Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erdoğan’ın Ankara mitinginde “İsrail’le ticareti kes” pankartı açtığı için gözaltına alınan genç konuştu: “Haklıyız ve halkın gücü küçümsenmemeli”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara mitinginde “İsrail’le ticareti kes” pankartı açtığı için “gözaltına alınan” genç Medyascope’a konuştu. İsrail’le ticaretin sona erdirilmesinin hükümetin kontrolünde olduğuna işaret eden genç “Bizi yıldırmak için gözaltına alıyorlar fakat biz haklıyız. Erdoğan süreci idare ediyor gibi gözüküyor fakat bu halka tesir etmiyor çünkü her şey ortada” dedi.

Neden mitinge gittiniz?

“İsrail ile ticaret yapan sermaye sahiplerine karşı bunun çatısında da hükümete sesleniyoruz. Erdoğan’a ticareti kesmesi için sesleniyoruz. Ankara mitingi de Erdoğan’ı birebir görebileceğimiz bir yerdi. Mitinge giderek çok sade bir biçimde ‘İsrail’le ticareti kes’ yazan pankartla talebimizi iletmek istedik.”

Eylemi nasıl yaptınız?

“Pankartı gizleyerek içeri soktuk. Kefiyeyi yani Filistin atkısını bile arkadaşımızın boynundan çıkaran iki polis oldu. Onunla bile girmesine izin vermediler. Erdoğan’ın sahneye çıktığı ve herkesin bayrak salladığı o heyecanlı an biz de pankartımızı açtık. Erdoğan genellikle mitinglerinde Filistin’den bahseder ve pankartı açmak için yine Filistin’den bahsetmesini bekleyecektik fakat Erdoğan Ankara mitinginde Filistin’den bahsetmedi.”

Sizce neden bahsetmedi?

“Çünkü buna benzer eylemler başka illerde de yapıldı ve Filistin’e destek veren eylemciler gözaltına alındı. Aynı şeyin yapılacağını tahmin ettiğini düşünüyoruz. Böyle eylemlerin üst üste gelmesi eylem yapanları güçlü gösterir düşüncesiyle hareket edilmiş olabilir. O fırsat verilmek istenmedi. Mitingte yer alan diğer siyasetçiler Filistin’den bahsetti fakat Erdoğan bahsetmedi.”

Sonra ne oldu?

“Sahneye çok yakın bir yerdeydik ve pankartı açtık. Polisler bizi hemen gördü.”

Muhatabınız pankartı gördü mü sizce?

“Bizim tarafımıza baktığı ana denk getirmeye çalıştık fakat bilmiyorum, umarım okuyabilmiştir. Görse bile görmezden gelme işlemini güzel yapar diye düşünüyorum.”

Gözaltı sürecinde neler yaşadınız?

“Polisler bizi işaret etti ve birbirlerine bizi göstererek bir şeyler söylediklerini duyduk. ‘İsrail’le ticaret Filistin’e ihanettir’ diye slogan attık. Arkadan gelen 2-3 kadın polis pankartı çekiştirerek elimizden aldı ve bizi darp ederek çok sert hamlelerle miting alanından çıkardı. Çıkarken slogan atmaya devam ettik. Attığımız slogan şuydu ‘Hükümet soykırıma ortak olma, Erdoğan soykırıma ortak olma işbirliğini kes.’ Polis çok sert şekilde ağzımızı kapattı. Kolumuzu sıktı. Pankartın ucunu tutan iki kişiyi aldılar. Bizi alanın ortalarına doğru götürdüler ve polisler geldi. Kimliklerimizin fotoğrafı çekildi. GBT yapılacağı söylendi ve bize pankartı içeri nasıl soktuğumuza dair sorular sordular. ‘AK Partili misiniz? AK Parti Gençlik Kolları’na üye misiniz? AK Partili değilseniz neden mitinge geldiniz?’ gibi sorular sordular.”

Miting Ankaralı herkese açık değil miydi?

“Aslında miting herkese açıktı. Halkı kin ve nefrete sürüklemekten yargılanabileceğimizi söylediler. Pankartta ne yazdığını, içeride kaç kişi olduğumuzu da sorarak bizi yaklaşık iki saat yanlarında tuttular. Fiili gözaltı oldu ve muhtemelen yakınlarda bir karakol olsaydı bizi götüreceklerdi fakat sadece yanlarında tuttular.”

Polisin sizi darp ettiğini söylediniz mitinge katılanlar duruma tepki gösterdi mi?

“Kimse tepki göstermedi ve bizi aldıkları anda bize karşı ‘Yazıklar olsun size’ dediler. Pankartta ne yazdığını okuyamadıklarını düşünüyoruz. Şiddet olayları olurken kimse ‘Ne yapıyorsunuz’ diye sormadı. Bir yerden sonra slogan atmayı bıraktık çünkü polis canımızı daha çok yakmaya başlamıştı.”

Starbucks’ta kahve içen yurttaşları hedef alan eylemleri destekliyor musunuz?

“Bizim amacımız daha çok sermaye sahibi grupları yani ticareti yapan gerçek kişileri işaret etmek. Muhatabımız hükümet çünkü yaptırım uygulayabilecek İsrail ile ticarete son verecek güçte ve yetkili olan kişi iktidar. Dolayısıyla sesimizi oraya karşı yükseltmek istiyoruz. Filistin’deki direnişçilerin çağrısı da ‘Hükümetinize seslenin ve İsrail’le ticareti sonlandırsınlar’ yönünde. Biz de aynısını Türkiye’de yapmaya çalışıyoruz. Starbucks’a gitmek ya da gitmemek herkesin kendi inisiyatifinde. Türkiye’de Filistin’e destek için bir köprüyü kapatabilecek kitle var ve bu kitlenin samimiyetine inanıyoruz. İsrail ile ticaretin sürmesine yol açan sermaye sahibi gruplar ve bunlara bağlı sivil toplum kuruluşları sonlandırılması için çağrı yapmıyor, biz bu insanlara da ulaşmaya çalışıyoruz. Filistin için bin genç ekibinin eylem yapma tarzı biraz daha farklı. Biz sermaye sahibi grupları protesto ediyoruz. Daha önce MÜSİAD, SOCAR, BOTAŞ, LİMAK Holding önünde eylem yaptık.”

Gençler Filistin’e destek olmak için yaptığınız bu çağrıya neden ortak olmalı?

“Çünkü gençlerin bu çağrıyı yapabilecek güçleri ve enerjileri var. Eylemlerimiz elbette herkese açık fakat insanlar örneğin memursa böyle eylemlere katılmak isteseler bile bunu yapamıyorlar. Gençlerin cesareti ve dinamikliği ile toplumda yarattığı etki daha güçlü oluyor. Gençlerin karşı tarafı ürküten bir yanı olduğunu düşünüyorum. Filistin’deki soykırımı destekleyenler haksız biz haklıyız ve bizi gözaltına almaları için ellerinde geçerli hiçbir şey yok. Bizi sindirmek ve caydırmak için bunu kullanıyorlar. Biz Filistin dediğimiz için hükümetin kontrolündeki polisler bizi gözaltına alıyor.”

Filistin’deki soykırıma işaret etmek için eylem yapan ve kendini farklı ideolojik kimliklerle tanımlayan gruplar var? “Filistin için bin genç” grubu kendini nasıl tanımlıyor?

“Diğer gruplardan ayrıldığımız noktada tam olarak bu. Biz hiçbir şekilde ideolojik gruba ait değiliz. Yüreği Filistin’le atan herkesin bir arada bulunduğu bir topluluk. Herkesin bireysel görüşü farklı. Filistin’deki savaş çok uzun süredir var biz emperyalizme karşı duruş sergiliyoruz. Temelde bir insanlık suçu olan zulme elinden geldiğince dur diyen bir grup. Bağımsız bir gençlik hareketi. Siyonistlerle ilişkilerin kesilmesi dışında hiçbir amacımız yok.”

Erdoğan’ın topluma karşı vermiş olduğu “Filistin sınavı” hakkında ne düşünüyorsunuz başarılı mı ve sonu nereye gider?

“Filistin konusunu seçim için propaganda olarak kullanıyorlar. Murat Kurum’un ‘AK Parti kazanırsa Gazze kazanır” sloganları vardı. Bunlar halktan çok fazla tepki alıyor ve inandırıcılığı yok. Çünkü her şey ortada. Biz Türkiye’nin İsrail ile yaptığı ticareti ortaya sererken olağanüstü bir araştırma yapmıyoruz. İnternete yazdığımızda zaten her şey çok açık bir şekilde çıkıyor ve bunu insanlar da yapabilir. İktidar çuvallamış durumda çünkü insanlar inanmıyor. Soykırımın başında ‘Biz onların yanındayız kınıyoruz’ demekle bu kadar vakit geçmişken hala aynı şeyleri söylemeleri etkili olmuyor. Yıllardır Kudüs’ün kırmızı çizgisi olduğunu söylüyor bundan da vazgeçemiyor, ticaretten de vazgeçemiyor. Süreci idare ediyor gibi gözüküyorlar fakat halka tesir etmiyor çünkü her şey çok net ve açık şekilde ortada. Hükümetin Filistin konusundaki adımları bizi şaşırtmıyor. Bu konuyu siyasete malzeme etmeleri de bizi şaşırtmıyor fakat keşke somut bir adım atsa ve bu vahşet sona erse. AKP özellikle seçim dönemlerinde dini istismar ediyor ve insanlar bu yanlışları görmesine rağmen onun bu yanını da bilerek oy vermeye devam ediyorlar.”

Öğrencisiniz ve gündelik hayatınızın belli zorlukları varken başka insanlar için mücadele ediyorsunuz, yılgınlık hissettiğiniz oldu mu?

“Evet, sorunlar fark var fakat yılgın değiliz. Biz doğruyu söyledikçe ve yine aynı haksızlıklar yapıldıkça sesimizi daha çok yükseltme ihtiyacı hissediyoruz. Daha çok mücadele etmek istiyoruz. Evet öğrenciyiz hepimizin kendi hayatının zorlukları var fakat Filistin için çok fazla mesai harcıyoruz. Her şeyi hep beraber yapıyoruz. Yaptığımız açıklamaları farklı dillere de çeviriyoruz. İnisiyatif almak bizi o hareketin içinde ve dinamik tutuyor. Sürekli bu konuyla meşgulüz bunu hem unutmamak hem de unutturmamak için yapıyoruz. Ülkemizin bu utanca ortak olması sebebiyle üzülüyoruz. Belki küçük görülüyor olabilir. ‘Bunu yaptın da ne oldu’ gibi sorular geliyor ‘O pankartı orada açtın da ne oldu?’ Halkın gücü hiçbir zaman küçümsenmemeli. Devleti kontrol edecek olan da halkın istekleridir, inanıyoruz.”

Gençler kötülükle baş edebilecek mi bu haberi okuyacak gençlere ne mesaj vermek istersiniz?

“Kötülükle mücadele etmenin yolu bir arada olmak ve dayanışma göstermek. Filistinlilerin maruz bırakıldığı zulme soykırıma karşı Filistinlilere destek olmaya çalışıyoruz. İnsanlık dışı suça karşı duran herkesin dayanışması gerekiyor ve karşımızda kim olursa olsun kelimenin sonuna ‘ama’ getirmeden mücadele etmek gerekiyor çünkü mücadelemiz haklı bir mücadele. Filistin halkı özgürdür ve özgür kalması gerekiyor. Bir halkın özgür kalması diğer halklarında özgürlüğünü getirir. Özgür kalabilmek için dayanışmak zorundayız.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.