Geçtiğimiz Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenlilere yaptığı “Türk düşmanı partilere oy vermeyin” çağrısının ardından karşılıklı açıklamalarla bir kez daha yükselen gerilim sürüyor.
Geçtiğimiz hafta, Cuma namazı çıkışında Cumhurbaşkanı Erdoğan bazı açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan, Almanya’yla yaşanan kriz konusunda şunları söylemişti:
“Şu anda Almanya neyi konuşuyor? Almanya şu anda işte 25-30 gün sonra yapılacak olan seçim için adeta SPD ve Hristiyan Demokratlar olarak ‘Türkiye’yi ne kadar hırpalarsak o kadar içeride fazla oy alırız.’ havasına düşmüşlerdir. Ben de Almanya’daki bütün soydaşlarıma diyorum ki, sakın bir yanlışa düşüp de bunları desteklemeyin. Ne Hristiyan Demokratları ne SPD’yi ne Yeşilleri… Bunların hepsi Türkiye düşmanıdır. Orada şu anda Türkiye’ye karşı düşmanlık yapmayan siyasi partilere gerekli desteği verin. Birinci parti, ikinci parti olmaları önemli değil, onlara verin.”
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel; Erdoğan’ın sözlerine “ülkemizin egemenliğine daha önce eşi benzeri görülmemiş bir müdahale” şeklinde cevap verirken; “bu müdahale Erdoğan’ın Almanya halkını birbirine karşı kışkırtmak istediğini gösteriyor. Almanya’daki herkesi buna karşı koymaya çağırıyorum” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Cumartesi günü Denizli’de yaptığı bir konuşmada Gabriel’e cevap verdi. Erdoğan şöyle konuştu: “Sen kimsin ki Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na konuşuyorsun, sen Türkiye’nin Dışişleri Bakanı ile konuş. Haddini bil. Kalkıp bize ders vermeye kalkıyor. Senin siyasetteki geçmişin ne, kaç yaşındasın?”
Alman siyasetçiler tepkili
Erdoğan’ın açıklamaları Alman basınında geniş yer bulurken, birçok siyasetçi de Erdoğan’ın açıklamalarını yorumladı. Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre; ARD televizyonuna konuşan Yeşiller Partisi’nin Türk kökenli Eş Genel Başkanı ve Başbakan adayı Cem Özdemir de hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, hem de Alman hükümetini hedef aldı. “Erdoğan’ın kolunun Almanya ve Avrupa’ya kadar uzanamayacağını göstermenin zamanıdır” diyen Özdemir; ‘Sayın Erdoğan’a kibar davranırsak o da bize karşı kibar olur’ şeklindeki politika büyük bir gürültüyle yıkıldı” şeklinde konuştu.
İktidarın büyük ortağı ve Başbakan Merkel’in partisi Hıristiyan Demokratik Birlik’in (CDU) Meclis Grup Başkanı Volker Kauder ise, “Anlaşılan o ki, Türkiye Hükümeti Almanya ile olan ilişkilerini iç politika saikleriyle sistematik bir şekilde yerle bir ediyor” şeklinde konuştu.
Türk kökenli yazar Akhanlı önce gözaltına alındı, 24 saat sonra serbest bırakıldı
Bir yandan karşılıklı açıklamalar tansiyonu yükseltirken, ilişkileri geren bir başka gelişme üçüncü bir ülkede yaşandı. 1992 yılından bu yana Almanya’da yaşayan yazar ve aktivist Doğan Akhanlı, Türkiye’nin talebi ve Interpol tarafından kırmızı bültenle arandığı gerekçesiyle tatilde bulunduğu İspanya’da cuma günü gözaltına alındı. Aynı zamanda Alman vatandaşı olan Akhanlı’nın gözaltına alınmasına ise Almanya sert tepki gösterdi. Başbakan Angela Merkel; “Erdoğan’ın böyle bir şey yapması kabul edilemez” deyip doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alırken, “Interpol gibi kuruluşlar bu şekilde suistimal edilmemeli” ifadesini kullandı. Merkel ayrıca, Erdoğan’ın Türkiye kökenli seçmenlere yaptığı çağrının “yakışıksız” olduğunu söyledi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Dışişleri Bakanı Gabriel ise İspanyol mevkidaşı Alfonso Dastis ile telefonda görüşüp Akhanlı’nın Türkiye’ye iade edilmesinin engellenmesini talep etti. Akhanlı’nın serbest bırakılmasının ardından memnuniyetini dile getiren Gabriel; “Türkiye’nin, Erdoğan’ı eleştirmek üzere seslerini yükseltenleri hapse düşürebilmek üzere Avrupa’nın diğer ucuna uzanabilmesi kötü olurdu” dedi.
Akhanlı pazar günü adli, kontrol şartıyla serbest bırakılırken Türkiye’ye teslim edilip edilmeyeceğine karar verilinceye kadar İspanya’yı terk etmesinin mümkün olmadığı öğrenildi. Akhanlı’nın bu süreçte haftada bir kez polis merkezine gidip imza vermesi gerekiyor. Akhanlı 1989 yılında ölümle sonuçlanan bir döviz bürosu soygununa katılmak suçundan, “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” istemiyle yargılanıyor.
Türkiye’nin, Akhanlı’nın iade gerekçelerini İspanyol mahkemesine sunması için 40 gün süresi bulunuyor.
