Açık ve uzaktan eğitim fakültesinde psikoloji lisans eğitiminin açılacağı haberi tepkiyle karşılanmıştı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıköğretimde psikoloji lisans programının kapatılmasının daha yararlı olacağı yönündeki görüşünü Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na (YÖK) bildirdi.
İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, 12 Temmuz 2020 tarihinde, yeni akademik yılda psikoloji lisans programının açılacağını duyurmuştu. Bu karar başta psikologlar olmak üzere meslek örgütleri ve eğitim camiasında ciddi tepkiyle karşılanmış, uzaktan eğitimle psikoloji lisansının yapılamayacağı dile getirilmişti.
Açıköğretimde psikoloji lisans programının açılmasına gelen tepkilerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıköğretim konusu da dahil olmak üzere psikoloji eğitimi hakkında bir rapor hazırlanması için Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na talimat verdi.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, psikoloji lisans eğitiminde kalitenin korunması için bir rapor hazırladı. Gelişmeleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter hesabından duyurdu.
Raporu inceleyen Erdoğan, açıköğretim psikoloji lisans programlarının kapatılmasının daha yararlı olacağı yönündeki düşüncesini YÖK Başkanlığı’na bildirdi.
Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP) üyesi, klinik psikolog Abdullah Kahraman ile açıköğretimde psikoloji lisans eğitimiyle ilgili yaşanan gelişmeleri konuştuk. Kahraman, psikologlara danışılmadan psikoloji lisans eğitiminin açıköğretimde verilmesi kararını yanlış bulduğunu, karardan geri dönülmesinin sevindirici olduğunu söyledi:
“12 Temmuz 2020 tarihinden itibaren deyim yerindeyse tesadüfen haberdar olduğumuz açıköğretimde psikoloji bölümünün açılmasının iptaline yönelik haber dün kamuoyuna yansıdı. Biz de bu kararı sevinç ve mutlulukla karşıladık. Kuşkusuz halk sağlığı için ciddi endişeler yaratacağını düşündüğümüz bu karardan dönülmesinde öğrencilerin, meslektaşların ve meslek örgütlerinin dayanışması çok büyük bir rol oynadı. Kararın alınış sürecinin kusurlu olduğunu daha önce ifade etmiştik. 12 Temmuz’dan itibaren seslendirilen tepkilere bakıldığında da aslında hiçbir meslek örgütünün, akademisyenin, psikoloğun bu kararı desteklemediğini anlıyoruz. Durum böyleyken psikoloji öğrencilerinden, psikologlardan veya meslek kuruluşlarından görüş alınmadan böyle bir karar alınabilmiş olması bizlerce hâlâ açıklanabilir görünmemektedir.”
“Emekten yana bir meslek yasası için mücadeleye devam etmeliyiz”
Kahraman, ilerleyen dönemlerde de böyle bir konunun tekrar gündeme gelmemesi için bir meslek yasasına ihtiyaç olduğunu da dile getirdi:
“Meslek ve bilim etiği açısından kusurlu olan bu karara karşı güçlü bir dayanışma gösteren psikoloji çevreleri aslında artık bu kazanımı büyütmek istemektedir. Yani bugün iptal olan sürecin ilerleyen yıllarda yeniden ortaya çıkmaması için toplumdan ve emekten yana olan bir meslek yasasına ihtiyaç vardır. Birkaç yıl önce de başka bir üniversitede psikoloji bölümünün açıköğretimde açılması süreci gündeme gelmiş, daha sonra bu karardan vazgeçilmişti. Dayanışmanın gücünü hep birlikte gördüğümüz bu süreçte belki de taleplerimizi yükseltip toplumdan ve emekten yana bir meslek yasası için mücadeleye etmeye devam etmeliyiz.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Programı açan İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve YÖK Başkanlığı’ndan (YÖK) konuyla ilgili henüz bir açıklama gelmedi.
Abdullah Kahraman ile söyleşimizin tamamını dinleyebilirsiniz:
