Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriye ordusunun ağustos ayından bu yana İdlib ve çevresindeki birçok alanda bombardımanı yoğunlaştırdığını, böylece çeşitli köy ve kasabalar üzerindeki kontrollerini güçlendirdiğini belirtti. Suriye ordusu, dün geceden bu yana Güney İdlib kırsalında daha fazla ilerleme kaydederek, Han Şeyhun’un doğusundaki üç köye ek olarak, el-Tamana ve Huveyn kasabalarını da ele geçirdi.
SOHR’a göre, Güney İdlib kırsalındaki iki köye yönelik bugünkü saldırılar neticesinde ikisi çocuk yedi sivil hayatını kaybetti. Maarat el-Numan şehrindeki yerleşim bölgelerine yapılan dünkü saldırılarda da 12 sivil ölmüştü.
Rejim güçleri, 10 gün önce Han Şeyhun kasabasında kontrolü ele geçirdikten sonra bölgede daha fazla ilerlemeye çalışıyor.
Almanya’dan İdlib için ateşkes çağrısı
Öte yandan Almanya, Belçika ve Kuveyt’le birlikte Suriye’nin İdlib vilayetindeki sivillerin korunması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) bir karar tasarısı sundu. Cihadcı grupların ve muhaliflerin son kalesi olan İdlib’de sivillerin içinde bulunduğu tehlikeye dikkat çekilen karar tasarısı metninde, derhal ateşkes sağlanması ve hiçbir şart olmaksızın bölgeye insani yardım ulaştırılmasının önünün açılması talep ediliyor. Belçika’nın BM nezdindeki Büyükelçisi Marc Pecsteen, karar tasarısının “ateşkesin, uluslararası insan haklarına karşı saygı gösterilmesini ve insani yardım çalışanlarına bölgeye erişim hakkının sağlanmasını” kapsadığını belirtti.
Karar tasarısının ne zaman oylamaya sunulacağı henüz belli değil. Ancak Şam yönetiminin müttefiki Rusya’nın, karar tasarısını veto edeceği tahmin ediliyor.
BM Suriye Temsilcisi: “Güvenli bölge, Suriye’nin bağımsızlığının ihlalidir”
BMGK’nin Suriye toplantısında konuşan BM Suriye Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, “Suriye, kuzeydoğuda güvenli bölge oluşturma planlarına kesinlikle karşı. Bu planlar, Suriye’nin bağımsızlığının ihlalidir” diyerek daha önce BMGK’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne destek verdiğini hatırlattı.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock da, ABD ve Türkiye’nin Suriye’de güvenli bölge oluşturması konusunda BM ile hiçbir görüşme yapılmadığını ve BM’nin bu anlaşmanın tarafı olmadığını söyledi.
Çavuşoğlu: “Rusya, Suriye’de Esad rejiminin gözlem noktalarımıza saldırmayacağının garantisini verdi”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Norveç’in başkenti Oslo’yu ziyaretinde açıklamalarda bulundu. İdlib’deki saldırıların “Avrupa’ya yeni bir göç dalgası başlatabileceğini” söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye’deki askerlerini, siyasi çözüm bulunması halinde çekebileceğini de sözlerine ekledi. Çavuşoğlu, “Suriye’de siyasi bir çözüm bulunduğunda askeri birlikler ayrılabilir ancak şu an Şam rejimi siyasi bir çözüme inanmıyor” dedi.
Akar: “Meşru müdafaa hakkımızı sonuna kadar kullanırız”
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir üst rütbeye terfi eden personelin rütbe işaretleri dün Milli Savunma Bakanlığı’nda düzenlenen törenle verildi. Törende Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar bir konuşma gerçekleştirdi. İdlib’de Rusya’nın da desteğini alan Suriye ordusunun havadan ve karadan gerçekleştirdiği saldırılarla çocukları, gençleri, kadınları, yaşlıları katletmeye devam ettiğini ifade eden Akar, bunların durdurulması için Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve TSK’nin üzerine düşeni en iyi şekilde yapmaya gayret ettiğini söyledi.
Akar, anlaşma ve mutabakatlara aykırı olarak rejim tarafından yapılan saldırılarla bugüne kadar 700’den fazla masum insanın hayatını kaybettiğini, 500 binden fazla insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını dile getirdi. Akar, “Bizim personelimize, gözlem noktalarımıza zarar ziyan geldiği takdirde meşru müdafaa hakkımızı sonuna kadar kullanacağımızı herkese söyledik, söylemeye devam ediyoruz” dedi.
