Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Koronavirüs salgınında kaybettiklerimizin hikayeleri – Prof. Dr. Murat Dilmener: Güler yüzlü ve yüce gönüllüydü, yoksulların doktoru olarak biliniyordu

Murat Dilmener, 10 Ekim 1941’de, Süryani bir ailenin çocuğu olarak Mardin’de dünyaya geldi. Çocukluğu, 1888’de inşa edilen ve günümüzde restore edilerek restoran haline getirilen Cercis Murat Konağı’nda geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin’de tamamladı. 

Liseden sonra tıp ve mühendislik sınavlarını kazandı. Mardin’in önemli tüccarlarından biri olan babası Cercis Bey, oğlunun doktor olmasını istiyordu. Böylelikle İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ni tercih etti. İdealist bir öğrenciydi, fakülteyi başarıyla tamamladı.

Daha sonra Mardin’e döndü ve burada bir süre doktor olarak çalıştı. Askerliğini tamamladıktan sonra mezun olduğu fakültede “hocaların hocası” unvanını alacağı akademik kariyerine başladı.

1983 yılında doçent, 1988 yılında profesör oldu. 1991-1998 yılları arasında Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, 1999-2008 yılları arasında ise İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı.

Hayatını adadığı mesleğini “sağlık, para ile satın alınmaz” ilkesiyle sürdürdü. Maddi durumu yeterli olmayan hastaları karşılıksız tedavi ettiği için “yoksulların doktoru” olarak biliniyordu.

Hatta 2004 yılında yoksul hastaları Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hukuka aykırı şekilde ücretsiz tedavi ettiği gerekçesiyle, 135 profesör ile birlikte Dilmener’e de soruşturma açılmıştı. Hastanenin döner sermaye gelirleriyle zor durumda olan hastaları tedavi ettiğini söyleyen doktorlar konuyu yargıya taşımış, bunun üzerine mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Daha sonra hocaların bu paraları fakir hastaların tedavisi için kullandıklarına kanaat getirildiği için dava kapatılmıştı.

Dilmener, Türkiye’nin en önemli tıp profesörlerinden biriydi. Binlerce öğrenci yetiştirdi. Hiçbir öğrencisini sınıfta bırakmadı, onun için asıl mesele bildiklerini öğretmekti. Güler yüzü, dostane tavrı, yardımseverliği ve öğretme azmiyle fakültenin en sevilen ve en saygı duyulan hocalarından biri oldu. 

Kurucuları arasında yer aldığı Tıp Fakültesi Vakfı aracılığıyla Çapa Tıp Fakültesi’nin restore edilmesi ve eksikliklerinin tamamlanması için de çok gayret gösterdi.  

Ayrıca İç Hastalıkları Yardım Derneği, Türk Tıp Derneği ve Mardin Eğitim Vakfı kurucuları arasında yer aldı. 1967-1974 yılları arasında Mardin Süryani Kadim Vakfı’nın başkanlığını da üstlendi.

Mesleğine ve hastalarına çok bağlıydı. Görüntüleme tekniklerinin yetersiz olduğu yıllarda, hastanın öyküsünü dinleyerek ve fiziksel muayene yaparak koyduğu tanılar sayesinde yüzlerce insanın hayatını kurtarmıştı, hızlı tanı koyabilmesi ile ünlüydü. Yaşı gereği 2008 yılında mecburen emekli olsa da son zamanlarına kadar muayenehanesinde çalışmaya, hasta bakmaya devam etti.

Prof. Dr. Kerim Güler ve Prof. Dr. Kıvanç Çefle ile birlikte hazırladıkları, pratik tanı ve tedavi ilkelerini içeren Güncel Tanı ve Tedavi adlı kitabı bu yıl içinde İstanbul Tıp Kitapevleri’nden çıktı. Dilmener, son zamanlarında iç hastalıkları hakkında yeni bir kitap üzerinde çalışıyordu.

Hayatını mesleğine ve hastalarına adayan bir görev insanı olan Prof. Dr. Murat Dilmener, baktığı bir hasta dolayısıyla koronavirüse yakalandı, 38 gün boyunca yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi, 3 Mayıs 2020 tarihinde 79 yaşında hayatını kaybetti.

Dilmener, Türkiye Süryanileri’nin ilk profesörüydü, Türk sanat müziği dinlemeyi severdi, üç çocuğu, iki torunu vardı. Yakınları, öğrencileri ve hastaları, ardından, “Güler yüzlü ve yüce gönüllüydü, yoksulların doktoruydu” dedi.

Öğrencilerine sık sık hatırlattığı şu öğüt onun hayat felsefesinin ve mesleğine aşkının özetiydi: “Kapınızı çalanı geri çevirmeyin, derdini dinleyin, muayene edin, ilacını verin ve güler yüzle yolcu edin. Gülen yüzünüzü asla esirgemeyin.”

Bu yazı, koronavirüs salgınında hayatını kaybeden insanların birtakım sayılardan ve istatistiklerden ibaret olmadığını hatırlatmak amacıyla, sevenlerinin yasını hep beraber tutalım diye yazılmıştır.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.