Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kürtaj olan kadınlar anlatıyor (11): “Doktor bana ‘Bir daha düşünmek ister misin? Bu son şansın olabilir. Fotoğrafını görmek ister misin?’ dedi”

Damla(*) 40’lı yaşlarında bir çevirmen. Şimdi sekiz yaşında bir çocuğu var. Fakat çocuğunun doğumundan önce bir, doğumdan sonra da iki olmak üzere tam üç kürtaj atlatıyor. Damla 18 yaşındayken erken düşük yapıyor. Düşükten sonra doktor, hamilelikten korunması için Damla’ya doğum kontrol hapı yazıyor ve böylece Damla’nın doğum kontrol hapı kullanma serüveni de başlıyor. Yaklaşık 10-11 yıl boyunca bu hapları kullanıyor Damla. O günlerden şöyle bahsediyor:

“Kontrolü elime almıştım. Hamile kalma riskimi bir adamın ellerine bırakmamıştım. O zamanlar bu konuda kafam netti. Doğum kontrol hapının bir kadının vücudu, hormonları, arzuları, salgıları ve her şeyden önemlisi de haletiruhiyesi üzerinde neler yapabileceğiyle hiç ama hiç ilgilenmiyordum. Bugün geldiğim noktada bunları kendi tecrübemle yaşamış ve hapa çok uzak duran biri olarak yine de beni hapa başlattığı için o genç doktora minnettarım.”

Damla, düzenli olarak bir jinekoloğa gitmeye başlıyor

Damla, zaman içinde para kazanmaya da başlayınca kendi deyimiyle “nezih” bir hastanede bir kadın jinekoloğa düzenli olarak muayene olmaya başlıyor. 2008 yılında Damla memesinde bir kitle fark ediyor ve hemen meme ultrasonu çektiriyor. Doktor, ultrasonda memesinde irili ufaklı kistik yapılar göründüğünü, doğum kontrol haplarının bunlara sebep olabileceğini, hapı bırakıp tekrar kontrole gelmesi gerektiğini söylüyor.

Damla’nın o sıralar düzenli bir ilişkisi var. Cinsel ilişkilerinde prezervatifle korunmaya karar veriyorlar. Damla, “Prezervatifle korunuruz dedik ama çok da katı bir şekilde uygulamadık. Sanırım daha bir-iki ay olmadan hamile olduğumu fark ettim” diyor.

“Doktorum en ufak bir şefkat sergilemeksizin, soğuk bir ifadeyle ‘Ben kürtaj yapmıyorum. Başka bir arkadaşa yönlendireceğim’ dedi”

Damla, hamile olduğunu fark ettikten sonra soluğu jinekoloğunun yanında alıyor. Hamileliği kesinlikle istemiyor ve kürtaj olmak konusunda kararlı. Doktorun bu aşamada Damla’ya tavrı oldukça sert oluyor: “Doktorum en ufak bir şefkat sergilemeksizin, soğuk bir ifadeyle  ‘Ben kürtaj yapmıyorum. Başka bir arkadaşa yönlendireceğim’ dedi. Buz kestim ama ağzımdan tek bir sözcük çıkmadı. Ben kusur işlemiş bir insan olarak kafamı eğip denileni yapmalıydım.”

Damla, kürtajdan sonra regl olmuyor

Bir anda her şey çok hızlı gelişiyor. Damla’nın kürtajını jinekoloğun yönlendirdiği hekim yapıyor. Damla fiziksel olarak bir sıkıntı yaşamadığını söylüyor. Fakat aradan belli bir süre geçmesine rağmen regl olamıyor. Bu sefer yine kendi jinekoloğuna gidiyor. Doktorun tavrı ise yine aynı:

“‘Operasyonu ben yapmadım’ diyerek beni kürtajı yapan doktora yönlendirdi. Yine aynı soğuk ve donuk ifadeyle. Bana hissettirdiği şuydu: 30 küsur yaşındasın, korunmayı beceremedin ve ben ulvi bir iş olan doğum ile uğraşan biri olarak senin gayri ahlaki kürtajının hiçbir aşaması ile ilgilenerek kendimi kirletemem. Onun bana hissettirdiği suçluluk ve küçümseme duygularını içimden hâlâ atabilmiş değilim. İhanete uğramış gibi hissettiğimi kendime itiraf etmem çok zaman aldı. Ona çok güveniyordum. Kendimi yarı yolda bırakılmış, bir yakın arkadaşın sadakatsizliği, yüzüstü bırakması gibi hissettim.”

Damla, daha sonra bu jinekoloğun kadınların normal doğum yapabilecekken ne yapıp edip sezaryene zorladığını, yıllar sonra bir kadın arkadaşından öğrendiğini de sözlerine ekliyor.

Damla, kürtaj operasyonunu yapan doktora muayeneye gidiyor. Doktor içinde bir parça kaldığını, bu yüzden regl olamadığını, ilaç kullanması gerektiğini, durum yine düzelmezse ikinci bir operasyon yapılması gerektiğini anlatıyor. İlaç tedavisinden sonra her şey normale dönüyor.

“Bir daha düşünmek ister misin? Bu son şansın olabilir. Fotoğrafını görmek ister misin?”

Aradan yıllar geçiyor. Damla, normal doğumla bir çocuk dünyaya getiriyor. Çocuğu henüz dört yaşına bastığında Damla tekrar hamile olduğunu fark ediyor. İkinci bir çocuk düşünmediği için bu gebeliği sonlandırmak istiyor. Arkadaşlarının da gittiği, tanınan bir doktora gidiyor. Doktor ona kötü davranmasa da duygusal davrandığından bahsediyor: “‘Bir daha düşünmek ister misin? Bu son şansın olabilir’ gibi şeyler söyledi. Ultrason sonrasında da fotoğrafını görmek ister misin? dedi.”

Doktor, kürtaj için Damla’nın eşinin imzasının gerektiğini de söylüyor. Damla aralarında geçen diyaloğu şöyle anlatıyor:

“Doktor ‘Eşinle geleceksin değil mi? Onun da imza atması lazım’ dedi. Ben de ‘Onunla mı gelmem lazım?’ dedim. ‘Yeni politikalar bunu gerektiriyor. Sonra bizim başımız ağrıyor’ gibi şeyler dedi. Ben tabii biraz rahatsız oldum. Sonra da ‘Resmi nikâhlıydınız değil mi?’ dedi. ‘Evet ama neden? Bu bana hiç güzel gelmedi’ dedim. O da ‘Bana da hiç güzel gelmiyor ama işte politikalar bizi zorluyor’ dedi.”

Daha sonra eşiyle ve bir arkadaşıyla birlikte hastaneye giderek kürtaj olan Damla, kürtajıyla ilgili hem duygusal hem de fiziksel açıdan bir zorluk hissetmediğini söylüyor.

Damla yine hamile olduğunu fark ediyor

İki yıl önce Damla yine hamile olduğunu fark ediyor. Onun anlatımıyla ‘başından aşağı kaynar sular dökülüyor’. Doktorlarla yaşadığı kötü tecrübeler aklına geliyor ve bunlar onu çok kaygılandırıyor. Yakın bir arkadaşının tavsiyesi üzerine başka bir jinekoloğa gidiyor. Bu hamileliği sırasında tıbbi açıdan birçok sorun yaşanıyor. Fakat doktoru süreci çok iyi yönetiyor.

Doktor, ‘Çocuğu istiyor musunuz?’ gibi bir soru sormuyor. Bu da Damla’yı oldukça rahatlatıyor. Damla, eşiyle birlikte bu hamilelikte yeni bir çocuk isteyip istemedikleri konusunda biraz düşündüklerinden bahsediyor. Aynı zamanda riskli bir çoğul gebelik yaşıyor. Bu sırada bir kanaması oluyor ve bir keseyi kaybediyor. Diğer kese duruyor ama onun da ne olacağı belli değil. Damla bu süreçler yaşanırken, kürtaj olmak istemesi durumunda işleme geç kalacağından korkuyor. Fakat doktoru endişelenmemesi gerektiğini, halledebileceklerini söyleyip her aşamada onu rahatlatıyor. Sadece Damla’nın kararının onun için belirleyici olduğunu da vurguluyor:

“Bir noktada ben doktora ‘Eşimle konuştuk, şöyle böyle’ falan derken, ‘Burada beni sadece kadının düşüncesi ilgilendiriyor. Tabii o da baba olacaktır, eşinizdir, sperm sahibidir. Ama beni bunlar ilgilendirmiyor’ dedi.”

Damla’ya zorunlu tahliye işlemi yapılıyor

Damla’nın kalan kesesinde embriyo oluşmadığı anlaşılıyor ve ‘zorunlu tahliye’ denilen bir operasyon yapılıyor. Yani Damla kendi iradesinden bağımsız bir kürtaj yaşıyor:

“Kararın bana kalmamış olmasına memnun oldum. Fakat karar bana kalsaydı bile doktorun tavrı sayesinde istediğim kararı, istediğim şekilde verebileceğimi hissettim. Tüm kötü deneyimlerin ardından böyle bir doktorla karşılaşmam beni ‘İyi doktorlar da var’ düşüncesine sevk etti.”

“Kürtaj konusuna eğilmek ufak da olsa bir değişim başlatabilir”

Damla bu yaşadığı iyi ve kötü tecrübelerden sonra bugün artık jinekolog seçiminde daha net bir tutum sergilediğini söylüyor ve son olarak şunları ekliyor:

“Bu ülkede cinsel yaşamımızı, yönelimlerimizi, tercihlerimizi nasıl yaşayacağımızı maalesef kendi isteklerimiz dışında pek çok faktör baskı ve tesir suretiyle şekillendiriyor. Jinekologlar da bu noktada çok hayati bir konuma sahip. Bu konuda yaşadığım iyi ve kötü tecrübeler ile bu yaşımda jinekolog seçimimde daha net bir tutum sergileyebiliyorum. Fakat genç kadınlar için aynı şey geçerli olmuyor, hele ki büyük şehirler dışında durum daha da kötüdür. Kadın örgütlerinin bu alanda da çalışma yapmasına dair ihtiyacın büyük olduğunu düşünüyorum. Doğum kontrolü ve istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması konusunda devlet politikası bu derece siyasileşmiş ve kutuplaşmışken, kadın hakları ve özgürlük yanlısı kesimlerin bu alana eğilmesi ufak da olsa bir değişim başlatabilir.”

Türkiye’de kürtaj 1983 yılında yasallaştı. Her ne kadar 10 haftaya kadar kürtaj yapılması yasal olsa da birçok devlet hastanesi kürtaj yapmıyor. Uzmanlar, 2012 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “Kürtaj cinayettir” açıklamasının ardından fiili bir yasak başladığını belirtiyor.

*Röportaj yapılan kişinin ismi değiştirilmiştir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.