Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sezai Temelli: “Türkiye krizlerle boğuşuyor, bu krizlerden cumhurbaşkanlığı sistemiyle çıkılamaz”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Temelli’nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Alevi katliamlarının hesabını soracağız”

“İktidar, Madımak’ta olduğu gibi suçu örtmeye çalışan devleti korurken, halkı zulüm cenderesine alan bir anlayıştadır. Alevi katliamlarının hesabını soracağız; yüzleşmeyi başaramadığımız sürece toplumsal barışı sağlamak mümkün değildir.

Bu ceberut devlet anlayışı zulme son vermiyor. En son Ceylanpınar’da yaşatılan zulüm bu iktidarı bir kez daha teşhir etmiştir. İş makineleriyle evi yıkarak kendilerini bir kez daha teşhir ettiler. Tıpkı Suruç’ta olduğu gibi. Tünel arıyorlarmış. Sen tünel arıyorsan IŞİD’le yaptığın işbirliğinin tünellerini ara. Urfa’dan elinizi çekin. Şenyaşar ailesine yapılanları unutmadık. Aradan bunca zaman geçti hâlâ bir kişi dahi gözaltına alınmadı. Şenyaşar ailesini katlettiler. Halfeti’yi hatırlıyoruz. İnsanlara nasıl işkence yaptıklarını hatırlıyoruz ama henüz bir işlem yapılmadı. Bu iktidar bir zulüm iktidarı. Madımak’ta olduğu gibi suçu yok sayan, devleti korurken halkı zulüm cenderesine alan bir hükümet. 

“O bölgeyi Kürtsüzleştirmek isteyen bir zihniyet iş başında”

Saldırılar sadece Ceylanpınar’da değil. Dışarıda da devam ediyor. Sınır ötesi operasyonlar nasıl bir zulme yol açıyor kimse bunu tartışmaz. Yine dört insan yaşamını yitirdi. 2015’te beri bu yerleşim yerlerinde insanlar yaşamını yitiriyor. O bölgeyi Kürtsüzleştirmek isteyen bir zihniyet iş başında. Afrin’den başladılar, Hakurk’ta operasyonlar devam ediyor. İnsansızlaştırma politikası ana politika haline gelmiş durumda. Toprak bütünlüğüne Irak’ta da, Suriye’de de saygı gösterin. Orada yaşayan insanların yaşam hakkına saygı gösterin. Barış süreciyle yol alın. Dış politikadan anladıkları sürekli şiddettir.” 

“Biz de diyoruz ki Kürtler Türksüz, Türkler Kürtsüz olamaz”

“Bakın G-20 zirvesi yapıldı. Trump ne diyor, ‘Herkesin bildiği gibi Kürtler ile bir problemi vardı, IŞİD’e karşı savaşan Kürtler’i haritadan silecekti. Onu aradım bunu yapmamasını istedim. Sanırım Kürtler onun doğal düşmanı. Dedim ki bunu yapamazsın, o yüzden yapmadı.’ Bu kirli ilişkiler zaman zaman teşhir oluyor. Biz de diyoruz ki Kürtler Türksüz, Türkler Kürtsüz olamaz. Bizi düşman görenlere cevabı bir arada yaşama irademizle vereceğiz. Bu iktidar çözümsüzlükten besleniyor.” 

“Ne ayarı, bunlar ayar tutmaz artık”

“Osmanlı rüyalarınızdan, Suriye planlarından vazgeçin. Hatırlarsınız, ‘öfkeli çocuklar’ vardı bir arada. Geçen gün çıkmış ‘3 yıldır sustum’ diyor. Sen sus, konuşma! Sen konuştuğunda Suruç’ta, Ankara’da ne olduğunu iyi biliyoruz. Bunlara siyasette yer yok. Diyorlar ki ‘AKP fabrika ayarlarına dönüyor.’ Ne ayarı, bunlar ayar tutmaz artık. Ekonomide de yeni bir mesele önümüze geliyor. Diyorlar ki ‘AKP fabrika ayarlarına dönerse, ekonomi de düzelir.’ Dönün bir bakın o ayarlara ekonomi ne haldeydi. Bugün bu haldeysek o dönemki ekonomi politikaları nedeniyle. Bit pazarından nimet üretmeye çalışmayın. Bunlar bit pazarına gitse pazar bunları kabul etmez. Benzin 7 lirayı geçti. Ekonomide düzelme dedikleri bu. Yakında doğalgaza da zam gelir. Zam hükümetidir bu. Bütçe açığı 80 milyarı neredeyse yakalamış durumda. Merkez Bankası akçesiyle bu açığı kapatarak, taşıma suyla değirmeni çevirmeye çalışıyorlar ama değirmende buğday yok. Bunların Türkiye’ye vereceği bir şey yok.”

“Sana bu silahları satıyorlar, sen de emekçilere ödetiyorsun”

“G-20’de bir araya gelip silah ticareti konuştular. Sana bu silahları satıyorlar, sen de bunları almak zorunda kalıyorsun. Bunları emekçilere ödetiyorsun. Ekonomi o kadar kötüye gidiyor ki gelecekte G-20 de bunları kabul etmeyecek. Etmesin, zaten bu G-20 dağıtılsın. Dünya halklarının mağduriyetini yaratan işte bu G-20. Dünyada sömürüyü derinleştirmek istiyorlar. Bunun bedelini Ortadoğu halkları ödüyor. Bu G-20 zihniyetine karşı Ortadoğu halklarıyla barış mücadelesini yükseltmeliyiz.”

“Bizde kayyım alerjisi var, gelip süpürürüz”

“23 Haziran’da İstanbul’da bir demokrasi referandumunu ortaya koyduk. Ortaya bir seçenek koyduk. Dedik ki bu barış ve demokrasi seçeneğidir. Başarılı olduk 31 Mart’ta. Bunu hazmedemeyenler her yerde bize adaletsizliği dayatmaya devam ettiler. Arkadaşlarımızın mazbatalarını ellerinden aldılar. En sonunda gelip İstanbul’a da kayyım atadılar. Biz ise, ‘Bizde kayyım alerjisi var, kayyım atarsanız gelip süpürürüz’ dedik. Öyle de yaptık. Artık Türkiye siyaseti yarını konuşmak zorundadır. Yeni bir siyaseti var etme zamanıdır. Bunun yolunu İstanbul’da açtık. Barış ve özgürlüğün yolu açıldı. Demokrasi ittifakıyla birlikte bu yolda yürümeye devam etmeliyiz şimdi.”

“Bu cumhurbaşkanlığı sistemi rehabilite edilemez”

“Cumhurbaşkanlığı sistemi nedeniyle Türkiye krizlerle boğuşuyor ve bu krizlerden bu sistemle çıkılamaz. Bu seçim seçenek yaratma gücünün açığa çıkarılmasıydı, bunu da başardık. Bu partili cumhurbaşkanlığı sistemi çoğulculuğu yok sayan, farklılıkları birbirine düşman eden bir anlayış. Bu sistem rehabilite edilemez.

Bu anayasa bir cunta anayasası. Halkların, toplumun anayasası değil, beş generalin dayattığı bir anayasadır. İşte bu anayasadan yararlanıp cumhurbaşkanlığı sistemini yaratanlar toplumsal barışı dinamitledi.

Tek adam rejimi bir çöküştür. Bu sistemle uçacağız dediler. Yolsuzluk, yoksulluk, haksızlık, adaletsizlik her yeri sarmıştır. Buradan çıkışı hep beraber bulmalıyız. Özellikle son bir yılda yaşadıklarımızdan önemli dersler çıkarmalıyız. Ders çıkarmayanlara 31 Mart’ta da, 23 Haziran’da da bir ders verdik.”

“Bir müzakere zeminine çağırıyoruz”

“Önyargılardan kurtulmak ve bir müzakere zeminini yaratmak zorundayız. Bütün toplumu çağırarak, parlamentoya sıkıştırmadan yapmalıyız bunu. Tüm halkları, partileri, sendikaları, kadınları bu müzakere zeminine çağırıyoruz. Bu müzakere faşizme karşı mücadeledir. Tüm toplumsal kesimler yan yana gelsin. Bir toplumsal sözleşmeyi var edelim.

Bugün demokratik anayasa zemininde uzlaşmak, demokrasi adına barış adına atılabilecek en güçlü adımdır. Bunun için yan yana gelmeli, anayasayı bizzat bizler yapmalıyız. Türkiye halkları olarak ortak vatanda bir arada yaşama iradesine sahip olan bizler bu anayasayı yapalım. Ancak o zaman bu krizlerden çıkabiliriz. İşsizliğe, yoksulluğa, zulme işte o zaman son verebiliriz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.