Türkmenistan, koronavirüs salgınının başlangıcından beri tek bir vaka bildirmeyen az sayıdaki ülkeler arasında yer almaya devam ediyor. Türkmen yetkililer, ülkelerine girmediğini iddia ettikleri virüsle mücadele için gereken bütün önlemleri aldıklarını belirtiyor. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov, mart ayından beri salgınla mücadele etmek için Türkmencesi “yüz derde deva” anlamına gelen, Anadolu’da “üzerlik otu” ya da “harmal” olarak bilinen bitkinin kurusunun yakılıp dumanının etrafa saçılması talimatını verdi.
Türkmenistan’ın otoriter lideri, aynı zamanda da eski bir diş hekimi olan Kurbankulu Berdimuhammedov, mart ayından itibaren salgınla mücadele stratejisinin bir parçası olarak ülkenin her yerinde ateş yakılmasını emretti. Berdimuhammedov, bu ateşte yakılan üzerlik otunun etrafa yaydığı dumanın, yeni tip koronavirüse karşı etkili olacağını iddia etti. Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov’un bu talimatı, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Ortadoğu’da nazardan koruduğuna, talihsizliklere ve hastalıklara karşı etkili olduğuna inanılan üzerlik otunun, Türkmenistan’daki satışlarında patlamaya yol açtı. Talimatları birebir uygulayan yetkililer, üzerlik otunun etkilerini sergiledikleri kitlesel etkinlikler düzenledi ve hatta halkı maske kullanımından vazgeçmeye teşvik etti.
Ayna Garayeva, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta öğretmenlik yapıyor. Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Garayeva, hükümetin yayımladığı salgınla mücadele yönergelerini dikkate aldığını ve yaktığı üzerlik otunun dumanıyla sınıfını dezenfekte ettiğini söyledi. Derse gelen öğrencilerinin ateşini ölçtüğünü ve hijyen koşullarını sağladıklarını belirten 42 yaşındaki öğretmen, “Talimatları olduğu gibi uyguluyoruz” dedi.
Türkmenistan’da otoriter liderin verdiği talimatların ardından üzerlik otunun fiyatı beşe katlandı. Bir paket üzerlik otunun fiyatı bir Türkmen Manatı’yken beş Türkmen Manatı, yani yaklaşık 11 Türk Lirası oldu.
Türkmenistan’ın komşusu Özbekistan’da hekim olarak görev yapan Dr. Bakhrom Almatov ise üzerlik otunun pek çok açıdan insan sağlığına faydalı olduğunu ancak “virüslere karşı doğrudan etkili olmadığını” söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), üzerlik otunun koronavirüsle mücadelede kullanımı hakkında doğrudan yorum yapmaktan kaçındı. DSÖ yetkilileri, “Bitkisel tedavi yöntemleri pek çok ülkede tercih ediliyor ve birçok sağlık sorunuyla mücadelede önemli bir yere sahip” dedi.
Ağustos ayında, DSÖ’nün Avrupa Bölge Müdürü Dr. Hans Kluge, DSÖ Genel Müdürü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus ile birlikte Türkmenistan devlet yetkilileriyle salgınla mücadeleyi konuştukları görüşmelerinin olumlu sonuç verdiğini duyurmuştu. Türkmenistan’daki zatürre vakalarındaki artıştan endişelendiklerini belirten DSÖ yöneticileri, Aşkabat yönetiminden, DSÖ ekiplerince Türkmenistan’da toplanacak numunelerin bağımsız bir laboratuvarda incelenmesi için izin talep etmişti.
DSÖ yönergelerini uyguladıklarını iddia eden Türkmen yetkililer, yurtiçi seyahat için gerekli koronavirüs test uygulamalarını durdurdu: Test yok, vaka yok
Aradan geçen dört ay içinde DSÖ yetkililerinin Türkmenistan’da numune toplamaya yönelik planında herhangi bir ilerleme kaydedildiğine dair bilgi paylaşılmadı. Ancak DSÖ yönergelerini uyguladıklarını öne süren Türkmen yetkililer, görüşmelerin ardından halkı maske kullanımı ve fiziksel mesafenin korunması konusunda teşvik etmeye başladı. Önlemlere gerekçe olarak, “havaya yayılmış olabilecek zehirli tozlar” gösterildi.
Temmuz ayında, devlet tarafından işletilen demiryolu şirketi, yurtiçi yolcu taşımacılığı askıya alındı. Ağustos ayında yetkililer, tren yolculuğu yapmak isteyen vatandaşların, uçak yolculuklarında olduğu gibi negatif koronavirüs testi sonuçlarını göstermesi gerektiğini duyurdu. Geçen hafta Özgür Avrupa Radyosu (RFE/RL), Türkmenistan’da seyahat yasağının Ocak 2021’e kadar uzatıldığını yazdı. İstisna olarak yalnızca hükümetin onayladığı iş seyahatleri yapılabidiği belirtildi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmayan yetkililer, 31 Ekim’den itibaren Türkmenistan’da yurtiçi seyahatin önkoşulu olarak görülen koronavirüs test uygulamalarını durdurdu. Yani test yapılmadığı için koronavirüs vakaları tespit edilemiyor, Türkmenistan vatandaşları seyahat edemiyor ve vakalar tespit edilemediği için yetkililer, salgının başlangıcından beri hiçbir vaka tespit edilemediği iddiasını tekrarlayabiliyor.
Türkmenistan, salgın yönetimiyle ilgili eleştirileri bastırmak için gözaltı dahil sert önlemlere başvurarak ifade özgürlüğünü engellemeye devam ediyor
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) Avrupa ve Orta Asya Bölge Başkan Yardımcısı Rachel Denber, salgın sürecinde Türkmenistan’da temel hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamanın endişe verici şekilde tırmandığını belirtti. Denber, “Bu baskı, hükümetin koronavirüs vakalarını pervasızca inkâr etmesi, sağlık çalışanlarına gerekli koruyucu ekipmanın sağlanamaması, koronavirüs hastalarının tedavisinde kullanılmak üzere yeterli ilaç ve ekipman sağlanamamasıyla birleşerek halk sağlığını ciddi ölçüde tehlikeye atıyor” dedi.
Türkmenistan hükümeti ayrıca, salgının gidişatı sözkonusu olduğunda ifade özgürlüğünü engelleyen, gözaltı ve tutuklamalara varan adımlar attı. Bu yılın başında, Türkiye’de yaşayan göçmen işçi Dursultan Taganova, salgınla mücadelede başarısız olduğu gerekçesiyle Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov’u istifaya çağırdı. İstanbul’da tutuklanan Taganova, sınırdışı edilmek üzere bir göçmen merkezine gönderildi. İnsan hakları örgütlerinin mücadelesi sonucunda, ekim ayında serbest bırakılan Taganova’nın ailesi ise hâlâ Türkmenistan’da. İnsan hakları örgütlerine göre, Taganova’nın ailesi tehdit edildi ve kendisine de Türkmenistan’a dönmesi halinde tutuklanacağı söylendi.
Derleyen: Özge Çakır Somlyai