Sinem ve Halil, İstanbul’un değişik semtlerinde tekstilden gıdaya birçok ticari girişimin sahibi iki ortak ve nişanlı bir çift.
20 Temmuz 2020 günü Merter’de ürün almaya gittiklerinde yaşadıkları ise Türkiye’de şiddetin ne denli kontrol edilemez bir hal aldığını gösteriyor. Park yeri tartışmasıyla başlayan gergin bir diyalog sonunda genç çift, onlarca kişi tarafından İstanbul’un ortasında şiddete maruz bırakıldı. Sinem’in ‘’Kadınım, belki bana vurmazlar diye nişanlımın üzerine kapandım’’ dediği o anlarda Halil yerlerde yuvarlandı, tekmeler yedi; Sinem’in çabası ise sonuçsuz kaldı, biri boğazına yapışmış, genç kadını boğazından havaya kaldırmıştı. Şiddet dakikalarca devam etti.
Kadına ve hayvanlara şiddeti konuştuğumuz bugünlerde, yaşananlardan birkaç gün sonra Beşiktaş’taki işletmelerinde ikiliyle bir araya geldik. Olayın şoku da izleri de tazeydi. Ancak genç çift haklarını savunmakta kararlı. Çünkü Merter’in merkezi bir meydanında gayri resmi taşımacılık yapan, aynı soyada sahip bu kişilerin bu korkunç davranışlarının onların yanına kalmasını, bu kez de bir olaydan -amiyane tabirle- yırtmalarını istemiyorlar. Çifti öfkelendiren bir diğer detay ise olaya sebep olan kişilerin kendilerinden önce gidip darp raporu almaya çalışmaları, özür dilemek yerine üste çıkmaları. Ayrıca tartıştıkları bir kişinin nasıl önce on, sonra onlarca kişiye çıktığını anlamıyorlar; tanımadıkları ,seslerine bile aşina olmadıkları bu kalabalığın hadsizliğinin muhatabı olmak istemiyorlar.
Genç çift öfkeli. Ancak öfkelerinin sebebi kendi yaşadıklarından ziyade toplumun şiddete bu denli meyilli hale gelmesi. Yani birilerinin bu davranışları sergileme cüretini kendinde görmesi ve ceza almayacaklarını düşünerek bir kişiden bir güruha evrilebilmeleri. İşte bu nedenlerle hukuki mücadeleyi de başlatan Sinem ve Halil, şehir eşkıyalarının karşısında suspus olmak istemedi ve yaşadıklarını Medyascope’a anlattı.
