İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan ve TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Hüseyin Gün’ün etkin pişmanlıktan yararlanarak ifade vermesi sonucu “casusluk” suçlamasıyla tutuklandı. Peki Hüseyin Gün’ün iddiaları neydi? İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ nasıl cevap verdi?

Tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, “casusluk” suçlamasıyla hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandı. Gazeteci Merdan Yanardağ ve İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan da tutuklananlar arasında.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı casusluk soruşturmasına dair 24 Ekim’de yaptığı açıklamada, 4 Temmuz’da tutuklanan ve terörle irtibatlı olduğu iddia edilen Hüseyin Gün ile İmamoğlu’nu ve iletişim danışmanı Necati Özkan’ı ilişkilendirdi. Başsavcılığın açıklamasında 2019 seçimlerinde “yabancı istihbarat servisleri ile iştirak halinde seçimlerin manipüle edilmesi noktasında faaliyette bulunulduğu ve casusluk suçunun işlendiği” iddiası yer aldı.
Başsavcılık tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun siyasal faaliyetlerini “Ekrem İmamoğlu suç örgütü” diye tanımladı. 19 Mart operasyonuyla tutuklanan İmamoğlu ve danışmanı Necati Özkan’ın casusluk suçlamasıyla ifadeleri için Çağlayan’da hazır bulundurulması istendi. İmamoğlu ve Özkan için müzekkere yazıldı. Başsavcılık örgütün amacının “maddi menfaat elde ederek örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturmak” olduğunu iddia etti.
Hüseyin Gün ise 25 Ekim’de etkin pişmanlıktan yararlandı ve 262 sayfalık ifade verdi.
Peki Hüseyin Gün ne iddia etti? İmamoğlu, Özkan ve Yanardağ bu iddialara nasıl cevap verdi? Medyascope, savcılık tutanaklarından yola çıkarak derledi.

Hüseyin Gün ne zaman tutuklandı?
Hüseyin Gün, 4 Temmuz’da “terörle irtibatlı olduğu” iddiasıyla tutuklandı. Gazeteci Barış Pehlivan’ın haberine göre Hüseyin Gün, uzun yıllar “manevi annesi” olarak gördüğü Seher Alaçam ile ortak şirketler kurdu. Alaçam’ın ölümü sonrası, oğlu Ümit Alaçam, Gün’ü “İsrail ve ABD için çalışan ajan” olarak ihbar etti. Ümit Alaçam, Gün’ün annesinin parasını zimmetine geçirdiğini, savunma sanayinde istihbarat faaliyeti yürüttüğünü, yabancı elçilerle gizli görüşmeler yaptığını ve kriptolu yazılımlar aracılığıyla bilgi sızdırdığını öne sürdü. Polis, Gün’ün evinde çok sayıda dijital belge, pasaport görselleri ve istihbarat notları buldu.
Hüseyin Gün ifadesinde “Piiq” isimli bir firması olduğunu, bu şirkette eskiden ABD İstihbarat Servisi’nde çalışan Aaron Barr isimli bir ortakla çalıştığını ve “İmamoğlu’nun seçim kampanyasına destek” olduğunu iddia etti.
Hüseyin Gün’ün İmamoğlu ile ilişkisi var mı?
İfadelere göre Ekrem İmamoğlu ile Hüseyin Gün’ün doğrudan bir ilişkisi yok. Sadece Hüseyin Gün, 2019’daki seçim iptali sonrası manevi annesi Seher Alaçam ile tebrik etmek için Ekrem İmamoğlu’na gidiyor.
Hem Gün’e hem de İmamoğlu’na fotoğraf soruldu.

Hüseyin Gün etkin pişmanlık ifadesinde, Seher Alaçam ile birlikte Necati Özkan aracılığıyla Ekrem İmamoğlu’nu makamında ziyaret ettiklerini ve seçimi kazanması nedeniyle tebrik ettiklerini söyledi, “Kendisi de manevi annem ve bana hitaben ‘Kampanya sürecindeki yardımlarınızdan dolayı çok teşekkür ederim’ dedi. Bu görüşme yaklaşık olarak 10 dakika kadar sürdü ve ayrıldık. Devamı süreçte kendisi ile görüşmem olmadı. Buradan seçim sürecindeki desteklerimizden haberdar olduğundan emin oldum” dedi.
İmamoğlu, Hüseyin Gün’ü hiç tanımadığını, avukatları aracılığıyla fotoğrafı gördüğünü söyledi:
“Hakkında bu soruşturma kapsamında soruşturma başlatıldığını öğrendikten sonra medyaya düşen bu şahsın ve yanında bulunan kadın bir şahsın benimle olan fotoğrafının avukatlarım tarafından bana gösterilmesinden sonra da Hüseyin Gün ismini tekrar anımsayamadım, fakat söz konusu ziyareti hatırladım. Hatırladığım kadarıyla bu ziyaret 2019 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildikten sonra tebrik amaçlı yapılmış bir ziyaretti. Fakat her ne kadar ziyareti hatırlasam da fotoğrafta bulunan kadın şahsın ismini hatırlamıyorum; sadece bu kadının şık giyimli ve adeta evlat yaklaşımlı bir kadın olduğunu hatırlıyorum. Bu hatırladığım anekdot haricinde belirttiğim üzere Hüseyin Gün isimli şahsı tanımam.”
“Kampanya sürecinde analiz çalışmaları yaptık”
Hüseyin Gün, İmamoğlu’na iletilmek ve seçim kampanya sürecinde kullanmak üzere analiz çalışmaları yaptığını, bunları da İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan’a ilettiğini ancak suç olduğunu bilmediğini iddia etti:
“Bazı raporlarım Ekrem İmamoğlu’nun nasıl davranması, ne şekilde hareket etmesiyle alakalı olduğundan bunları uygulardı. Yani sinir hali durumları ya da muhafazakâr kesime davranış tarzı ile alakalı yönlendirmelerimizi uygulardı. Ben Ekrem İmamoğlu şu şekilde davranmalı ya da bu konulara dikkat etmeli gibi analizi yapmazdım. Tamamen Aaron Barr yönetiminde bulunan teknik ekip tarafından hazırlanırdı. Oluşabilecek olumsuz haberlere karşı önlem alırdı. Bu verilerin gizli, insanların özel yazışmalarından da oluşan verilerden analiz edildiğini Necati Özkan bilirdi.”
İmamoğlu ise bu ifadeye karşılık, “Ben o dönem 7 aylık bir seçim kampanyası gerçekleştirmiştim. Bütün kampanya sürecimin 15 güne indirgenmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. 6 yaşında Kur’an-ı Kerim okumayı bilen bir şahıs olarak, CIA çalışanı olduğu iddia edilen Aaron Barr isimli birinin bana muhafazakârlara nasıl davranmam gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunması akla mantığa uygun değildir. Dolayısıyla bu beyanlarla alakalı diyecek bir şeyim yoktur. Belirtilen hususlarla ilgili herhangi bir bilgim yoktur” dedi.
Hüseyin Gün’ün ifadesinde Seher Alaçam, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ ile olduğu ileri sürülen dijital yazışmalar yer aldı. Özkan ve Alaçam ile olduğu ileri sürülen yazışmalarda “Mr. Mayor”, “Başkan” gibi ifadeler bulunuyor. İmamoğlu’na da bu ifadelerde kendisinin ima edilip edilmediği ve “Wick” uygulamasını kullanıp kullanmadığı soruldu.
İmamoğlu ise şöyle cevap verdi:
“Sormuş olduğunuz Wickr Me isimli mesajlaşma programını ilk defa duydum. Dolayısıyla bu programda üyeliğim hiçbir şekilde olmamıştır. Belirttiğiniz tespitlerde ‘Bluestar81’ kullanıcı isimli şahıs olduğunu iddia ettiğiniz Necati Özkan ve ‘Jupiter1881’ kullanıcı isimli Hüseyin Gün olduğunu iddia ettiğiniz şahıslar arasında gerçekleşen yazışma içeriklerindeki ‘Mr Mayor’, ‘İmamoğlu’, ‘Başkan’, ‘Başkan Bey’, ‘Ekrem Başkan’ şeklinde yapılan yazışmalarda kastedilen şahsın ben olup olmadığımı bilmiyorum. Tahminimce ‘Ekrem İmamoğlu’ ismiyle kastedilen ben olabilirim, fakat bu yazışmalarla ilgim yoktur. Adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalara dair hiçbir bilgim yoktur. Bu konu ile ilgilenmiyorum.”
Hüseyin Gün’ün Necati Özkan ile ilişkisi
Gün, İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan ile 2019 Yerel Seçimleri’nin iptali sonrası manevi annesi Seher Alaçam aracılığıyla tanıştığını söyledi, “Manevi annem bana Necati Özkan’ın ertelenen seçimle alakalı bir kampanyasına yardımcı olmamı rica etmişti. Sosyal medya analiz konularında şirketimin olması sebebiyleydi. Özkan ile Etiler’de bulunan ofisinde görüştüm. Kendisine ne konularda yardım edebileceğimi, sosyal medya analizinin hangi kapsamda olabileceği gibi sorular sordu bende kendisine sistemin ne şekilde olduğunu anlattım” dedi.

Necati Özkan ise Gün ile tanışıklığıyla ilgili şunları söyledi:
“Hüseyin Gün isimli şahsı ise 2019 yılında tanıdım. 2019 yılında iki seçim yapıldı. Biz ilk seçimi kazandıktan sonra şuan ismini hatırlamadığım bir yakınım bana Hüseyin Gün isimli şahsın benimle görüşmek istediğini söyledi. Bana yurtdışında teknoloji üzerine şirketi olan başarılı bir iş adamı olarak tanıttı. Ben de şu an ismini hatırlamadığım yakınımı kıramadığım için kendisini ilk seçimden sonra ikinci seçime yaklaşık 5-10 gün kala bir randevu verdim. Randevuya annesi olarak tanıttığı bir şahıs ile geldi. Hatırladığım kadarıyla toplantıda seçim başarısı sebebiyle bizi tebrik etti. Kendisini Amerikalı iş adamı olarak tanıttı. Boston’da bir teknoloji şirketinin olduğunu, bu şirketin medya takip sistemi üzerine çalıştığını, bize ikinci seçim için destek olmak istediğini söyledi. Konuşma bu şekilde sonlandı. Bu toplantıda ben Hüseyin Gün ve annesi olarak tanıttığı şahıs dışında başka kimse yoktu.”
İfadelerde “OSINT Dark Web” iddiaları
Bir dönem CIA çalışanı olduğunu Necati Özkan’a söylediğini iddia eden Hüseyin Gün ise etkin pişmanlık ifadesinde şöyle devam etti:
“Necati Özkan’a analizin ne üzerinden yapılacağını sorduğumda İBB veri tabanı verilerinin ‘OSINT Dark Web’ içerisinde yer alıp almadığını sordu. Ben de bakmadığımı ama teknik ekibime baktırabileceğimi belirttim. Aaron Barr isimli ortağıma bu konuyu anlattığımda bana ad soyad, e posta, telefon gibi verileri sağlayıp sağlayamayacaklarını sordu. Ben de İBB veri tabanı verilerinin OSINT Dark Web’te yer alıp almadığını araştırmasını istedim. Bu işlemin yapılabilmesi ya da yasal sayılabilmesi için yetkili makamların izni gerekiyordu. İbb.gov.tr olarak birçok mail adresi ve şifrelerinin burada bulunduğunu OSINT Dark Web üzerinde gördü.”
Bazı örnekleri Necati Özkan’a gönderdiğini, kendisinin “Bu veriler üzerinde analiz işlemi yaptırabilir misin? Seçim kampanyamızda bunu kullanabilir miyiz?” şeklinde karşılık verdiğini ileri süren Hüseyin Gün, “Ben de teknik ekibimin bunu yapabileceğini söyledim ve ücretsiz olarak kendisine bu konuda yardım ettim. Necati Özkan’ın isteği üzerine yaptırmış olduğum Açık Kaynak İstihbaratı sonucu ulaşmış olduğum ibb.gov.tr uzantılı mail adres ve şifrelerini kendi veri tabanımıza çektirdim. Yani ben herhangi bir yerden İBB veri tabanını hacklemedim. Necati Özkan bana ‘İBB verileri OSINT sisteminde olabilir bir bak’ dedi” diyerek ifadesine devam etti.
Editör notu-1: OSINT, İngilizce bir kısaltma. Open-source intelligence ifadesinden türetildi. Türkçe’ye “Açık kaynak istihbaratı” olarak çevrilebilir. Gazetecilerin metinlerin ve verilerin doğruluğunu değerlendirmek ve yanıltıcı bilgileri tespit etmek için de başvurduğu bir veri toplama yöntemidir. Sosyal medyada (Mesela Facebook, X vb.), çeşitli uygulamalarda bulunan kamuya açık her veri OSINT’dir, yani açık kaynak bilgisidir. Son yılların en ses getiren araştırmaları (Örneğin Malezya uçağının Rusya ordusu tarafından düşürülmesi) başta Facebook olmak üzere benzer uygulamalar kullanılarak yapıldı. Ülkelerin istihbarat birimleri de OSINT, yani halka açık kaynaklardan, veri derler. Açık kaynak istihbarat elde etmek için Google Earth, çeşitli uydu görüntüleri siteleri, fotoğraf doğrulama yöntemleri gibi yardımcı araçlar da kullanılır.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Editör notu-2: OSINT Dark Web diye bir şey yoktur. OSINT, halka açık bilgidir. Dark Web ise internette bildiğimiz yöntemlerle (yani Google’a girip arama yapmak gibi) değil, farklı şekilde girilebilen ve gezinilen genel olarak yasadışı işlerin döndüğü ve bilgilerin paylaşıldığı bir internet. Dark Web’te gezinmek ve oralarda bilgi toplamak için de açık kaynak metotları vardır.
“Bende dolandırıcı intibası yarattı”
Necati Özkan ise seçim sonrası annesi ile ziyaret ettiğinde Hüseyin Gün’ün Ekrem İmamoğlu’na kendisiyle çalışmak istediğini söylediğini dile getirdi:
“Hüseyin Gün medya takip işi için Ekrem Bey’le çalışmak istediğini söyledi. Ekrem Bey de kendisine ‘Bir örnek sunum hazırlayıp teklifte bulunup değerlendirelim’ dedi. Örnek sunum Türkiye’de aynı sektörde çalışan şirketlerden bile aşağıdaydı. Bu sebeple teklife sıcak yaklaşmadık. Ayrıca Türkiye’de bu işi yapan şirketler aylık 400-500 dolar talep ederken Hüseyin Gün bizden yaklaşık 3-4 milyon dolar talep etti, bunu da duyunca teklifi reddettik. Hatta şahıs bende bir dolandırıcı intibası yarattı. Hatırladığım kadarıyla tekliften dolayı ufak bir tartışmamız oldu. Bu görüşmeden sonra 2025 yılında İBB operasyonlarından hemen önce bana bir geçmiş olsun mesajı atmıştı, ben de teşekkür etmiştim. Bunlar dışında ne yüz yüze ne de herhangi bir vasıtayla kendisiyle iletişimimiz olmamıştır.”
Hüseyin Gün’ün iddiaları: “Rapor gönderdik”
Hüseyin Gün ifadesinde, Aaron Barr tarafından hazırlanan analiz raporunu Ekrem İmamoğlu’na gönderilmek üzere Necati Özkan’a gönderdiğini ileri sürdü, “Gönderdiğim rapor içeriğinde İstanbul’da farklı bölgelerin ne gibi talepleri olduğu, neye ihtiyaç duydukları ya da neye kızgın oldukları yönünde bilgiler bulunmakta idi. Bunun dışında Ekrem İmamoğlu’nun ne şekilde davranması gerektiği de belirtilirdi. Ben de Necati Özkan’a bu bilgiler doğrultusunda İstanbul gönüllüleri olan toplulukta olan kişilerin sosyal medya üzerinden etkileşimde bulunmalarını söylüyordum” dedi.
Özkan ise bu iddiaları reddetti:
“Sunuma kadar zaten ücret konu olmadı. Sunumdan sonra da zaten yüksek bir ücret talep ettiği için birlikte çalışmadık. Ben Hüseyin’e İBB veri tabanı ile ilgili hiçbir soru sormadım. Ben hayatımda OSINT Dark Web diye bir şey duymadım. İBB veri tabanı ile ilgili Hüseyin ile aramızda bir görüşme geçmedi.”
“Wickr isimli uygulamayı kullanmadım”
Verileri Wickr programı üzerinden yaptıklarını ileri süren Hüseyin Gün, “Bu program App store ya da Google store üzerinden herkesin indirebileceği bir uygulamaydı. Wickr isimli program gizliliğe WhatsApp’tan daha çok riayet eden bir programdı. O yüzden bu programı kullanıyorduk. Bu program üye olmak için telefon numarası istiyordu. Fakat rumuz yani nickname olarak görünüyorduk. Benim kullanıcı adım Jupiter1881’di. Necati’nin rumuzunu şu an hatırlamıyorum. Ama kendi ismi ile kayıtlı değildi. Bu süreç ikinci seçim gerçekleşene kadar devam etti” dedi.
Necati Özkan ise Wickr uygulamasını kullanmadığını söyledi:
“Bu programı hiç duymadım, kullanmadım. Programa ilgili bir bilgim yoktur. Ben hayatım boyunca Wickr isimli uygulamayı kullanmadım. ‘Bluestar81-Necati’ isimli kullanıcı ben değilim. Hüseyin Gün’ün beyanlarını kabul etmiyorum. Benim Hüseyin Gün’ün beyan ettiği gibi kendisinden raporları alıp Ekrem İmamoğlu’na ilettiğim hususu yalandır. Yine ifademde bahsettiğim üzere Wickr programını zaten hiç kullanmadım. Ekrem İmamoğlu’nun yol haritasının Aaron Barr isimli şahıs tarafından oluşturulduğu, Hüseyin Gün tarafından bunun bana iletildiği, benim de Ekrem İmamoğlu’na ulaştırdığım hususu yalandır. Hüseyin Gün’ün aleyhime olan hiçbir beyanını kabul etmiyorum.”
Hüseyin Gün ve Merdan Yanardağ’ın ilişkisi
Gün ile Yanardağ, Seher Alaçam vasıtasıyla tanışıyor. Hüseyin Gün gözaltına alındığında şoförü de tanık olarak ifade verdi. Merdan Yanardağ’ın adı da ilk kez şoförün ifadesinde geçti. Şoför, Gün’ün TELE1’e para gönderdiğini ve Ümit Özdağ’a destek önerdiğini iddia etti. Ancak hem Gün hem Yanardağ, bu ilişkilerin Seher Alaçam’ın TELE1’e desteği nedeniyle oluştuğunu, siyasi veya casusluk amaçlı olmadığını söyledi.

Hüseyin Gün’ün iddiaları arasında Yanardağ ile ilgili, “Kendisi manevi annemin bana yadigarı gibidir. Çünkü bana daha önce Merdan Yanardağ’ın iyi bir insan olduğunu iyi bir gazeteci olduğunu söylemiş olması ve tanıştırması üzerine tanıdım” ifadesi de yer aldı. Hüseyin Gün, Merdan Yanardağ’ın maddi açıdan sıkıntılı bir yayın hayatı olduğunu bu nedenle birkaç kez cüzi miktarlarda destek verdiğini söyledi, “Kaldı ki manevi annem de vefatından önce kendisine ara ara yardımcısıyla para gönderirdi veya eve ziyarete geldiğinde elden yardımda bulunurdu” diyerek ifade verdi.
Merdan Yanardağ ise Hüseyin Gün ile tanışıklıklarıyla ilgili savcılık ifadesinde şunları söyledi:
“Hüseyin Gün isimli şahsı ifademde bahsettiğim Seher Alaçam isimli şahsın yanında görmemle tanıdım. Kendisi ile Seher Alaçam’ın Yeniköy’deki evine ziyaret etmeye gittiğim zamanlarda görüşürdüm. Tahmini 5-7 kez bu şekilde görüşmüşümdür. Seher Hanım’ın ölümü üzerine baş sağlıgı dilemek amacıyla yine Seher Hanım’ın Yeniköy’deki evinde kendisini görmüştüm. Bu görüşmelerde kendisi ile siyasi gündeme dair konuşmalar yapıyorduk. Kendisi siyasi konulara herkes gibi ilgiliydi. Tanışmış olduğumuz dönem 2022- 2023 yılları olduğu için genellikle 2023 seçimleri ile alakalı konuşuyorduk. Görüşmelerimizde Hüseyin’in Seher Hanım’ın manevi oğlu olduğunu bilmiyordum, öz oğlu olduğunu biliyordum. Hatta kendisini ‘Hüseyin Gün Alaçam’ olarak iki isimli olarak biliyordum. Bu yüzden ‘Gün’ün soyadı olduğunu mevcut soruşturma kapsamındaki ifademde bana söylenilmesi üzerine öğrendim.”
Yanardağ para vermediğini söyledi
Yanardağ, Hüseyin Gün’den para almadığını söyledi, “Bahse konu beyanı kabul etmiyorum. Hüseyin Gün’den bugüne kadar hiçbir ad altında para almadım. Ya ben yanlış hatırlıyorum ya da kendisi yanlış hatırlıyor. Annesi olarak gördüğü Seher Hanım’ın küçük maddi yardımları olurdu” dedi.
Merdan Yanardağ’a Signal sorusu
Yanardağ’a, Hüseyin Gün ile Signal uygulaması üzerinden iletişime geçilip geçilmediği de soruldu:
“Signal uygulamasını kullanamadığım için silmiştim. Son telefon değiştirdiğimde telefonu aldığım bayi yükledi. Bu telefon faturamdan da görülebilir. Hüseyin isimli şahsın 30.04.2025 tarihinde neden WhatsApp üzerinden değil de Signal uygulaması üzerinden mesajlaşmak istediğini hatırlamıyorum. Tahmini olarak diğer yazışmalarımız gibi aynı konulardır. Bu şahıs ile savcılığınız ile paylaşamayacağım herhangi bir sırrım yoktur.”
Editör notu: Signal, uçtan uca şifreleme kullanan, gizliliğe odaklı bir mesajlaşma uygulamasıdır. Kullanıcıların mesajlarını, aramalarını ve dosya paylaşımlarını güvenli şekilde korur; hiçbir veri şirket veya üçüncü taraflarla paylaşılmaz. Signal Vakfı tarafından geliştirilmiştir. Türkiye’de yasak değildir, ancak zaman zaman bazı dönemlerde erişim yavaşlatmaları yaşanmıştır. Uygulama, özellikle gizlilik konusunda WhatsApp ve Telegram’a alternatif olarak tercih edilir.
İmamoğlu casusluk ile nasıl ilişkilendiriliyor?
Soruşturma dosyasında, Hüseyin Gün’ün dijital materyallerinde bulunan ve İBB veri tabanına ait olduğu tespit edilen veriler üzerinden çok sayıda vatandaşın kişisel bilgilerine erişim sağladığı söylendi. Ayrıca bahse konu verilerinin temininin dolaylı olarak Necati Özkan tarafından sağlandığı iddia edildi.
Aaron Barr’ın Amerika istihbarat servisinin dijital projeler koordinatörü olduğu, dolayısıyla İBB’ye ait mail içerikleri ve dataların istihbarat servisleri tarafından ele geçirildiği ve bu datalarla algı oluşturmak suretiyle seçimin Ekrem İmamoğlu yararına manipüle edildiği öne sürüldü.
Aaron Barr tarafından geliştirilen ve istihbarat servislerince de kullanılan “PQ” isimli yazılım ile seçmenlerin sosyal medya paylaşımlarını ve özel mesajlaşmalarına ulaşıldığı belirtildi, Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile 19 Nisan 2019’da Teftiş Kurulu Başkanlığı’na gönderilen yazıda “dışarıdan belirlenecek 3 uzman ve 2 belediye müfettişine tüm datalara erişme, inceleme yapma ve kopyalama yetkisinin verildiği, bu hususunda özellikle seçim çalışmalarında yabancı istihbarat servislerine data sağlamak maksadıyla gerçekleştiği” ileri sürüldü.
İmamoğlu bu iddialara ne diyor?
Ekrem İmamoğlu ise bu suçlamaları reddetti. Teftiş Kurulu Başkanlığı’na yazıyı kendisinin yazdığını söyleyen İmamoğlu, “Söz konusu belgeyi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığım Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ben yazmıştım. Bahse konu belgenin yazılış amacı, İBB’ye ait her türlü kurum evrakının güvenliğinin sağlanması amacı iledir; başkaca herhangi bir amacı yoktur. Bahse konu Hüseyin Gün tarafından verilen beyanlar, hayatımda duyduğum adeta en saçma yorumlardan ibaret beyanlardır. Yukarıda da belirttiğim üzere 2019 Haziran başında Necati Özkan ile tanıştığını anladığım ve iddia ettiği şekliyle seçim kampanyama yardım ettiğini belirten şahsın 15 gün içinde bütün kampanyamı yönlendirmesi ve etkilemesi kesinlikle akla mantığa uygun değildir” dedi.
İmamoğlu ifadesine şöyle devam etti:
“Sonuç olarak, soruşturma dosyası kapsamında ‘casusluk’ suçu iddia edilerek bu suç sebebiyle davet edilmem benim bütün hayatıma hakarettir. Benim nazarımda casusluk vatan hainliği ile eşdeğerdir. Dolayısıyla söz konusu dosya nazara alınarak hakkımda yürütülen hiçbir casusluk kapsamındaki suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bu dosyanın oluşumunda veya yürütülmesinde yer alanlarla alakalı hukuki haklarımı kullanacağım. Benim ne istihbarat örgütleri ile, ne istihbarat örgütlerinin çalışanları ile hiçbir şekilde bilgim, alakam olamaz. Üzerime atılı suçlamaları yukarıda da belirttiğim üzere kabul etmiyorum. Komplo teorisi ile karşı karşıya olduğumu düşünüyorum. Roma’yı benim yaktığım daha gerçektir.”






