ABD’nin Georgia eyaletinde, üç ayrı masaj salonuna düzenlenen silahlı saldırılarda altısı Asya kökenli toplam sekiz kişi hayatını kaybetti. Saldırıları düzenlediği belirtilen 21 yaşındaki şüpheli polis tarafından yakalanırken ABD’de koronavirüs salgınının başlangıcından bu yana Asya kökenli vatandaşlara düzenlenen saldırılardaki artış dikkat çekiyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Georgia eyaletinin başkenti Atlanta’da, 16 Mart Salı günü üç ayrı masaj salonuna düzenlenen saldırılarda altı Asya kökenli kadının da aralarında bulunduğu toplam sekiz kişi hayatını kaybetti.
Atlanta polisi ilk saldırının şehrin kuzeyinde bulunan Cherokee bölgesinde Asyalılara ait bir masaj salonuna düzenlendiğini ve bu saldırıda dört kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Polis, bu saldırıdan kısa bir süre sonra ise şehrin merkezindeki bir başka masaj salonunda üç kişinin ve son olarak şehir merkezinde bulunan başka bir masaj salonunda da bir kişinin vurularak öldürüldüğü bilgisini paylaştı.
Saldırıları gerçekleştirdiği öne sürülen 21 yaşındaki Robert Aaron Long, yerel saatle 20.30’da şehrin 240 km güneyinde polis tarafından gözaltına alınırken Reuters’e konuşan bir polis memuru, üç farklı masaj salonuna düzenlenen saldırılardan “kuvvetle muhtemel” aynı kişinin sorumlu olduğunu söyledi.
Polis henüz saldırıların neden düzenlendiği konusunda bir bilgi paylaşmadı ancak saldırılarla ülkedeki Asya-Amerikan topluluklara karşı artan ırkçılık arasında bir bağlantı olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
California Eyalet Üniversitesi bünyesindeki Nefret ve Aşırılık Çalışmaları Merkezi’nin araştırmasına göre, geçen yıl ABD’nin en büyük 16 kentinde Asyalıları ve Asya kökenli ABD’lileri hedef alan saldırıların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 120 oranında yükseldi.
ABD’de ırkçılık ve azınlıklar üzerine çalışan bazı sivil toplum kuruluşları ise Georgia’daki saldırının ABD Başkanı Joe Biden’ın ırkçı nefret suçlarına tepki göstererek başkanlığının ilk günlerinde “ırk eşitliğini” korumaya yönelik dört ayrı başkanlık kararnamesi imzalamasının ardından gelmesinin tesadüf olmadığı görüşünde. Uzmanlar, ülkede Asya kökenlilere yönelik nefret suçlarının koronavirüs salgını döneminde artış gösterdiğinin altını çizerek bunda eski Başkan Donald Trump’ın Çin’e ve Asyalılara olan yaklaşımının etkili olduğunu belirtiyor. Koronavirüs salgınıyla ilgili yaptığı açıklamalarda virüsten sık sık “Çin virüsü” diye bahseden Trump, Asyalılara karşı ırkçılığı körüklediği gerekçesiyle pek çok farklı kesimden tepki toplamıştı.
Asya-Amerikan Topluluklarına Nefreti Durdur (Stop AAPI Hate) platformunun kurucularından olan ve aynı zamanda San Francisco Eyalet Üniversitesi’nde Asya Amerikan Çalışmaları Bölümü’nde görev yapan Russell Jeung, NBC News’e verdiği demeçte, eski Başkan Trump’ın ülkedeki etnik azınlıklarla ilgili konuşmalarının ülke tarihinde var olan ırkçı davranışları tekrar açığa çıkarmaya sebep olduğunu düşündüğünü belirtti. “Başkan Trump’ın kışkırtıcı yorumları, ‘Çin virüsü’ terimini kullanma ısrarı ve ardından sosyal medyada yaydığı nefret söylemi ile bize yöneltilen nefret şiddeti arasında açık bir ilişki var” diyen Jeung, Trump’ın kullandığı bu dilin insanlara Asya kökenli vatandaşlara saldırma hakkı tanıdığını düşündüğünü söyledi.
Konuyla ilgili yapılan çok sayıda çalışma da Asya kökenli ABD’lilerin sosyo-ekonomik olarak üst sınıflarda bulunduklarına yönelik sınıflandırmaların, karşılaştıkları ırkçı saldırıları artırdığını ortaya koyarken Asya kökenli ABD’lilerin medyada ele alınış biçimlerinin de kendileri hakkındaki ön yargıları artırdığı belirtiliyor.
Özellikte koronavirüs salgını döneminde ABD içinde artan ırkçı saldırılarla ilgili ana akım medyanın yeterince haber yapmadığını belirten sivil haklar aktivisti Amanda Nguyen, konuyla ilgili Instagram üzerinden bir video yayınlayarak “Haber kaynaklarının, özellikle de ana akım olanların bir hikayeye layık olduğumuzu düşünmesi için daha kaç kişinin öldürülmesi gerekiyor?” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Son olarak ocak ayında, ülkenin San Francisco bölgesinde, 84 yaşındaki Tayland asıllı Vicha Ratanapakdee’ın sabah yürüyüşü yaptığı sırada 19 yaşındaki bir genç tarafından fiziksel şiddete uğrayarak hayatını kaybetmesi Asyalılara karşı düzenlenen ırkçı nefret suçlarıyla ilgili tartışmaları artırmıştı.
Geçen haftalarda, Asya kökenlilere yapılan münferit saldırılara karşı düzenlenen kitlesel protestolarla gündeme gelen New York şehrininin polis departmanının terörle mücadele birimi ise saldırıların New York’la herhangi bir bağlantısı olmamasına karşın polisin önlem olarak Asya topluluklarınının yaşadığı bölgelere ek devriye ekipleri konuşlandırdığını duyurdu.
