Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs aşısının 11 Aralık’tan sonra Türkiye’ye geleceğini 3 Aralık’ta sosyal medya hesabından duyurdu. Koronavirüs aşısı ülkeye geldikten yaklaşık 10 gün sonra aşılamaya başlanılması planlanıyor. İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Tamur, koronavirüs aşısı planlamasını ve Aile Sağlığı Merkezleri’ndeki (ASM) son durumu Medyascope’a değerlendirdi.
Aile hekimlerinin koruyucu ekipman ihtiyacını karşılama konusunda yalnız bırakıldığını dile getiren Tamur, “Devlet bize neredeyse nisan ayından beri hiçbir şey göndermedi. Gönderdiklerini kullanmıyoruz bile. Çok az sayıda cerrahi maske gönderiyor ama ÜTS (ürün takip sistemi) kayıtlarını bile bulamıyoruz. Biz bir yandan ‘ÜTS kaydı olmayan, kalitesiz malzeme kullanmayın, bunlar hastalığa karşı önleyici değildir’ diyoruz, bir yandan da bakanlığın bize bu tür malzeme yolladığını görüyoruz. Bu üzücü bir durum” dedi.
“Her şeyi medyadan öğrenmeye çalışıyoruz”
Sağlık Bakanlığı’nın iletişim konusunda aile hekimlerini tamamen dışladığını belirten Tamur, “Her şeyi biz de sizin gibi medyadan öğrenmeye çalışıyoruz. Halbuki bu ülkede 25 binin üzerine aile hekimi ve bir o kadar aile sağlığı merkezi çalışanı var. Keşke salgını aile hekimleri üzerinden yönetmeye çalışsaydık” diye konuştu. Maske mesafe, izolasyon ve hijyeni aile hekimlerinin hastalarına çok daha anlaşılır şekilde anlatabileceklerini belirten Tamur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz hastalarımızla konuştuğumuzda, hastalarımız karşılarında yıllarca kendilerine sağlık desteği vermiş kişileri görüyor. Aile hekimleri, hastaların ekranlarda gördüğü kişilerden çok daha fazla güvendiği kişiler. Bakanlık bu sistemi iyi kullanamadı diye düşünüyorum. Niyeyse biraz dışlandık.”
“Ya aşı planlanması yapılmadı ya da biz bilgilendirilmedik”
Koronavirüs aşılarının Türkiye’ye gelmek üzere olduğunu söyleyen Tamur, “Şu ana kadar bildiğimiz tek şey Sağlık Bakanı’nın ağzından çıkan, ‘Aşılar nerede yapılacak?’ sorusuna verilen, ‘Aile hekimlerimiz, bazı tıp merkezleri, aşı takip sistemlerinin olduğu yerler’ şeklindeki cevap. Sadece bunu biliyoruz. Onun dışında biz, bu aşılarla ilgili neredeyse hiçbir bilgiye sahip değiliz” dedi.
Tüm dünyada aşının konuşulduğunu hatırlatan Tamur, “Herkes bu aşıların nerede depolanacağını ve nasıl dağıtılacağını, kimler tarafından, ilk başta kimlere yapılacağını artık planlamış durumda. Bizde ya hâlâ bu planlama yapılmadı ya da yapıldıysa bile bizim haberimiz yok, işin tam göbeğinde olduğumuz halde” diye konuştu. Kısa sürede 50 milyon doz aşı yapmanın ciddi bir planlama gerektirdiğini anlatan Tamur, “Ciddi bir depolama hizmeti, aşı dolabı ve personel hizmeti gerekir. Aile sağlığı merkezlerinde kullanılan dolaplar bildiğiniz ev tipi derin donduruculu buzdolaplar. Bunlar bu kadar aşıyı depolamaya ve belli bir ısıda tutmaya yeterli olmayabilir” diye ekledi.
