AKP’de ıstakoz krizi | Feyza Akınerdem: “Faturanın paydaşları çok geniş, artık ‘milletvekili ne iş yapar’ sorusunun tartışılması lazım”

AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın sayılı insanın girdiği Monaco Yat Kulübü’nde ıstakoz yediği anları, Instagram hesabından paylaşması gündemdeki yerini koruyor. AKP karıştı, partiden tepkiler giderek yükseliyor. Hatta bazı AKP’liler, “Bu ve bu gibiler partimizden defolsun” dediler. Istakoz ve Maldivler tatili ortalığı öyle bir kasıp kavurdu ki, İran’ın İsrail’e fırlattığı füzeler unutuldu, solda sıfır kaldı. Yol arkadaşlarının Şebnem Bursalı’ya verdiği tepki üzerinden AKP’nin halktan nasıl uzaklaştığı sorusuna sosyolog Feyza Akınerdem ile yanıt aradık.

Editör: Aliye Altınışık

AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı‘nın Monaco Yat Kulübü’nde yediği ıskatozun fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşmasının ardından tepkilerin parti içinden geldiğine vurgu yapan Feyza Akınerdem, “Burada halktan, toplumdan, seçmenden çok; lüks tüketim, şatafat, tatil, kibir ve halktan kopuş hikâyesinin partide ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Gerçekten halktan kopuldu mu, kopulmadı mı; ayrı bir mesele. Seçmene dönüp sormak gerekir” dedi.

“Faturanın hangi gruba kesileceği çok önemli”

Akınerdem, ıstakoz ve Maldivler krizinin ardından asıl önemli konunun “faturanın kime kesileceği” olduğunu vurguladı. “Zaferin çok sahibi var, kaybın ise hiç sahibi olmaz. Burada da hangi grup, diğerini suçlayacak ve tasfiyesine vesile kılacak, onu izleyip göreceğiz. Partide Milli Görüş ve İslamcı çizgilerden gelenler, bu krizin asıl nedeninin AKP içindeki liberal ve seküler milletvekillerinin yaşam standartları olduğunu söylüyor” diyen Akınerdem, sadece bu tartışma değil; Van’daki olaylardan sonra da parti içerisindeki farklı kesimlerin çıkardığı seslerin altını çizdi.

10 sene önce Monaco’da ya da Maldivler’de fotoğraf paylaşmanın bu kadar infial yaratmayacağını, çünkü dövizin daha düşük olduğunu, orta sınıfın durumunun daha iyi olduğunu hatırlattı ve şöyle dedi:

“Peynirin hesabını yapan toplum gözünde siyasal hassasiyeti, duruşu bu şekilde olan milletvekillerinin seçmenin gözünde de bir yara açacağı, mutsuzluk, öfke uyandıracağı bir gerçek. Istakozun ve AKP’nin kendi içindeki tartışmaların ötesine geçip, Türkiye’de siyasetçi nedir, bir milletvekili ne yapar, topluma faydası nedir ve toplumu nasıl temsil eder gibi soruların tartışmaya açılması gerektiğini düşünüyorum.”

AKP seçimden zaferle ayrılsaydı, bu fotoğraf böyle infial yaratır mıydı?

31 Mart’ta AKP’nin sandıktan birinci parti çıkması halinde bu tartışmaların sümen altı edilebileceğini belirten Akınerdem, “‘İtibardan tasarruf olmaz’ açıklamalarını daha çok duyardık. AKP, bütün bunların siyasal olarak bir aşınma yaratmadığını görmenin bir sonucu yaşıyor. Politik olarak Türkiye’nin dokusuna ve halkın beklentilerine ve ihtiyaçlarına uygun olmayan meselelere çok genel hikâyeler ve sloganlar yazıldı. Bunlar da sonun başlangıcını getirdi. 31 Mart olmasa bile önümüzdeki diğer seçimlerde duvara toslamak kaçınılmazdı” ifadelerini kullandı.

31 Mart yerel seçimlerinin sonucunun ağırlıklı olarak ekonomiye bağlandığını; toplumda birikmiş adaletsizlik duygusunun, KHK’lıların, kayyumların, tutuklu yargılamaların hiçbir etkisi olmadığı gibi konuştuğumuzu ifade eden Akınerdem, “Deprem mesela.. Hiç gündeme gelmiyor ama Türkiye’nin neredeyse 3’te 1’i yıkılmışken toplumun tamamını etkiledi. AKP, ıstakoz krizinden sonra faturayı kesecek bir günah keçisi arayabilir ama fatura çok daha büyük. Faturanın paydaşları da çok geniş. İşaret ettikleri, parmak salladıkları odakların yeterli olduğunu düşünmüyorum. Yapısal değişikliklere gitmesi gerekiyor” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.