Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Büyükşehirler için başka bir seçenek mümkün mü? Büyüknohutçu ailesinden Emine Büyüknohutçu bağımsız adaylığıyla bu soruya yanıt arıyor

Çevre hakkı mücadelesi verirken öldürülen Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin kızları Emine Büyüknohutçu Türkiye’de yargı yoluyla adalete kavuşamamış yurttaşlar için “başka bir yol” arıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi için bağımsız aday olan Büyüknohutçu “Yaklaşımımın hak ihlaline maruz bırakılmış yurttaşların verdikleri mücadelede bilinç sıçraması yaratacağını umuyorum” dedi.

Para alışverişleri, silahlı kavgalar, muhatapları tarafından reddedilen ittifak hikayeleri, nasıl zenginleştiği bilinmeyen siyasetçiler, sahte protokoller…Türkiye 2024 yerel seçimlerine yine bilindik tartışmalarla giriyor. Özellikle büyükşehir adaylıkları için tanınan siyasetçiler yarışırken daha güçlü yerel seçim adaylıkları için milletvekilleri öne sürülüyor. Seçimleri kazanmak için futbolcu, spiker, şarkıcı ve oyuncuların aday gösterilmesi popülizm tartışmalarına yol açarken ana akım siyaseti reddedenler ise bağımsız adaylık yarışına giriyor.

Büyükşehir belediye başkanlıkları için bağımsız aday olan yurttaş sayısı ise her yerel seçimde artıyor. Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre Türkiye 2009 yerel seçimlerinde büyükşehir belediye başkanlığı için 41 yurttaş bağımsız aday olurken, 2014 yılında 55, 2019 yılında 73 yurttaşın bağımsız adaylığı kabul edildi. 2024 yerel seçimlerinde büyükşehir belediyesi başkanlıkları için bağımsız adaylığı resmileşen 97 yurttaş oldu. Ana akım siyasetin yerel yönetimleri rant için elde etmeye çalıştığı eleştirisi yaparak bağımsız aday olanlardan biri de Emine Büyüknohutçu. 

Antalya’da sedir ve kızılçam ağaçlarıyla kaplı ormandaki mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadeleyle tanınan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu, 9 Mayıs 2017’de evlerinde uğradıkları silahlı saldırıda yaşamını yitirmişti. Doğanın, maden ocaklarıyla talan edilmesine karşı vermiş oldukları mücadelede katledilen ailenin davasına ilişkin süreç hukuksuzluklarla kapatıldı. Yargı, cinayetin maden ocaklarıyla ilgili şirketle bağı olduğu tartışmalarını aydınlatamadı.

Ailesinin çevre hakkı mücadelesinde maruz bırakıldığı hak ihlalini duyurmak isteyen kızları Emine Büyüknohutçu yerel seçimler için Antalya’dan Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) aday oldu. Benzer siyasi süreçlerin TİP’de de yaşandığına dikkat çeken Büyüknohutçu, adaylığından istifa ederek aldığı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı bağımsız adaylık kararını Medyascope’a anlattı:

“Süreçleri tepeden inme kararlarla ve popülist politikalarla yönetmeye çalışıyor”

“Türkiye İşçi Partisi’ne adalet insan hakları ve demokrasi mücadelesi gibi temel değerler ve motivasyonlarla katılmıştım. Aynı değer yargılarını muhafaza edebilmek için de istifa ettim. Katılma sebebim ve ayrılma sebebim aynı. Siyasi partilerin çoğu için aynı şeyleri düşünüyorum. 

Siyasi partiler hem kendi tabanlarından hem de halktan kopuk anti demokratik yapılar haline geldi. Süreçleri tepeden inme kararlarla ve popülist politikalarla yönetmeye çalışıyorlar. Bu koşullar, siyasi mücadeleyi elverişsiz hale getiriyor. Tüm bunları da örgütlü mücadeleye inanan biri olarak söylüyorum maalesef.”

“Adaylığım aslında şu anlama geliyor: Başka bir siyaset mümkün”

‘”Bir parti çatısı altında olmanız sizin için daha iyi olmaz mı oyları bölüyorsunuz’ sorusu en sık duyduğum sorulardan biri. Bize yıllarca güce tapmanın önemi öğretildi. Esas güç mücadele azminden gelir ve birlikte hareket etme gücü bütün siyasetlerin üstündedir. Oyları böldüğümü düşünmüyorum. Adaylığım aslında şu anlama geliyor: Başka bir siyaset mümkün. Herhangi bir siyasi partiye oy vermek zorunda değiliz başka alternatifler mümkün. Antalya Büyükşehir Belediyesi seçimleri nezdinde iki kutuplu politikaya mahkum edildiğimizi düşünüyorum. Bağımsız adaylık oyları bölmez. Bu kokuşmuş siyaset düzenine, gücünü halktan ve mücadeleden alan alternatif sunar. Bunu bir kadın iradesi ortaya koyarak yapıyorum.”

“Adaylık sürecim ailemle ilgili maruz bırakıldığım hak ihlalinin sonuçlarından biridir”

“Yerel yönetimler kişilerin çevre hakkı mücadelesiyle ilgili anayasal haklarını korumak ve  ödevlerini yerine getirmek için çok şey yapabilir. Çevreyi korumak her vatandaşın ödevidir. Anayasa bize bunu ödev olarak vermiştir ve yapmak zorundayız. Adaylık sürecim ailemle ilgili maruz bırakıldığım hak ihlalinin sonuçlarından biridir. Dolayısıyla seçildiğim takdirde projelerimi bu doğrultuda yapacağım. İnsanların temiz bir çevrede yaşama hakkını onlara geri verecek olan, sosyal belediyecilik anlayışını çevre hakkı mücadelesiyle bir araya getirerek yapacağım projelerdir.”

“Ormanlar yandıktan sonra buralara oteller yapılıyor, yerel yönetimler buna müdahil olabilir” 

“Antalya her yaz mevsiminde orman yangınlarıyla gündeme gelen bir kent ve belediyeler bunu önleyebilir. Belediyeler bu rehabilitasyonu ve korumayı sağlayacak büyük bütçelere sahipler. Bu bütçeler orman yangınlarını önlemek için kullanılmıyorsa nereye kullanılıyor? Ormanlar yandıktan sonra buralara büyük ölçüde imar izni veriliyor ve oteller yapılıyor. Bu izinleri kim kime veriyor? Hangi şirketlerle görüşmeler yapılıyor? Yerel yönetimler bu süreçlere müdahil olabilir ve yurttaşların bu anlamda verdikleri mücadeleye önemli bir katkı sunar.”

“Ailem bana bir mücadeleyi miras bıraktı ben de bunu Antalya halkı için kullanmak zorundayım

“Ailemin maruz bırakıldığı hak ihlalinden Antalya halkı ve tüm Türkiye haberdar dolayısıyla insanlar adaylığımı heyecanla karşılıyor. Ailem bana güzel bir miras bıraktı. Bu miras iklim krizi, hayvan hakları, çevre hakkı, kadın hakkı mücadelesi. Ben de bu mirası Antalya halkı için kullanmak zorundayım. Ailem bana Antalya’yı emanet bıraktı. Adaylığımla ilgili mücadele aynı zamanda ailemle ilgili sürece dair bir adalet mücadelesidir.”

“Neden daha fazla bağımsız aday yok?”

Antalya’da çok büyük bir rant dönüyor ve buraya çomak sokmak hepimizin boynunun borcu. Halkın parası cebinden kandırılarak alınıyor. Bunu düşününce aklıma şu geliyor: Neden daha fazla bağımsız aday yok? Daha fazla bağımsız aday olsa insanlar yıllardır süren kutuplu siyasete mecbur olmadığının farkına varacak. “

Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu, Mısra Öz ve Akbelen’i savunan Necla Abla…”

“Ben bu hak ihlalini çok acı şekilde yaşamış ve bu kent için bedel ödemiş bir ailenin kızıyım fakat Türkiye’nin birçok yerinde bedel ödemiş aileler var bunlardan biri Metin Lokumcu. Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu dayanışma gösterdiğimiz ailelerden biri. Birbirimizin davalarını takip edip destek olmaya çalışıyoruz. Akbelende ormanlar yok olmasın diye mücadele veren Necla Abla bana, ben de ona destek olurum. Çorlu tren katliamında oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden anne Mısra Öz’le de hayatın doğal akışında olan bir dayanışma içerisindeyiz.”

“Yaklaşımımın hak ihlaline maruz bırakılmış yurttaşların verdikleri mücadelede bilinç sıçraması yaratacağını umuyorum”

“Ülkemizdeki siyasi atmosfer, kimi zaman insanları kimi zaman hayvanları kimi zaman çevreyi öldürüyor. Bu siyasi atmosfer cinayetlerin sebebidir ve Türkiye’de hak ihlali yaşayan birçok insan birbirlerinden güç alıyor. İnanıyorum ki gösterdiğim cesaret bir örnek teşkil edecek ve ilerleyen süreçlerde daha çok bağımsız aday göreceğiz. Hak ihlaline maruz bırakılmış ve bunu yargı yoluyla çözememiş insanların siyasette söz sahibi olduğu aday olduğu günleri göreceğimize inanıyorum. Yaklaşımımın hak ihlaline maruz bırakılmış yurttaşların verdikleri mücadelede bilinç sıçraması yaratacağını umuyorum.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.