İsmi, kitapları ve fikirleri zamanının sınırlarını aşarak tarihin bir parçası oldu. Bununla birlikte, Victor Hugo’nun gizlenemeyecek kadar yetenekli bir ressam olduğu 2 yüzyıl sonra tüm ihtişamıyla ortaya çıkıyor.
Hugo, 1830’dan itibaren, hayatının sonuna kadar üretken amatör bir ressam oldu. 50 sene boyunca çizdiği 3500’e yakın resmi mevcut ve resimde de yazarlığında olduğu gibi zamanının çok ötesinde sayılıyor. Sanatçılar sevdikleri eserlerini öne çıkardıklarında onlara değer katarlar. Aynı şekilde kendilerinin arka planda tuttuğu çalışmaları gereken desteği göremeyebilir. Yazar olarak görülmemiş bir ün ve itibar kazanan Hugo, bilinçli olarak resim yeteneğini kendisi ve yakınları için saklamış.
Şimdi tablolarından 60’ı “Victor Hugo: The Dark Romanticist” isimli kitapta derlendi
Victor Hugo ilk olarak okul çağında resim eğitimi almış. Ancak ilk karalamalarına 30’lu yaşlarının başında arkadaşlarının ve ailesinin karikatürlerini çizerek başlamış. Yine bu dönemde çıktığı yolculuklarda ziyaret ettiği şehirlerin, gördüğü mimari yapıların ve farklı doğa manzaralarının resimlerini çizerek onların anısını saklamaya çalışmış. Bu ilk resimlerin hepsi hızlıca ve kurşun kalemle çizilmiş.
40’lı yaşlarından ölümüne kadar ise Victor Hugo’nun daha vizyoner ve maceracı resimler çizdiği görülüyor. Özellikle sürgün edildiği yıllarda gerçeküstü tabloları öne çıkıyor.
Resim yaparken her yol mübah
Hugo, farklı yöntemler ve farklı tekniklerle resim yapmış. Kurşun kalem, guaj boya, kömür, sepya, iplik ve dantel, kömür tozu hatta kahve telvesi kullandığı malzemelerden bazıları.
Hugo’nun resimlerinin çoğunun başlığı yok, bu sebeple müze ve sergi küratörleri resimleri sadece kısa tasvirlerle tanıtmaya çalışıyorlar.
Kitaplarında toplumsal sorunlara değinir, resimleri ise iç dünyasının yansıması
Victor Hugo’nun, 19. yüzyıl Fransa’sında oldukça popüler olan ruh çağırma ve okültizm seanslarına katıldığı biliniyor. Resimlerinde kabuslar, doğaüstü olaylar, karanlık katedral ve şatolar, deforme insan biçimleri tekrarlanan temalar. Hugo, halüsinasyon, rüya, kabus gibi imajlara daha sonra yazılarında da yer vermiş.
Fransız sürrealist manifestosunu yazan Andre Breton, Hugo’nun gerçekçi yazılarını takdir etmese de hayal gücünün böyle bir doğaçlamayla tablolarına dökülmesinin zamanının öncüsü olduğunu kabul ediyor ve onunla ilgili olarak “Hugo aptalca davranmadığında bir sürrealist” diyor. Yani Breton için ressam Hugo, yazar Hugo’dan çok daha kıymetli ve öncü bir sanatçı. Ressam Hugo, neredeyse bir asır önceden onlara yol göstererek, 20. yüzyılın sürrealist ressamlarının hepsini şaşırtmış ve onların saygısını kazanmış.