Hekim grevleri ve iş bırakmalar neden işe yaramıyor?

Hekimler onlarca kez iş bıraktı hiç duydunuz mu? Sendikaların “son koz” olarak başvurduğu greve, yakın zamanda hekimler ve sağlık çalışanları da başvurdu. Hastanelerde işler aksadı mı? İş cinayetleri, saldırgan hasta yakınlarının ağır yaralama vakaları bitti mi? Sağlık Bakanlığı, önlemlerin caydırıcı olmadığına ikna edilebildi mi? Hayatta kalmak ve işini yapabilmek için yurt dışına göç zorunluluğu ortadan kalktı mı? Grev ve iş bırakmalar neden işe yaramadı? TTB ev sahipliğinde bir araya gelen sağlık meslek örgütleri bu sorunun yanıtını verdi.

Sağlık Bakanlığı’nın “Sağlıkta Dönüşüm Politikaları” sonucu sağlık sisteminin sorunları hekimlerin ve sağlık çalışanlarının iş yaparken şiddete maruz bırakılması ve saldırganlar tarafından öldürülmesiyle sonuçlanıyor. Bu süreç boyunca son çare olarak grev ve iş bırakma eylemi yapmak zorunda bırakılan hekimlerin eylemleri ise sonuç vermedi. Peki neden böyle oldu? Sağlık meslek örgütleri bugün (2 Eylül) Türk Tabipleri Birliği (TTB) ev sahipliğinde Ankara’da bir araya geldi ve toplantıda bu konu da konuşuldu.

Sorunlara karşı ortak yanıt vermek için bir süredir görüşmeler yapılıyor

Bugünkü toplantıya katılan meslek örgütleri aynı zamanda önümüzdeki dönem yapılacak olan bir dizi eylem için birlikte hareket edecek. Meslek örgütlerinin temsilcileri bir süredir toplantılar yapıyor ve sağlık siteminin sorunlarına karşı ortak tepki sürecini örgütlemeye çalışıyor. Bu süreci örgütlemeye çalışanlar aynı zamanda sağlık sisteminin sorunlarına maruz bırakılarak hizmet vermek zorunda olan yurttaşlar. Türkiye’deki sağlık sisteminin halk sağlığını önceleyerek sürdürülebilmesi için bir araya gelerek mücadele etme kararı alan sendika ve meslek örgütleri şöyle:

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), Genel Sağlık İşçileri Sendikası (Genel Sağlık-İş), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (Hekim Sen), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Çalışanları Sendikası (Hekim Birliği), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Türk Psikologlar Derneği (TPD), Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER), Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-Der).

Kasım ayında miting yapılacak

Bugünkü toplantının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı kasım ayında düzenlenecek büyük mitingi şöyle duyurdu:

“Diyojen’in feneriyle insan araması gibi, biz de fenerimizle haklarımızı arayacağız. Nasıl bir yol izleyeceğimizi konuşuyoruz. Bir mücadele programını oluşturuyoruz. Önümüzdeki iki ay boyunca illerde buluşmalar yapacağız. Meslektaşlarımız ile sorunlarımızı konuşacak, taleplerimizi ortaklaştıracağız. Kasım ayında büyük bir miting ile sözümüzü yükselteceğiz. Haklarımızı alamadığımız durumda iş bırakma da dahil olmak üzere yeni eylemlere yöneleceğiz.

“Çabamız bireysel koşullar için değil, gelecek için”

Hekim Birliği Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Özgür Öz:

“Bizler ideal sağlık sistemini hedefliyoruz. Hakkıyla görev yapan nitelikli hizmet sunan ve bunun karşılığında hakkı olan ücretin alınabildiği bir sistem. Kamu hekimliğini, nitelikli ve ücretsiz hizmeti savunuyoruz. Bizim itirazımız bireysel anlamda şartların düzelmesi için değil yarınlarımız içindir. Sağlık sistemi işlevsizdir. Kendisi sağlıksızdır. Bu sistemin gerçekten olması gerektiği noktaya evrilmesi elzemdir.”

Grevler ve iş bırakma eylemleri neden etkisiz?

Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının maruz bırakıldığı koşullar sürerken (saldırganların ağır yaralama vakalarının ölümle sonuçlanmadığı takdirde neredeyse sıradanlaştırıldığı çalışma koşulları) bir yandan iş bırakma eylemleri ve grevler yapıldı. Sendikaların işveren ya da yetkililer karşısında “son kozu” olan ve kazanımla sonuçlanmadığı takdirde sistemin işleyişini aksatması beklenen bu eylemlerden sonuç alınamadı. Birçoğu baskılar ve cezalandırmalar sebebiyle öğle molasına denk getirilerek yapılan iş bırakma eylemleri kamuoyu yaratmadı ve sorunun muhataplarını harekete geçiremedi. Sendika temsilcileri bugün yapılan toplantıda bu sorunun neden kaynaklandığına ilişkin soruya şu yanıtları verdi:

“Sağlık Bakanlığı’ndaki bürokratlar ve Bakan Bey’e doğruları söylemekle ilgili girişimlerimiz oldu, karşılık bulmadı”

Hekim-Sen Ankara Şube Başkan Yardımcısı Koray Demircan:

“Evet bu tür iş bırakma eylemleri basında yeterince yer alamadı. Biz hekim sendikaları olarak artık sesimizi duyurmaya başladığımızda eylemler öncesinde bazı alt muhataplarla konuşmalar, görüşmeler yapılmış olur. Sağlık Bakanlığı’ndaki alt kademe bürokratlar ve Bakan Bey olmak üzere doğruları söylemekle ilgili girişimlerimiz oldu ama tabii bu çok karşılık bulmadı çünkü burada istişare mekanizmasının çalışması gerekiyor. Sahanın sorunlarının Bakanlık teşkilatı açısından, devlet ricali mekanizması açısından bir şekilde iş birliğiyle çözülmesi lazım. Böyle bir niyet olmadığı için muhatapsızlık diyaloğu ortaya koyuldu ve bu sebepten iş bırakma eylemlerine mecbur kalındı.

“Artık birbirimiz arasındaki sorunları kenara bırakıp diyaloğu artırarak bir kitle olarak büyüyeceğiz”

“Sağlık çalışanları için de kitlesel bir hareket artık başlıyor. Sadece hekimler değil bütün sağlık çalışanları birkaç ay içerisinde gerçekten nitelikli, ses getirici, birlikte olduklarını artık gösteren, hissettiren hareketler yapacaklar. Bunun adına eylem diyebilirsiniz, başka şey diyebilirsiniz. Biz artık birbirimiz arasındaki sorunları bir kenara bırakıp diyaloğu artırarak bir kitle olarak büyüyeceğiz. Siz bunu fark edeceksiniz. Bu toplantının amacı bir şekilde bu. Eylemlerin böyle fark edilmemesinin sebebi bizim de bu konuda yeni yeni zaten başlıyor olmamız.”

“Hekimlerin kendilerini iş bırakma eylemiyle ifade etmek gibi bir kültürü olmadığı için hem tepki aldık hem yalnız kalmış olduk”

“Muhatapsızlık durumunda başka sesimizi duyuracağımız bir ortam kalmadığından ve Türkiye coğrafyasında sağlık çalışanlarının, hekimlerin iş bırakma gibi bir eylemle kendisini ifade etmesiyle ilgili bir kültür olmadığı için mutlaka bu konuyla ilgili hem tepki aldık hem de yalnız kalmış olduk. Türk Tabipler Birliği’nin çatısı altında oluşan bu platform artık kendi içindeki çatışmaları da bırakıp büyüyerek, karşınızda net bir şekilde tek bir söz söyleyerek gelmiş olacak.”


Bir çok sendika “İş bırakma eylemi yapıyorum” deyip süreci örgütlemiyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Eş Başkanı Gönül Eş:

“Bugün artık öyle bir noktaya gelmişiz ki iş bırakma eylemleri bile basın açıklamalarına döndü. Birçok aslında örgütümüz, sendikalarımız, odalarımız herhangi bir sorunla ilgili çok rahat “Ben iş bırakıyorum” deyip bunun çalışmasını çok fazla örgütleyemedi. Grev ve iş bırakma eylemleri uzun süreli çalışma ister. Bunun hayata geçirilmesiyle ilgili bir çalışma yürütmediği için son dönemde yaptığımız iş bırakmalar sonuç alıcı bir eyleme dönüşmedi ne yazık ki. Bugün bu sorunları masaya yatırmak için buradayız.”

“Herkes kendi çephesinden baktığında sistem bizi dikkate almıyor”

“Eylemleri toplumla birlikte ördüğünüz zaman sonuç alabilirsiniz. Yoksa hepimiz kendi cephemizden bakarak ya da hepimiz kendi sendikalarımızdan, odalarımızdan bakarak sonuç alamayız. Böyle yaptığımızda sistem de bizi çok dikkate almıyor veya zayıf tarafımızı görüyor ve yaptığımız eylemin karşılığının olmadığını düşünerek geri adım atmıyor.”

“Toplum desteği olmazsa sonuç alınamıyor”

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Kazım Doğan Eroğulları:

“Grev ve iş bırakma emekçinin elindeki kuvvetli argümanlardan birisi. TTB olarak özellikle ‘Emek bizim söz bizim’ sürecinde ve Konya’daki meslektaşımızın öldürülmesinde iş bırakma kararı almıştık. Bu eylemlerde toplum desteğini çok önemli olduğunu ve tüm alanların aynı anda bu eylemi desteklemesi gerektiğini biliyoruz. Eğer bu olmazsa maalesef eylem amacına ulaşılamıyor.

“Sistemi birlikte durduracağız”

“Diğer örgütlerimizin aldığı tüm kararları da kıymetli buluyoruz ancak biz bu tür eylemlerin sahada örgütlenmesi, topluma anlatılması gerektiğini düşünüyoruz. İş bırakma kararı aldığımız bir dönemde hastanede bir vatandaş ‘Ben üç aydır buradan randevu alamıyordum. Bugüne randevu almıştım ama iş bırakma kararınız var ben üç ay daha beklerim çünkü eylemin bizler için olduğunu biliyoruz’ demişti. Bu çok kıymetliydi. Bu anlamda sahada yoksulluğa ve şiddete karşı durarak bu süreci öreceğiz. İş bırakma kararlarını hep birlikte bu örgütlerle birlikte aldığımızda sistemi durduracağız.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.