflar tüm davalardan feragat edecekleri konusunda anlaşmışlardır”
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri ve dönemin İZBETON Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı tutuklu sanık Barış Karcı, şunları söyledi:
“Geçen duruşmadan bu yana birkaç değişiklik oldu. İddianame, protokollerin feshedilmesini, zarar oluşmasını ve belediyenin ödeyemeceği bir meblağ olduğuıa söylenmişti. Örnekköy 3. Etap’ta işin devamı konusunda bir protokol imzalandı. Belediye zaten inşaatlara başlamıştı ve devam ediyordu. Belediye ve İZBETON arasındaki protokol devam ediyor. Hiçbir zaman feshedilmedi. Orada 41,9 milyon zarardan bahsedilmektedir. İZBETON tarafından verilen teminat mektubu hala belediyenin elindedir ve kullanılmamıştır. Protokol feshedilmediği için herhangi bir cezai işlem uygulanmamıştır. Taraflar tadil protokolünde, birbirlerine açmış oldukları tüm davalardan feragat edecekleri konusunda anlaşmışlardır. Örnekköy 3. Etaptaki protokolün diğer kooperatiflerle yapılacağı duyuruldu. İZBETON ve kooperatifler arasındaki sözleşmeler güncellenmiştir. En son Büyükşehir Belediyesi tarafından zarar oluşup oluşmadığına dair müzekkereye gelen cevapta herhangi bir zarar olmadığı belirtilmiştir.”
Kaya: “Yeni iddianame hazırlansın”
Mütalaaya ilişkin savunmasını yapan eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, şu ifadeleri kullandı:
“İddianame kamu zararı olduğunu söylüyor. Belediyenin kamu zararı olmadığına dair yazısı ortada. Ama bugün iddianamede hiç olmayan, herkesin kendine göre mağduriyet tanımı içinde mağdur olduğunu söyleyen 28 arkadaşı dinledik. Yarısı şikayetçi değilim dedi. Biz kamu zararını konuşacaksak onu konuşalım. Mağduriyeti konuşacaksak bu davanın konusu değil. Yeni iddianame hazırlansın. Biz bu kadar insan bir emekli amcanın, iki teyzenin parasının peşine mi düştük? Biz böyle bir şebeke miyiz? Bu dosyada olan hangi delili etkileyebiliriz biz? Kaçma ihtimalimizin olduğu söylendi. Öyle bir ihtimal yok.”
Soyer: “Cezamızı kaldırmaktan başka bir yol yok”
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, mütalaaya ilişkin savunmasında, haksız menfaat ve dolandırıcılık iddialarına değinerek şöyle konuştu:
“Bu model, tertemiz niyetlerle hukuka uygun hayata geçirildi. Her adımı şeffaf bir şekilde paylaşıldı. Varsa bir eksiklik ya da yolsuzluk her kooperatif yönetimi bunun hesabını zaten verir. Evet gecikmeler var. Ama gecikmeler dolandırıcılık olarak nitelendirilemez. Gecikmenin en önemli sebebi Temmuz 2024’teki durdurmadır. Hangi belediye başkanı kamu zararı olmadığı belgelenmiş olmasına rağmen dolandırıcılıkla suçlanır? Mağduriyetlerin sebebi ne sanıklar ne de modeldir? Eğer görevim devam etseydi birçok etapta anahtar teslim yapmıştık ve ben şu an karşınızda değildim. Ne kendimize ne başkasına haksız bir menfaat elde etmedik! Biz neden ceza çekiyoruz? 105 gündür devam eden cezamızı bitirin. 66 yaşındayım. Adımın böyle kirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Dosyanızda somut bir suç yok. Terazinizi dengede tutabilmek için cezamızı kaldırmaktan başka bir yol yok.”
Aslanoğlu: “Bütün gün suç olmayan şeyleri konuştuk”
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, savunmasında mağdur beyanlarına tarafına yönelen iddialara yanıt verdi ve şunları söyledi:
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Ben bir yıl kooperatif başkanlığı yaptığım için buradayım. Herhangi bir üyenin durumu kötüleşirse, aidat ödeyemeyecek hale gelirseniz ya da artan aidatları ödeyemez hale gelirseniz bu da suç değil. Kooperatiften ayrılmak istersiniz, ödediğiniz paralar size geri ödenir. Bütün gün suç olmayan şeyleri konuştuk. Savcılığa gelen bir suç duyurusu yok. Dinlediğiniz tek kişi ‘Şenol Aslanoğlu zimmetine para geçirdi, benden para istedi, rüşvet aldı’ dedi mi? Demedi.”
“Kongre varken kaçmam kadar saçma bir şey olabilir mi?”
Aslanoğlu, mütalaadan bahsedilen kaçma şüphesi gerekçesine karşı da il kongresi üzerinden savunma yaparak, “Cuma günü partimizin İzmir İl Kongresi var. Ben mevcut il başkanıyım ve başkan adayıyım. Cuma günü kongre varken benim kaçmam kadar saçma bir şey olabilir mi? Kongreye birkaç gün var ve ben kaçıyorum, dünyanın en rezil şeyi olmaz mı? Ben yüksek güvenlikli cezaevinde yatıyorum. Türkiye’nin en büyük çete reislerinin biri sağımda biri solumdaki odada. Ortadaki odada bizim örgütün reisi olarak ben yatıyorum. Sahte diploma verenler tahliye ediliyor ama biz tutuklu yargılanıyoruz. Ben tahliye talep etmeyeceğim. Bana ev hapsi cezası verin yeter. Ne delilleri karartırım ne başka bir şey. Ben bugüne kadar 250 vekil ağırladım cezaevinde. Benim evimde yapıp cezaevinde yapamayacağım nedir? O yüzden aynı koşullar evimde olsun. En azından sağımda ve solumda çete reisi görmem” dedi.
Belediyenin yazısı mahkeme heyetine sunuldu
Avukat Özkan Yücel mahkeme heyetine, mahkeme heyetinin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden istediği “kamu zararı” yazısını sundu.
Belediyenin yanıtında, iddianamede belirtilen eylemlerle ilgili olarak herhangi bir kamu zararının oluşmadığı, yapılan incelemelerde usulsüzlük tespit edilmediği belirtildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi 1. Hukuk Müşavirliği tarafından 13 Ekim’de mahkemeye gönderilen yazıda, ilgili müzekkerenin belediyeye 11 Ekim’de ulaştığı, konunun Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Kentsel Dönüşüm Dairesi Başkanlığı ve Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından incelendiği ifade edildi.
Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nın görüş yazısında da “herhangi bir kamu zararı kaydına rastlanmadığı” ifadelerine yer verildi.
Mahkeme ara kararını açıkladı
Tutuklu sanıklar ve müdafilerinin savunmalarının alınmasının ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.
Mahkeme heyetince, Hüseyin Şimşek ve Cihangir Lübiç’in tahliyesine, Şenol Aslanoğlu’nun ev hapsi şeklinde adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine, Soyer’in de aralarında bulunduğu diğer tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına ve ifade veren tüm tutuksuz sanıkların adli kontrol şartının kaldırılmasına karar verildi.
(ANKA)