Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Freedom House’un özgürlük ve demokrasi raporu yayımlandı: “Otoriter liderler uluslararası dengeyi tiranlık lehine değiştirdi, demokrasi ‘kuşatılmaya’ devam ediyor”

Freedom House, koronavirüs salgını gölgesinde geçirdiğimiz 2020 yılına dair ülkelerdeki özgürlük ve demokrasi durumu ile ilgili raporunu yayımladı. Raporda salgın, ekonomik belirsizlikler ve dünyadaki çatışmaların, 2020 yılında küresel özgürlüğün azalmasına katkıda bulunduğu belirtildi ve “Dünyadaki insanların beşte dördü özgürlüğün azaldığı ülkelerde yaşıyor” denildi.  

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bulunan Vaşington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House (Özgürlük Evi), 2020 yılında dünya genelindeki demokrasi durumu ile ilgili raporunu yayımladı. Sarah Repucci ve Amy Slipowtiz tarafından kaleme alınan ve 3 Mart’ta yayımlanan yıllık raporda, dünya genelindeki demokratik gerilemenin 15’inci yılına işaret edildi ve demokratik durgunluğun derinleştiği belirtildi. Otoriter liderlerin daha da cesaret kazandığı belirtilen raporda, dünya nüfusunun yüzde 75’ini temsil eden 73 ülkenin özgürlük puanının düştüğü vurgulandı ve “Dünya halkının beşte birinden daha azı artık tamamen özgür ülkelerde yaşıyor” denildi. Bu sene özgürlük puanı değişen ülkeler arasında Çin, Belarus ve Venezuela gibi otoriter devletlerin yanı sıra, ABD ve Hindistan gibi sorunlu demokrasiler dahil olmak üzere 73 ülke bulunuyor. Türkiye ise 100 üzerinden aldığı 32 puan ile, “özgür olmayan ülkeler” arasında yer aldı. 

“Democracy under Siege” (Demokrasi Kuşatma Altında) başlıklı raporda, özgür olmayan ülkelerin sayısının, 2006 yılında demokrasinin gerilemesinin başlamasından bu yana en yüksek seviyesine ulaştığı vurgulandı ve “2020 yılında salgın, ekonomik belirsizlikler ve çatışmalar dünyayı yıkıma uğrattı, demokrasinin savunucuları otoriter liderlere karşı mücadele etmekte zorlandı ve uluslararası denge tiranlık lehine değişti” denildi. Görevdeki liderlerin, muhalifleri bastırmak adına giderek daha fazla güç kullandığı belirtilen raporda, “Muhalifler ve aktivistler ağır hapis cezaları ile karşı karşıya kaldılar” denildi. 

Freedom House Araştırma ve Analiz Birimi’nden sorumlu Başkan Yardımcısı Sarah Repucci, dünya genelindeki otoriter eğilimlerin kontrol altına alınamadığını söyleyerek, “Demokraside 15 yıldır biriken düşüş eğilimlerini tersine çevirmek ve daha özgür ve barışçıl bir dünya inşa etmek istiyorsak, demokratik hükümetler, demokrasi ve insan hakları savunucuları daha baskıcı bir ortamda hep beraber ve dayanışma içinde çalışmak zorunda kalacaklar” dedi. 

Raporda ABD, hala özgür bir ülke olarak kabul edildi ancak eski Başkan Donald Trump’ın başkanlık döneminin son yılında demokratik bir düşüş yaşandığı vurgulandı. ABD’nin dünyadaki özgürlük puanının son 10 yılda 11 puan düştüğünü fakat sadece 2020 yılında üç puan birden düştüğünü vurgulayan raporda, 2020 yılında yaşanan bazı gelişmelere vurgu yapıldı. Trump yönetiminin, kurumlardaki dengeleri değiştirdiği ve koronavirüs salgını konusunda bilgileri kontrol ya da manipüle ederek hükümetin şeffaflığına zarar verdiği belirtildi. Trump’ın görev süresi boyunca yaşanan ölümcül kitlesel protestoların da ABD’nin özgürlük puanındaki düşüşe sebebiyet olduğu belirtilirken, 6 Ocak günü Trump destekçilerinin Kongre binasını basmasına da atıfta bulunuldu. Joe Biden’ın seçim zaferini kabullenemeyen ve bu seçimleri tersine çevirecek girişimlerin “şok edici” olarak karşılandığı raporda, “6 Ocak günü yaşanan Kongre binası baskını ABD’nin yurt dışındaki güvenirliğine zarar verdi, ülkedeki siyasi kutuplaşmayı ve aşırılık tehdidini arttırdı” denildi.

Freedom House Başkanı Michael J. Abramowitz“6 Ocak, Amerikan demokrasisinin kırılganlığı konusunda birçok Amerikalı için uyandırma çağrısı olmalı” dedi. Özgürlüğün küresel ölçekte hâkim olması için ABD ve ortaklarının bir araya gelmesinin ve demokrasiyi güçlendirmek için çalışmasının önem arz ettiğini vurgulayan Abramowitz, Biden’a seslendi: “Biden yönetimi, herkes için siyasi hak ve özgürlüklere önem vereceklerini söyledi ve Amerikan demokrasisini güçlendireceğine söz verdi fakat ülke içindeki zayıf siyasi sisteme de odaklanması gerekiyor“.

Türkiye: Son 10 yıl içinde en büyük gerileme yaşayan ikinci ülke

Raporda Türkiye, son 10 yıl içerisinde en büyük gerilemenin yaşandığı ikinci ülke olarak belirtildi. Mali’nin arkasından ikinci sırada olan Türkiye’de demokrasinin son 10 yıl içinde 31 puan gerilediği kaydedildi. 

2020 yılında Türkiye’de yaşanan önemli gelişmeler ise şu şekilde belirtildi:

·      Koronavirüs krizi boyunca yetkililer resmi sağlık istatistiklerini manipüle etmeye çalıştılar ve salgın hakkında bilgi veren veya alınan kararları eleştiren tıp uzmanlarına karşı cezai soruşturmalar başlattılar. Koronavirüs ile ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımlarından ötürü yüzlerce sıradan insanı da tutukladılar.

·      Muhaliflere, sivil toplum kuruluşlarının önde gelen üyelerine, bağımsız gazetecilere ve Türkiye’nin giderek daha da agresifleşen dış politikasını eleştiren kişilere yönelik kovuşturmalar ve taciz kampanyaları yıl boyunca devam etti. Aralık ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2016 yılından beri hapsedilen Selahattin Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu fakat mahkemenin kararı göz ardı edildi. 2015 yılından bu yanan gözaltına alınan binlerce kişiye ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyelerine yönelik yeni tutuklamalar yapıldı. Ayrıca HDP’li belediyelere yönelik kayyum atanmaya devam edildi.

·      AİHM’in Osman Kavala’yı serbest bırakın çağrısına rağmen, Kavala yıl sonunda başka bir “sahte” suçlama ile karşı karşıya kaldı. 

Koronavirüs salgınının etkileri

Devletlerin, koronavirüs salgınına verdiği tepkilerin küresel demokratik düşüşe etki ettiği söylenen raporda, baskıcı rejimler ve popülist liderler şeffaflığı azaltmak, yanlış ya da yanıltıcı bilgileri teşvik etmek ve eleştirel görüşlerin paylaşımını engellemek için çalıştığı vurgulandı. Koronavirüs salgınından korunmak adına alınan kısıtlamaların, güvenlik güçleri tarafından politize edildiği vurgulanan raporda, “Dünya genelindeki antidemokratik liderler, salgını siyasi muhalefeti zayıflatmak ve gücü pekiştirmek adına bir örtü olarak kullandılar” ifadesine yer verildi. 

Raporda, Macaristan’da Başbakan Viktor Orban hükümetinin muhalefete yönelik uyguladığı politikalar, Sri Lanka’da Cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapaksa’nın mart ayı başlarında parlamentoyu feshederek yürütme gücünü daha da güçlendiren anayasa değişikliklerini onaylaması, Çin’deki rejimin, koronavirüs salgınını örtbas etmek ve salgına karşı koymak için başlattığı küresel dezenformasyon ve sansür kampanyaları ve İran hükümetinin ülkedeki koronavirüs salgınının gerçek boyutu hakkında bağımsız haberciliği bastırmak için başlattığı sansür uygulamaları olumsuz örnekler olarak gösterildi.

2020 yılındaki olumsuz gelişmelerin kalıcı etkileri olacağı belirtilen raporda, “Koronavirüs salgınının nihai olarak sona ermesi demokrasinin yeniden canlanmasını tetiklemeyecektir” denildi. 

“Demokrasi kuşatıldı ancak mağlup edilmedi”

Raporda, 2020 yılında dünyada yaşanan birçok özgürlük kaybına rağmen, dünyanın dört bir yanındaki insanların hakları için savaşmaya kararlı olmasının önemi vurgulandı ve “Bir dizi ülke başarılı seçimler yaptı, bağımsız mahkemeler aşırılıkları kontrol etti, en baskıcı ortamlarda bile gazeteciler hükümet ihlallerini araştırdı ve aktivistleri demokratik olmayan uygulamaları protesto etmeye devam etti” denildi. 

Abramowitz, Myanmar ve Rusya’daki gelişmelere de atıfta bulunarak “Raporumuz bugün demokrasinin kuşatıldığını gösteriyor ancak mağlup edilmediği sonucuna varıyor” dedi. 

Rapordaki diğer önemli gelişmeler

2020 yılının en önemli gelişmelerinden biri, Hindistan’ın statüsünün özgürden kısmen özgüre geçişi oldu. Narendra Modi’nin 2014 yılında başbakan olmasından bu yana Hint vatandaşlarının siyasi haklarının ve sivil özgürlüklerinin aşındığı belirtilen raporda, “Hükümet, insan hakları örgütleri üzerindeki baskının artmasına, akademisyenlerin ve gazetecilerinin üzerindeki gözdağının artmasına ve Müslümanlar’a yönelik linçler de dahil olmak üzere saldırıların artmasına liderlik etti” denildi. Demokratik gerileme, Modi’nin 2019 yılında yeniden seçilmesinin ardından daha da derinleştiği vurgulanan raporda, “Hükümet salgına verdiği karşılık ile sivil hak ve özgürlüklerin daha da aşınmasına sebep oldu” denildi.

Otoriter liderlerin iktidarlarını pekiştirmek ve muhalefeti bastırmak için yeni fırsatlar yakaladığı belirtilen raporda, bazı umut verici demokratik hareketlere de atıfta bulunuldu. Örneğin, Belarus ve Hong Kong’da düzenlenen demokrasi yanlısı protestoların sert bir şekilde bastırılmasına ve uluslararası ortamdan gelen eleştirilerin gözardı edilmesi örnek olarak gösterildi. Raporda, Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ’daki saldırısının Ermenistan’da son yıllarda görülen demokratik kazanımları tehlikeye attığı ve Etiyopya’nın Tigray bölgesinde yaşanan silahlı çatışmanın 2018 yılından bu yana ülkede yaşanan siyasi açılımın umutları kestiği değerlendirmesine de yer verildi. Bu dört farklı olayın “otokratik komşu müdahalesi” içerdiği vurgulanırken, “Moskova, Belarus’taki rejime destek sağladı, Pekin, Hong Kong’daki baskıyı arttırdı, Türkiye, Azerbaycan’a destek verdi ve Etiyopya lideri Eritre’den destek istedi” ifadelerine yer verildi.

Öneriler neler?

Raporda, küresel bağlamda demokrasinin gelişmesi için uygulanabilecek bazı politika önerilerine de yer verildi. Devletlere yöneltilen önerilerden bazıları şunlar:

·      Demokrasi çağrısında bulunan sivil toplumu ve toplumsal hareketleri destekleyin.

·      Özgür ve bağımsız medyayı destekleyerek, bilgiye erişimi sağlayın.

·      Demokrasiyi güçlendiren programları vurgulayın. 

·      Kritik önem arz eden ülkelere ve bölgelere odaklanın.

·      Demokratik ülkelerle ve kurumlarla ittifaklara yatırımlar yapın.

·      Eğitim ve öğretime yatırım yaparak, halkın demokratik ilkelere olan desteğini güçlendirin.

·      Siyasi kutuplaşmayı ve aşırılıkçılığı azaltın.

·      Ülkede düzenlenen seçimlerde gözlemci noktaları kurun ve seçimlere olan güvenilirliği güçlendirin.

·      Herkese eşit oy hakkı tanıyın.

Rapora buradan ulaşabilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.