Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Çin ve 14 Asya-Pasifik ülkesinin imzaladığı, küresel ekonominin yüzde 30’una karşılık gelen tarihin en büyük serbest ticaret anlaşması dünya için ne anlama geliyor?

Beklendiği üzere tarihin en büyük serbest ticaret anlaşmalarından (STA) biri olan Bölgesel Ekonomik Ortaklık (RCEP) anlaşması koronavirüs salgını sebebiyle dijital ortamda gerçekleşen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) toplantısında imzalandı. Oluşturulan ticaret bölgesine 10 ASEAN ülkesinin (Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam ) yanı sıra Avustralya, Çin, Japonya Yeni Zelanda ve Güney Kore dahil oldu. Kapsadığı ülkeler dikkate alındığında anlaşma, dünya ekonomisinin yüzde 30’una karşılık geliyor.

Asya’da tedarik zincirleri güçleniyor

Teknik olarak anlaşma, dünyada uygulanan ticaret kuralları açısından “yenilikçi” bir yapıya sahip değil. Ancak bu anlaşma, Asya genelinde var olan çok sayıda ikili ticaret anlaşmasını ve ticari kuralı ortadan kaldırarak yerine bütüncül bir ticari ortaklık ortaya çıkarıyor. Bu çerçevede, gümrük vergileri azalıyor, tedarik zincirleri güçleniyor ve ticari malların hareketi kolaylaşıyor.

Çin’in bölgesel etkinliği artacak

Hem ticari hem de jeopolitik açıdan kazançlı çıkan aktörlerin başında bölgenin en önemli ekonomik gücü olan Çin geliyor. Anlaşmayla beraber Çin’in bölgesel düzeydeki ekonomik faaliyetleri ve etki gücü daha da artacak. Pekin yönetimi, gelişecek ticari ilişkileri sayesinde bölgesel düzeyde yaşadığı siyasi ve askeri gerilimlere bir perde çekmeyi amaçlıyor. Öte yandan, bölgesel düzeyde güçlenen tedarik zincirleriyle, Çin’in ABD gibi pazarlara olan bağımlılığı azalacak.

Son olarak, bu anlaşma Japonya’nın, Güney Kore ve Çin ile imzalamış olduğu ilk anlaşma olması sebebiyle jeopolitik açıdan da önemli bir aşama olarak görülüyor. Bu anlaşmanın, ortak bir ticari zeminde buluşan Çin, Japonya ve Güney Kore’nin aralarında serbest ticari bölge oluşturma görüşmelerini hızlandırabileceği belirtiliyor.

Asya’da ABD etkisi azalıyor

Anlaşmanın Amerika Birleşik Devletleri (ABD) açısından da önemli yansımaları bulunuyor. Donald Trump döneminde ABD dış politikada, artan düzeyde içe dönük politikalar benimserken çok taraflı ticari anlaşmalardan da geri adımlar attı. Bu süreçte en dikkat çekici adımlardan birisi ABD’nin Trans Pasifik Ortaklığı’ndan (TPP) çekilmesi olmuştu. Her ne kadar ticari çıkarlarını ikili ilişkilerle geliştirmeye çalışsa da TPP’nin ardından bölge ülkelerinin imzaladığı bu ikinci bölgesel anlaşmasıyla beraber bölgedeki tedarik zincirlerinin ABD’li ihracatçıları dışarıda bırakacak şekilde gelişmekte olduğu görülüyor. Bu çerçevede RCEP, ABD’nin bölgedeki ticari önemini azaltabilir. Benzer şekilde, Asya bölgesinde ticari kurallar şekillenirken ne ABD’nin ne de Avrupa Birliği’nin sözünün geçmeyecek olması da diğer bir ayrıntı.

Joe Biden’ın göreve gelmesiyle beraber ABD’nin dış politikaya, ticari ilişkilere, müttefiklerine ve çok taraflı anlaşmalara yaklaşımında önemli değişimler bekleniyor. Biden, bu değişimin sinyallerini veriyor. Bu çerçevede, Biden’ın TPP anlaşmasına nasıl yaklaşacağı merak edilen bir konu. Özellikle Japonya, ABD’nin tekrar TPP anlaşmasına imza atmasını istiyor. Ancak, ABD medyasına da yansıyan kulis bilgilere göre Biden, TPP anlaşmasına tekrar dahil olmaya sıcak baksa da siyasi desteğin sınırlı olması sebebiyle bu ilk etapta mümkün gözükmüyor.

Anlaşmanın en büyük eksiği Hindistan

Anlaşmanın mevcut haliyle en önemli eksikliği Hindistan’ın imza atmaması oldu. Halen anlaşmaya imza atması için Hindistan’a açık kapı bırakılmış durumda. Hindistan’ın dahil olması RCEP’in kapsamını ve önemini önemli ölçüde artırabilir. Bu sebeple anlaşmaya imza atan birçok ülke Hindistan’ın ticaret bölgesine dahil olmasını talep ediyor. Ancak, Hindistan yönetimi, Çin’den gelmesi muhtemel ucuz malların yerel pazarı domine etmesinden ve ekonomiye zarar vermesinden endişe ediyor. Yeni Delhi yönetiminin yakın vadede anlaşmaya dahil olması çok olası gözükmüyor. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.