Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, 2019 yılında ülkenin Christchurch şehrindeki iki farklı camiye düzenlenen ve toplam 51 kişinin hayatını kaybettiği saldırılar hakkında ülkedeki Müslüman topluluğa hesap vereceklerini söyledi. Hafta sonu saldırıdan kurtulanları ve saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerini ziyaret eden Ardern, salı günü (8 Aralık) saldırı hakkında geniş çaplı bir rapor açıklayacaklarını ve zaman kaybetmeden saldırıyı koordine edenleri bulacaklarını belirtti.
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, 5 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrindeki El Nur Camii ile Linwood İslam Merkezi’ne yapılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği saldırıların peşini bırakmayacaklarını söyledi.
Hafta sonu Christchurch şehrini ziyaret ederek saldırıdan canlı kurtulanlar ve saldırıda hayatını kaybedenlerin aileleriyle görüşen Ardern, pazartesi günü (7 Aralık) kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, saldırıyı koordine eden kişileri bulacaklarını belirterek “Müslüman toplumu uygulama açısından hesap verebilirliği ve bu saldırıyı koordine etmekten kimin sorumlu olduğunu görmek isteyecek. Biz de bunu sağlayacağız” diye konuştu.
Ardern ayrıca, salı günü hükümetin saldırılar hakkında 792 sayfalık bir rapor açıklayacağını ve raporda güvenlik görevlileri, Müslüman cemaat liderleri, uluslararası uzmanlar ve İngiltere, Norveç ve Avustralyalı yetkililer de dahil olmak üzere yüzlerce farklı kişi ve kurumun görüşlerine yer verildiğini söyledi. Öte yandan Ardern, raporun ardından somut adımlar atmak için yeni bir bakanın görevlendirileceğini açıkladı.
Yeni Zelanda Kraliyet Komisyonu tarafından hazırlanan ve hayatını kaybedenlerin aileleriyle paylaşılan raporda, hükümetin saldırılar konusunda herhangi bir bir hatası ya da ihmali olup olmadığını ve bu saldırıların önlenebilir olup olmadığınına dair bulgular yer alıyor.
Ardern’in açıklamaları, Yeni Zelanda İslami Kadınlar Konseyi’nin (IWCNZ) hükümeti saldırılar için “resmi bir ulusal özür” dilemeye davet etmesinin üzerine geldi. Konseyin sözcüsü Aliya Danzeisen, geçen hafta yaptığı açıklamada “Yeni Zelanda’nın özür dilemesi gerekiyor. Bu özür sadece polisten değil, tüm hükümetten gelmeli. Bir özür, tüm bu hasarı iyileştirmek ve onarmak için ilk adımdır. Özür dilemek, kayıp ve zarar için gerçek üzüntüyü ifade etmektir. Bu iyi bir başlangıç olur” diye konuşmuştu.
Ardern ise hükümetin resmi bir özür dileyip dilemeyeceği konusunda bilgi vermedi ancak raporun yayımlanmasından sonra somut adımlar atacaklarını belirterek “Bu rapor saldırı hakkında daha fazla fikir sahibi olmamızı sağlayacak” dedi.
Ardern’in saldırıya verdiği cevap, küresel anlamda takdir edilmiş ve Ardern, acil kararlarla birlikte ülkede yarı otomatik silahların satışını yasaklayarak aşırıcılığa ve ayrımcılığa karşı küresel bir kampanya başlatmıştı.
Christchurch saldırılarının faili aşırı sağcı Avustralya vatandaşı Brenton Tarrant, geçen ağustosta müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Tarrant’ın aldığı ceza, Yeni Zelanda’da bugüne dek verilen en ağır mahkeme kararı olarak kayıtlara geçti.
Derleyen: Sema Kahriman
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
