Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ömer Faruk Gergerlioğlu Sakarya’daki cinayeti anlattı: “Kadir Sakçı, ailenin ilk nefret cinayeti kurbanı değil!”

43 yaşındaki Kadir Sakçı, 6 Aralık Pazar günü Sakarya’nın Hendek ilçesinde yaşanan bir silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Aynı saldırıdan Kadir Sakçı’nın 16 yaşındaki oğlu ise yaralı olarak kurtuldu. Olayın ardından cinayetin bir nefret cinayeti olduğu, saldırganın baba ve oğluna Kürt oldukları için ateş açtığı haberleri pek çok haber sitesinde yer aldı. Sakarya Valiliği’nin konuya ilişkin açıklamasında ise nefret cinayeti iddiası reddedilirken, olayın adli bir vaka, saldırganın da sarhoş olduğu belirtildi.

Medyascope.tv’ye konuşan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, olayı araştırdıklarını ve yaralanan gencin ziyaret edildiğini belirtirken, Sakarya Valiliği’nin açıklamasının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Gergerlioğlu olayın nefret cinayeti olduğunu, resmi makamların ise bu nefret cinayetini örtbas etmeye çalıştığını belirtti. 

Öldürülen Kadir Sakçı’nın akrabalarıyla da görüşüldüğünü söyleyen Gergerlioğlu, ailenin daha önce de böyle bir olay yaşadığını, başka bir yakınlarının da bir süre önce nefret cinayetine kurban gittiğini belirtti. 

“Sus lan Kürt!”

Kendisinin olayı araştırdığını söyleyen Gergerlioğlu, Kadir Sakçı’nın yaralanan oğlu ile de görüşüldüğünü sözlerine ekledi. Gergerlioğlu, olayı Medyascope.tv’ye şöyle anlattı:

“Evet, olay alkollü bir şahsın küfürler ederek nümayiş yapması ve berberdeki delikanlının bu duruma tepkisi üzerine başlayan bir tartışma ve ardından alkollü şahsın silahını ateşlemesi, babayı öldürmesi ve oğlunu da yaralaması. Ama burada olay etnik bir olaya da dönüyor, çünkü alkollü şahıs karşısındakilerin Kürt olduğunu anlıyor, Kürtçe konuşmalarını da duyuyor ve “Sus lan Kürt” diyerek silahını ateşliyor. Burada maalesef toplumsal bilinç altındaki nefretin, ırkçılığın, ötekileştirmenin, dışlamanın etkisini görüyoruz. İnsanlar maalesef bilinç altındaki nefret duygularını bilince ve toplumla olaylara yansıtıyor ve böyle cinayetler işleniyor. Vaka tam da böyle bir vaka.”.


“Bir kıvılcım yangına dönüşebilir”

Gergerlioğlu, Sakarya’da yaşanan bu olayın, 1980 öncesindeki, çözüm süreci öncesi ve çözüm süreci sonrasındaki olaylarla benzerlik taşıdığını belirterek şu uyarıda bulundu:

“Bu tür olaylarla ilgili tespitler, araştırmalar, raporlar hazırlayan bir insan hakları savunucusuyum. Çözüm süreci öncesi benzer olayların yaşandığı birçok yere gittim. Yetkililer bu tür vakaları hep örtbas etti; bu olayları sadece adli bir vaka gibi yansıtmaya çalıştı. Oysa bu bir gerçek ve bu olayları görmezden gelmek yetkililerin görevi değil, işi de değil. Mesele, bu toplumsal vakayı görmek, teşhis etmek ve gidermek. Yoksa bunlar, büyüyebilecek ve bir kıvılcımı yangına dönüştürebilecek hadiseler.”

Gergerlioğlu, devletin kendi oluşturduğu sorunları silahla çözmeye çalıştığını, bunun topluma da yansıdığını vurguladı ve “Bunun toplumsal barışa faydası olacak hiçbir yanı yok. Bu tür olaylar bizim için sinyaldir, bu sinyalleri alarak insan hakları ile ilgili konularda çatışmacı yaklaşımlardan uzaklaşmalı, çözüme yönelik yaklaşımlara itibar etmeliyiz” dedi.

Kadir Sakçı, aynı ailenin ikinci nefret cinayeti kurbanı

Gergerlioğlu aile ile konuşulduğunu ve ailenin olayla ilgili tedirgin olduğunu da söyledi. Aynı ailenin daha önce de benzer bir şekilde, bir nefret cinayeti sonucu bir yakınlarını kaybettiğini belirten Gergerlioğlu şöyle devam etti:

Aile bireyleri Sakarya’da yaşıyor ve bundan sonra da muhtemelen Sakarya’da yaşayacak. Aile daha fazla tepki çekmek istemiyor, yeni bir saldırıdan çekindiği için olayın daha fazla üstüne gitmeyerek sessiz kalmayı yeğliyor. Fakat biz biliyoruz ki olay sadece onların başına gelen bir olay değil. Toplumsal, sosyolojik bir vaka; bunun altında ayrımcılık, nefret duyguları gibi birçok duygu var ve bu sadece o ailede ölen veya yaralanan vatandaşları değil tüm toplumu tehdit ediyor. Toplumsal sıkıntıları önlemeye yönelik tüm gayretlerimiz artırmalıyız.”

Söyleşinin tamamı için:

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.