Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

YEREL SEÇİM 2024 | Erdoğan’ın “Hatay tehdidi” Eskişehir’de “rıza” üretir mi?

Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki “değişim” tartışmaları bir kenti 30 yıl aynı kişinin yönetmesine izin vermedi. Yılmaz Büyükerşen’in tekrar aday gösterilmediği Eskişehir’de, sandık siyasetine ikna edilen sosyal demokratların sınavı AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre herhangi bir şey gelmez” söylemiyle olacak.

Kamera & Kurgu : Enes Berk Demirkol

“Değişim” tartışması öyle ya da böyle muhalefetin genel seçim yenilgisinin artık konuşulmuyor olmasını sağladı. Yenilgiden sorumlu tutularak hedef haline getirilen, çok sert eleştirilere ve nefrete maruz bırakılan eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da aktüel siyasetin parçası. Artık emekli olduğu ve siyaset yapmayacağı hatta “yapamaz hale geldiği” izlenimi sergilendiği için hatırlatıyorum. Genel seçim yenilgisinin ardından siyaset yorumcuları, akademisyenler, yurttaşlar, aktüel siyasete ve siyaset konuşmaya küstü. Artık nasıl bir yaşam süreceğine dair büyük kararlar alarak hayatlarını değiştirenler oldu. Görüldüğü üzere o dönem muhalefeti temsil eden siyasi partiler ve temsilciler ise öyle ya da böyle bıraktığınız gibi devam ediyor.

“Değişim” tartışması, iktidardan rahatsız olan toplumsal kesimleri sandık siyasetinin hala mümkün olduğuna ikna etmiş

Bunları dile getiriyor olmamın sebebi şu, Eskişehir’de konuştuğum yurttaş ve siyasi parti temsilcilerinin söylediklerinden dikkatimi çeken iki görüş var: Görünen o ki “değişim” tartışması sayesinde genel seçim yenilgisinin konuşulmuyor olması ve sonrasında sergilenen performans (elbette farklı bir çok faktör de vardır), iktidardan rahatsız olan toplumsal kesimleri sandık siyasetinin hala mümkün olduğuna ikna etmiş. Seçimler umursanmıyor olabilir ve fakat “Sandığa gitmem” görüşünden çok yerel seçimlerin “genel seçim”, “son seçim”, “genel seçimden daha önemli bir seçim”, “son şans”, “gerçek genel seçim” gibi tanımlanmasına yol açıyor. Bu kısıtlı vakitte edindiğim izlenim sandığa nasıl yansır bilinmez fakat,

Erdoğan’ın Hatay “zor’u”, “rıza” üretir mi

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hatay’da söylediği “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi” söylemi genel seçim yenilgisinin gevşettiği çivileri sökebilir. Sandık siyasetinin artık işe yaramadığını düşünen ve elbetteki sosyal, siyasal, ekonomik koşullarla boğuşmaktan yorulmuş yurttaşlar “Benim partim değil ama hizmet gelecekse gelsinler, en azından hizmet gelir” demekte daha cesaretli. İnsanlar haklı, doğru, yenik olmaktan bezgin ve sadece biraz daha iyileştirilmiş koşullarda yaşayabilmek istiyor.

“Değişim” tartışmaları bir kenti 30 yıl aynı kişinin yönetmesine izin vermedi

Eskişehir’de 25 yıllık Yılmaz Büyükerşen dönemi sona erdi. İlk seçimini 1999 yılında, Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi’nin adaylarına karşı Demokratik Sol Parti’den aday olarak ezici çoğunlukla kazanan Büyükerşen, 2024 yerel seçimleri için partisi CHP’den aday gösterilmedi.

“Adaylıkta ısrar ettim ‘Yaşınız 86’ dediler”

Genel seçim yenilgisinin ardından “değişim” tartışmasıyla yerel seçimlere giden CHP’de Büyükerşen’in yaşının 86 olduğu hatırlatıldı. Büyükerşen gazetecilere verdiği demeçlerde bu süreci “Adaylıkta ısrar ettim. İmalı şekilde ‘Yaşınız 86 oldu, anket yaptırıyoruz’ dediler. Anket yaptırmalarına kırıldım” sözleriyle anlatıyor. Anket sonuçlarından Eskişehirlilerin Büyükerşen’den memnun olduğu çıkıyor elbette fakat “değişim” tartışmaları bir kenti 30 yıl aynı kişinin yönetmesine izin vermedi.

Büyükerşen ile konuşmadan “Yerel seçimlerde Eskişehir’ haberi olur mu?” diye soran okurlar ve izleyiciler için not. Yerel seçim söyleşisi için randevu talep ettiğimiz Yılmaz Büyükerşen, randevu verdi fakat “acil ve programda olmayan bir sebepten ötürü İstanbul’a gitmesi gerektiği” haberiyle iptal etti. O sıra Büyükerşen’in Osmanlı Devleti padişah ve şehzadeleri ile kadınlar hakkında söylediği sözler tartışma konusuydu. Bir çok medya kuruluşu tarafından çarpıtılan sözler olukça tepki çekmişti. 

Eskişehir’de bir “Yılmaz Hoca” gerçeği var ve rakip adayların da saygıyla andığı bir isim Yılmaz Büyükerşen. Siyasetin ve farklı birçok iletişim kurma biçiminin seviyesizleştiği dönemde bile bunun korunabiliyor olması özgün bir örnek yapıyor Büyükerşen’i. Rakip adaylara oy vereceğini söyleyen yurttaşlar da “Yılmaz Hoca’ya saygı duyuyoruz ama…” diye başlıyor cümleye.…ama Eskişehir değişim istiyor ve sokakta en çok anılan isim Ayşe Ünlüce. Ünlüce’nin adaylığı kamuoyuna “Yılmaz Hoca el verdi” verdi gibi gerici bir ifadeyle mal edilmeye çalışıldı. Büyükerşen’in “Hakkımı bir şartla helal ederim” sözleriyle Ünlüce için oy istemesi de elbette bu bakış açısını kuvvetlendiren bir seçim çalışmasına yol açıyor.

Eskişehir aday tanıtım toplantısında ana ve tek gündem Ayşe Ünlüce’nin adaylığı değil Yılmaz Büyükerşen’in yeni görevi oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Büyükerşen’in yeni kurulacak CHP’li Belediyeler Komisyonu’nun Genel Koordinatörü olacağını duyurdu. Özel’in açıklamasına göre böylelikle “Yılmaz Büyükerşen’in bir eli Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nde, bir eli Türkiye’deki CHP’li belediyelerin üzerinde olacak.”

CHP’de “değişim” in kadın yüzü: Ayşe Ünlüce

Ayşe Ünlüce’yi yoğun programında yakaladık ve sabahın erken saatlerinde başlayan seçim ziyaretlerini de takip etme imkanımız oldu. Kazanması en muhtemel ve daha önce yerel seçim çalışmalarında da yer alan bir aday olmasına rağmen Eskişehir’e dün gelmiş gibi koşturuyor. Gün sonuydu yorulmuştuk fakat Ayşe Ünlüce’nin bu yoğunluğa alışık olduğu belliydi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nde hukuk müşavirliği ve genel sekreterlik görevlerini yürütmüş olan Ünlüce, uzun yıllar belediyeciliğin mutfağında. Büyükerşen’in başarısının görünür olmayan emeği demek mümkün. Konuştuğumuz yurttaşlar “değişim” in kadın yüzünden memnun.

Eskişehir’in yoksul mahallelerinden birinde yaptığı buluşmayı izliyoruz. Dernekler, yerel kültürleri mahallelerde korumak için çaba veriyor ve buna genç kuşakları da dahil etmek istiyor. Ünlüce ve CHP Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt yurttaşların taleplerini dinliyor. Yurttaşlarla uzun süredir iletişim halinde olduklarını belli eden iletişim dilleri var. İnsanlar Ünlüce’yi tanıyor ve biliyor. Yerel seçimlerde merkezi siyasetten çok adayın kim olduğu, tanınıp tanınmadığı ve elbette nasıl tanındığı önem arz ettiği için bu parantezi veriyorum.

Söyleşi yapıyoruz. Kentin gündemi yoksulluk. Ünlüce, dikkat çeken bir şey söylüyor. Belediyeler elbette sosyal yardımlarla yurttaşların ihtiyaçlarına çare olmalı fakat hükümet yoksullaştırdığı yurttaşların mali sorumluluğunu belediyelere yıkıyor. Güçleri yettiğince sorunları çözmeye çalıştıklarını söyleyen Ünlüce, bu “yönetme biçiminin”  belediyelerin yeni proje yapmasını zorlaştırdığına işaret ediyor. Hükümetin politikaları muhalif belediyelerin gerçek anlamda belediyecilik yapma imkanlarını zorlaştırıyor. Yoksullaştırılan yurttaşlar merkezi siyasete duyuramadıkları seslerini, gösteremedikleri tepkileri “ulaşılabilir siyasetçilere” yani yerel yönetimlere duyurup gösteriyorlar.

Ünlüce’nin dikkat çektiği başka konu ise aslında yerel seçim olmasına rağmen, bu seçimlerin merkez siyasetteki yanlışlara dur demek için kazanılması gerektiği.

Melih Aydın: Eskişehir’in en genç adayı

Eskişehir’in yerel seçimlerdeki en genç adayı, İYİ Parti’den aday olan Melih Aydın. Parti’nin yerel seçimlere istifalar ve kavgalarla dolu süreçlerden geçerek geldiğini hatırlatarak soruyorum, “Parti merkezindeki tartışmalar yerel seçim çalışmalarınızı etkiliyor mu?” diye. Aydın, etkilemediğini ve aday olan kişinin kentte nasıl bir insan olarak tanındığının daha önemli olduğunu söylüyor.

Kentte en çok dile getirilen sorun trafik. Genel seçimler için Eskişehir’e gittiğimde de bir günde biri ölümlü üç trafik kazasına denk gelmiştim. Melih Aydın sorunun çözülebileceğini vurguluyor. Seçilirseniz bakanlık gerekli yatırımı yapacak mı diye soruyorum. Belediyeler, iktidar partisi dışındaki partilerden aday olarak seçilmişler tarafından yönetildiğinde, bakanlıkların kamu kaynaklarını adil yönetmediği sorununu kabul ediyor Melih Aydın fakat yurttaşların protesto etme hakkını hatırlatıyor. Yetkiyi yurttaşlar adına elinde bulunduran kişilerin, haklı talepler konusunda ısrarcı olması gerektiğini vurguluyor. Deyim yerindeyse “söke söke” alacağı güvenini veriyor.

Melih Aydın’ın seçim sloganı “Aşkımız Eskişehir.” Nasıl başladı bu aşk, neden adaysınız diye soruyorum, öyle ya Türkiye’de siyaseti ve siyasetçileri “ghostlamak!” için epey haklı gerekçe var. Aydın, Eskişehir’in doğup büyüdüğü topraklar olduğunu Atatürkçü ve milliyetçi bir çizgide kentine hizmet etmek istediğini dile getiriyor. Türkiye, genç kuşaklara giderek borçlanan bir ülke haline geldi fakat Aydın, doğup büyüdüğü kente borcunu ödemek gibi bir sorumluluk hissettiğini söylüyor.

Tek rakibi kendisi

Aydın’ı da yolda yakalıyoruz, programı yoğun. Eskişehir’in en genç adayı Aydın’ın yaşı kırka yaklaşmış fakat memlekette siyaset sahnesi dahil her köşe başını yaşlı, “deneyim” kelimesinin koruyucu şemsiyesinin altında deneyimi kendinde olan ve ilelebet kendinde kalmasını isteyen adamlar tuttuğu için Aydın elbette genç aday. Dinamik. Soruları mantık çerçevesinde, siyasetin ezber üslubunu takınmadan ve sıkıcı olmayan bir dille cevaplayan Aydın, ne dediğini bilmenin verdiği özgüven ile konuşuyor. Siyasette doğru, yanlış, iyi, kötü ne dediğini bilerek konuşan kişilerin ortaya çıkması belki de görece genç olanların deneyimlemesine fırsat vererek imkan yaratarak mümkün. Melih Aydın “Tek rakibim benim” diyor, öyle de gözüküyor.

Hatipoğlu

Cumhur İttifakı’nın adayı Nebi Hatipoğlu görüşme talebimizi reddetti yazmak isterdim fakat bu da iletişimde iyi bir seviyeye işaret ediyor. Danışmanı aracılığıyla, söyleşi talebimizi kabul etmediğini anladığım bir süreç oldu. Yerel gazetecilere konuyla ilgili danıştığımda onlar da Nebi Hatipoğlu’na ulaşmanın demeç almanın “zor” olduğunu söyledi. Hatipoğlu’nu sorduğumuz yurttaşlardan İYİ Parti ve AKP arası geçişin “tutarsız bir kişi” izlenimi yarattığını anlıyoruz. İnsanlar bazı benzetmeler kullanarak bu durumu hoş karşılamadıklarına dair yorumlar yaptı. Bir de isim karmaşası var. Ya biz dar vakitte Hatipoğlu’nu tanıyan ve iyi bilen yurttaşlara denk gelemedik ya da Hatipoğlu’nu Eskişehir’de pek bilen yok. Hatipoğlu’na oy vereceğini söyleyen yurttaşların yaşadığı isim karmaşası Hatipoğlu’na belki de sokakta kazanacağı bu seçimleri oy pusulasında kaybettirebilir.

Nebi Hatipoğlu’nun kat imarı sözü verdiği Gündoğdu Mahallesi’ne gittik. Mahallelinin yoksulluk, yüksek kiralar, uyuşturucu, ulaşımın zorluğu konularında şikayetleri var. Nebi Hatipoğlu’nun “Yapacağım” dediği kat izni vaadini soruyoruz. Mahalleli olumlu karşılıyor ama vaat yeni değil. Yurttaşlar her seçim dönemi aynı vaadin verildiğini fakat yapılmadığını söylüyor. Daha önce, yakınlarda jet üssü olduğu olduğu için bakanlığın onay vermediği bilgisini aktardılar.

8 Mart’ta “anne” anıtı açmak

CHP, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “Annelerimize ve Kadınlarımıza Saygı ve Şükran Anıtı” nın açılışını yaptı. Ulus Meydanı’na dikilen anıtın açılışına CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü ve İbrahim Arslan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve eşi Seyhan Büyükerşen, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Av. Ayşe Ünlüce, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP İl Başkanı Talat Yalaz, ilçe belediye başkan adayları katıldı.

Anıtla kamusallaştırılan bilgi, kadınlar için kötü haber

Özgür Özel, CHP kadın kollarının yönlendirmesiyle 8 Mart’ta cinsiyet eşitliğini vurgulamak üzere Eskişehir’de olmak gerekliliğiyle hareket ettiklerini söylüyor. Böylelikle Ayşe Ünlüce’nin kampanyasına da destek olmak amaçlanıyor. Seçim kampanyasında “cinsiyet eşitliği vurgusu” için üstelik kadınların mücadele günü olan 8 Mart’ta anneliğe işaret eden bir anıtın kamuoyuyla paylaşılmasının -eğer amaç gerçekten cinsiyet eşitliği vurgulamaksa- büyük bir hata olduğu ortada.

Bu bilinçli bir tercih ise ataerkilliğin kadınlara yönelik sınırlandırmalarını meşrulaştıran, “doğallaştıran” annelik kavramına ilişkin anıtla topluma verilen siyasi mesaj, kadınların Türkiye’deki varlığı ve geleceği için kötü bir haberdir. Bu yapının bir heykel değil, anıt da olduğu ve kamusal alana inşa edildiği göz önüne alındığında, toplumda kadının yerinin bir aile içinde ve biyolojik üretkenlikle kutsandığı bilgisi kamusallaştırılmıştır. Erkeklerin sistematik olarak kadın öldürdüğü ve cezasızlıkla teşvik edildiği bu memlekette yaşayan bir kadın olarak düşüncem bu siyasi propagandanın Ayşe Ünlüce’nin “cinsiyet eşitliği vurgulu kadın aday” çalışmasını olumsuz etkilediğidir.

Bağımsız aday Kasım Karakaş: “Siyaseti de parası olan yapabiliyor

Bağımsız aday Kasım Karakaş ile görüşüyoruz. Seçim çalışmalarında afiş ve branda asarak israf yapıldığına dikkat çekiyor Karakaş. Bütün siyasi partilerin birbirini kolladığını zarar görenin ise yoksullaştırılmış yurttaşlar olduğunu söylüyor. Karakaş, muhalif ya da iktidarda olan partilerin yurttaşların taleplerini anlamakta yetersiz olduğuna çünkü zaten ortada böyle bir niyet olmadığına işaret ediyor. Ona göre merkez siyaset tükenmiş ve halk karşısında rol yapıyor, halkı kandırıyor. Bu sebeplerle herhangi bir partinin adayı olmak yerine bağımsız aday olmaya karar verdiğini söylüyor ve ekliyor “Yoksulların sesini duyurmak için siyasete ihtiyacı var ama parası olmayana bu memlekette siyaset yapmak da yasak.”

Eskişehir’de gündem yoksulluk. Emekliler bir çay içmeye bile paralarının olmadığını çocuklarından utanarak para aldıklarını dile getiriyor. Öyle ya eskiden emekliler “artık rahata erdikleri için” çocuklarına yaşam kurmaları için yardım ederdi. Durum tersine dönmüş ve bu sefer yaşam kurmakla değil hayatta kalmakla sınanıyor yaşlı yurttaşlar. Bir de “TOKİ mağdurları” var. Eylemlerine denk geliyoruz. Talepleri net ” Evlerimizi verin ya da oy yok. Sorunumuzu kim çözerse oyumuz ona, bizim için parti fark etmiyor.”

Eskişehir’de de yaşamak için gereken temel gereksinimleri karşılamak, memleketin her yerinde olduğu gibi genel seçim sürecine göre daha da zorlaşmış durumda. Genel seçimlerde bu sandığa yansıdı, yansımadı. Yerel seçimlerde bu sandığa yansır, yansımaz. Bu seçimlerde Eskişehirli sosyal demokratların öncelikle oy verme alışkanlıkları ve Erdoğan’ın Hatay söyleminin başarısı sınanacak.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler