CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, televizyonların Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı: “AİHM’nin Selahattin Demirtaş kararını tıpış tıpış uygulayacaklar, başka çaresi yok”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde, televizyonların Ankara temsilcilerini ağırladı. Toplantıda CHP lideri Kılıçdaroğlu’na, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan ve Genel Başkan İletişim Koordinatörü Ömer Topsakal eşlik etti.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili verdiği kararla ilgili soruya, “AİHM kararını tıpış tıpış uygulayacaklar” diye cevap verdi. Kılıçdaroğlu, açıklanan 2021 yılı asgari ücret miktarını ise “Bu kararı verenlerin vicdanı yok” sözleriyle eleştirdi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Benim alanım tıp değil ben ekonomi mensubuyum” sözlerini ise “İyi ki tıp değil, 83 milyonun 80’i gitmişti” diyerek yorumladı. Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener‘e yaptığı “Evine dön” çağrısı için de “Çağrı ne kadar ciddi bilmiyorum. Akşener de bu çağrıya yanıtı verdi zaten” dedi.

Erken seçim, yargı ve hukuk reformu, güçlendirilmiş parlamenter sistem ve ittifak tartışmaları dahil birçok soru yöneltilen CHP liderinin bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle: 

“AİHM kararını tıpış tıpış uygulayacaklar”

AİHM’nin Demirtaş ile ilgili verdiği kararı değerlendiren Kılıçdaroğlu, bu kararın uygulanmaması durumunda faturanın Türkiye’ye çıkarılacağını söyledi. CHP lideri, “Türkiye olarak gidip uluslararası bir sözleşme altına imza atıyorsunuz. Sonra da ‘Ben AİHM kararını uygulamam’ diyorsunuz, sonra da halka ‘Ben hukukta reform yapacağım’ diyorsunuz. Ne demek AİHM kararları uygulamayacağız? Bunun faturası Türkiye’ye çıkarılacak. Bu kararı tıpış tıpış uygulayacaklar, başka çaresi yok” diye konuştu.

“Küçük ortağı tarafından teslim alınan bir iktidar reform yapamaz”

Yargı ve hukukta reform tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, hükümeti şu sözlerle eleştirdi:

“Reform yapacağını söyleyen irade hukuk, ekonomi ve idari açıdan nasıl reform yapacağını kamuoyuyla paylaşmalıdır. Reformdan çok önce Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan alt mahkeme başkanı görevden almalı. Bunun gereği yapılmıyorsa orada hukuk reformu olmaz. Hukuk reformu olması için anayasal kurallara herkesin uyması lazım. Bir bürokrat Erdoğan’a ‘Şunu yapmanız gerek’ diyemez. Dediği an kapıda bulur kendini. Saraydan Türkiye’ye bakmak ile Keçiören’den Türkiye’ye bakmak ayrı. Ekonomi reformu yapacaklarına asgari ücreti 3 bin 100 lira yapsınlar. Reform yapacak bir siyasi iktidar küçük ortağı tarafından teslim alınamaz. Teslim alınan bir iktidar reform yapamaz.”

“Dostlarımızla beraber otoriter bir rejimi demokratik yollarla indireceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP ile ilgili açıklamalarını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçim çağrısını yineledi. Kılıçdaroğlu, “Erken seçime ne kadar erken karar verilirse halkın üzerindeki  yük azalır. Erken seçim kararı almazlarsa bu yükü 83 milyon ağırlaşarak çekecektir. Türkiye tarihinde en derin ekonomik ve siyasal buhranı yaşıyor. Önümüzdeki seçimi parti seçimi olarak görmüyorum. Demokrasiden ve otoriterleşmeden yana olanların seçimi olarak görüyorum. Dostlarımızla beraber bir otoriter rejimi demokratik yollarla indireceğiz. Dünya tarihi bunu Türkiye’yi örnek göstererek yazacaktır. Bu baskılardan sonra demokrasiyi inşa edeceğiz. Erdoğan, konuşmalarında bizi düşmanlaştırıyor. Açıklamalarını gülümseyerek izliyorum” dedi.

“DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin Millet İttifakı içerisinde yer alıp almayacağını bugünden konuşmak doğru olmaz”

Millet İttifakı ile ilgili sorulara da yanıt veren Kılıçdaroğlu, yeni kurulan partilerin ittifaka dahil olup olmayacağını bugünden konuşmanın doğru olmayacağını söyledi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’yi felakete sürüklediğini belirten CHP lideri, “DEVA ve Gelecek partilerinin Millet İttifakı içinde yer alıp almayacağını bugünden konuşmak doğru olmaz. Önce ilkeler üzerinde konuşmamız gerekiyor. Önümüzdeki süreçte bu oturulur konuşulur. Var olan sistem Türkiye’yi felakete sürüklüyor. Meral Akşener yeni yılda grup toplantısını buna ayıracak. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki günlerde bunu kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.

“Demokrasilerin olmadığı yerlerde partiler kapatılır”

Parti kapatma çağrılarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, iktidarın kendisine karşı tüm unsurları tasfiye etmeye çalıştığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Demokrasinin olmadığı yerlerde partiler kapatılır. Genel başkanlar tutuklanabilir. İktidar kendisine karşı olan tüm unsurları tasfiye eder. Erdoğan’ın geldiği nokta budur” dedi.  

“Asgari ücret kararını verenlerin vicdanları yok”

Açıklanan 2021 yılı asgari ücreti nedeniyle hükümete sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu, belirlenen rakamı “Dört kişilik bir aile bu parayla nasıl geçinecek? Bu kararı verenlerin vicdan yok. Hükümet kaçakçılara, organ ticareti yapanlara kanun çıkarıp ‘Senden vergi almayacağım’ diyor ama asgari ücretliden vergi alıyor. Bu hükümet faiz baronlarının ve kara paracılar hükümeti” sözleriyle değerlendirdi.

“Türkiye’de anayasa askıda olduğu için basın özgürlüğü yok”

Olay TV’nin kapatılmasını değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Türkiye’de özgürce haber yapanlar var ancak zaman zaman otosansür yapıyorlar. Türkiye’de anayasa askıda olduğu için medya özgürlüğü yok. Özgürce yayın yapmak isteyen medyaya Basın İlan Kurumu, RTÜK  ve medya patronu üzerinden baskı yapılıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar sosyal medya var. Orada da baskı var ama insanlar geniş kitlelere fikirlerini yayabiliyor.”

“Spartalılar dönemine mi döndük?”

Kılıçdaroğlu, AKP döneminde yaşananları maddeler halinde anlattı. Bu maddelerden birinin bile sağlıklı işleyen demokrasilerde hükümetin istifa etmesine neden olacağını belirten Kılıçdaroğlu, bu maddeleri şöyle sıraladı:

 -Sağlıklı işleyen bir demokraside bir iktidarın istifa etmesine neden olurdu. Türkiye’de ilk defa rüşvet alanların, Kuranıkerim ile “bakara makara” diye dalga geçenler büyükelçi olarak atandığını gördüm. Dünyanın hangi devletinde rüşvet alanlar büyükelçi olarak atanmıştır? Milattan önce Spartalılar hariç. Orada hırsızlık yapanlar yakalandığında toplumun en saygın insanları olurlardı. Acaba biz Spartalılar dönemine mi döndük? Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi en ağır şekilde aşağılandı. Özellikle milli kurtuluş savaşını veren bir ülke için bu çok acı bir tablo. 

-Devletin tepesinde oturan kişinin malvarlığı nedeniyle tehdit edilmesi ve buna hiçbir yanıt verilmemesi.

-Cumhuriyet tarihinde yine bir ilk. Kendi topraklarımızı düşmana teslim ettik. Kendi bayrağımızı indirerek Süleyman Şah Türbesi savaşmadan, tek kurşun atılmadan verildi.

-Sahte diploma ile banka yönetim kuruluna atama yapıldı. Kişi mahkemede diplomayı başkasının getirdiğini söylüyor. Daha acısı ise bu durum Meclis çatısı altında savunuldu, nasıl olabilir bu? Bir akıl tutulması ve körlük var.

-Şehit ve gaziler arasında ayrım olmaz. Şehit ve gaziler biz rahat uyuyalım diye hayatlarını feda edenlerdir. Şehitler arasında ayrımcılık yapıldığını AK Partili milletvekili kamuoyuyla çok net şekilde paylaştı. Bu durum devletin ciddiyetine ve saygınlığına gölge düşürmez mi? 

-Türkiye tank üretmesin diye tank ve palet fabrikası Katar’a peşkeş çekildi. Bunun adı vatana ihanet değil midir? 

-Ekonomiyi yatırım üretim ve istihdam ekseninden çekerek faiz ve döviz eksenine oturttular. Maliyeti milyonlarca işsiz oldu.