Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

AKM’nin yıkımı başladı: İlk opera binasının 72 yıllık öyküsü

Pek çok büyük etkinliğe ev sahipliği yapan, uygun bilet fiyatlarıyla her gelir düzeyinden izleyiciyi sanatla buluşturan, bir süredir de restorasyon ve yıkım tartışmalarıyla gündeme gelen Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkımına başlandı. 1946’da temeli atılan, 1969’da açılışı yapılan, 2008’den bu yana ise restorasyon çalışması sebebiyle kapatılan AKM’nin, temelinin atılışından bugüne kadarki 72 yıllık hikâyesini sizler için derledik.

Mimar Feridun Kip ile Mimar Rüknettin Güney tarafından projesi çizilen opera binasının temeli 29 Mayıs 1946’da atıldı. Temel atma töreninde binanın 8 milyon liraya mal olacağını söyleyen dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfü Kırdar, 1953 yılında da açılacağını duyurmuştu.

Bina ödenek yokluğu nedeniyle tamamlanamayınca 1953 yılında Bayındırlık Bakanlığı’na devredildi ve 1956’da Mimar Hayati Tabanlıoğlu projesi ile inşaata devam edildi.

Opera Binası’nın projesi üç kez yenilendi, bu arada 10 bakan değişti ve bina 23 yıl sonra, bazı kaynaklara göre 85 milyon lira harcanarak, 12 Nisan 1969’da açılabildi.

Mimarı, Hayati Tabanlıoğlu olan binanın adı da önceden belirlendiği gibi ‘Büyük Opera Binası’ değil, ‘İstanbul Kültür Sarayı’ olmuştu. Verilen bu isim tartışmaları da beraberinde getirdi.

Muhsin Ertuğrul, Mayıs 1969 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki yazısında, “Neden Saray? Hangi çağda yaşıyoruz? Padişah sarayı, sultan sarayı, vezir sarayı, tekfur sarayı tarih sayfalarına geçmişken, niye yeniden Saray? Böyle yerlerin adı, yamalı pantolonumu ve yarı boş midemi ürkütmemeli. Biraz daha kendimize uygun, alçakgönüllü bir ad aramalıydık!” diyor ve binanın adındaki “Saray” ifadesini eleştiriyordu.

Yangın var!

Açılışından 1.5 yıl sonra, 27 Kasım 1970’te, “Cadı Kazanı” eserinin temsili sırasında çıkan yangınla bina harap oldu. Eserin oynandığı esnada çıkan yangını, o sırada sahnede bulunan sanatçılardan Nihat Akcan şöyle anlatıyordu:

Milliyet Gazetesi’ne verdiği röportajda “Salonda birden gülüşmeler duydum. Sahne dekorcusu Ahmet Aslan sahneye fırlamış, bir şeyler söylüyordu. Replik almak için yukarı baktım. Sahnenin sağ köşesi yanıyordu”

Kerim Afşar ise yangın anına ilişkin şöyle diyordu:

“Arkam sol kulise dönüktü. Sağ kulisten, sahneye aniden bir şeyler söylemeye çalışan garip bir adam girdi. Salondakiler gülüşmeye başladılar onu görünce. Sinirlerim son derece bozulmuştu. Her şeyi unutup üzerine doğru yürüdüm adamın. O sırada seyircilerden birinin korkunç çığlığını duydum. Bir kadın ‘yangın var!’ diye bağırıyordu”

Olaydan iki gün sonra Nadir Nadi, ‘Yangın Var!’ adlı yazısına, “Kanalizasyonu olmayan bir şehrin opera binası nesine gerek” diye başlıyor ve “Bir yapı yanar, kazadır, olur böyle şeyler deyip geçemeyiz. Bu laçka halimizden kurtulmadıkça yarın Topkapı Sarayı da, Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları da, müzelerimiz de birer birer yanıp kül olabilirler” diyerek devam ediyordu.

Binada çıkan yangının sebebi ile ilgili elektrik kontağı ile ihmal ihtimali üzerinde durulduysa da yangının kaynağı kesin olarak belirlenememiş ve sabotaj iddiaları gündeme gelmişti.

akm,yangın

‘Cumhuriyet devrinde saray kurulmaz’

İstanbul Kültür Sarayı, Mimar Hayati Tabanlıoğlu tarafından iç dekorasyonu değiştirilmiş bir şekilde sekiz yılda onarıldı ve 6 Ekim 1978’de ikinci kez açıldı. Ama bu defa adı, ‘Atatürk Kültür Merkezi’ oldu.  Dönemin Kültür Bakanı Talât Sait Halman, 1971 yılında onarım halindeki binayı ziyareti sırasında, 1973 yılı Cumhuriyet Bayramı’nda binanın yeniden açılacağını müjdeledi ve binanın isminin değiştiğini de duyurdu. Binanın adına ilişkin yaptığı duyuruda Halman, “Cumhuriyet devrinde saray kurulmaz; bu, imparatorluk devrindeydi. Bu bakımdan binaya ‘Atatürk Kültür Merkezi’ adı verilmiştir” dedi.

Bina, Halman’ın duyurduğu tarih olan 1973 yılında değil, 6-18 Ekim 1978’de, birtakım etkinliklerle açıldı ve kaynaklara göre bu zamana kadar devlet kasasından bina için 75 milyon harcandı.

Tescilli Kültür Varlığı olarak yıkıma karşı koruma altına alınmıştı

Atatürk Kültür Merkezi, yıllarca dünyaca ünlü sanatçılar konserler verdi, bale ve operalar düzenlendi, tiyatro oyunları sahnelendi ve film gösterimleri yapıldı. Uygun bilet fiyatları kalabalık kitlelerin etkinliklere katılabilmesine olanak sağladı.

1 Kasım 1999’da İstanbul 2 No’lu Koruma Kurulu, Atatürk Kültür Merkezi’ni 1. Derece Kentsel SİT Alanı”nın parçası, ‘1. Grup Tescilli Kültür Varlığı’ olarak onayladı. Böylece yapı, yıkıma karşı koruma altına alınmış oldu.

2005 yılında ise dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, binanın ömrünü tamamlandığını söyledi ve yıkılmasını önerdi. Bu önerinin etkin bir muhalefetle karşılaşmasıyla yıkım başlamadı. Ancak bina da kurtarılamadı…

31 Mayıs 2008’de, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Atatürk Kültür Merkezi’ndeki etkinliklere son verdi. Son oyun, Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sahnelenen Danimarka yapımı ‘Operation: Orfeo’ adlı eserdi.

AKM’de babadan oğula Tabanlıoğlu geleneği

Binanın restore edilmesi bekleniyordu, ama onarım projesi Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası’nın açtığı dava sonucunda yargı kararıyla iptal edildi. Sonrasında, binanın olduğu gibi korunarak yenilenmesi ve güçlendirilmesi için ilgili tüm taraflar arasında 2009’da bir protokol imzalandı. Restorasyonu yapmak üzere projenin ilk mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu görevlendirildi. Şubat 2012’de Sabancı Vakfı, restorasyona 30 milyon liralık katkı sağlayacağını duyurdu. Restorasyon çalışmaları başladı. Açılışın 29 Ekim 2013 Cumhuriyet Bayramı’nda yapılması planlanıyordu.

Kültür Bakanlığı kararıyla Mayıs 2013’te restorasyon çalışmalarının durdurulduğu duyuruldu. Sabancı Vakfı’nın yaptığı bağışın ise nereye harcandığı konusunda net bir açıklama yapılmadı.

Gezi Direnişi’nin sembolü

2013 yılı mayıs yılının son günlerinde Gezi Parkı Direnişi başladı. Eylemler sırasında, ön cephesine asılan afişlerle AKM, Gezi Direnişi’nin sembollerinden biri haline geldi.

akm(gezi)

Bunlar olurken, o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, 6 Haziran 2013’te “AKM inşallah yıkılacak” çıkışını yaptı. Erdoğan’ın bu çıkışı ve binanın o dönem karakol olarak kullanılıyor oluşu tartışmaları da beraberinde getirdi, bunlar üzerine defalarca eylem yapıldı.

Gezi Direnişi sonrasında binanın bir yılı aşkın bir süre polis karakolu olarak kullanılmasına karşı Mimarlar Odası, Nisan 2014’te suç duyurusunda bulundu. Davada, Ekim 2014’te kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.

AKM’nin yeni projesi tartışma yaratıyor

Adrian Smith & Gordon Gill Mimarlık firmasının internet sayfasında AKM’nin yerine yapılmak üzere hazırlanmış olan ‘İstanbul Kültür Merkezi’ adıyla bir proje yayımlanmış, projenin uluslararası bir yarışmada ödül almasıyla fotoğraflar gündeme gelmiş, fakat konuyla ilgili belediye ya da bakanlık bir açıklama yapmamıştı.

Bunun üzerine Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)  Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi bir açıklama yayımladı. TMMOB’un açıklaması şu şekildeydi:

“İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu yargı kararı bugün Cumhurbaşkanı olan Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ı ve ilgili tüm kurumları bağlamaktadır. Yargı kararlarını uygulamamak anayasal bir suçtur.

AKM’nin restorasyonunu yapmamak, yapılmasını engellemek de 2863 sayılı koruma mevzuatı çerçevesinde ayrıca suçtur. Atatürk Kültür Merkezi koruma ilkeleri çerçevesinde restorasyonu yapılarak bir an önce sanatla, sanatçı ile ve sanatseverlerle buluşuncaya kadar sürecin takipçisi olacağımız kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyurulur.”

Ve AKM yıkılıyor

Geçtiğimiz günlerde AKM’nin yıkımı gündeme gelmiş, daha sonra ise asbest olduğu gerekçesiyle ertelenmişti. AKM’nin yıkımına yeniden başlandı.

Yıkımın bitmesinin ardından yeni binanın inşaatına başlanacak. Yeni binada, 2 bin 500 kişilik bir opera salonu, 800 kişilik tiyatro salonu, bin kişilik konferans salonu, 285 kişilik sinema salonu, 250 kişilik oda tiyatrosu, bir sergi salonu, bir kütüphane, 885 araçlık otopark bulunacak. Binanın en üst katına ise bir restoran yapılacağı bildirildi. 2019’un ilk çeyreğinde binanın tamamlanması planlanıyor.

 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.