Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Spektrum (3): Mars’a gitmek

Medyascope’un her hafta dünya gündemini meşgul eden bir konunun enine boyuna incelendiği podcast programı Spektrum’un üçüncü bölümünde konu, ülkelerin Mars’a gidebilme yarışı. Geçen yıldan bu yana Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri Mars’a yeni keşif araçları gönderdi. Fakat dünya genelinde, şu ana kadar Mars’a yapılan yolculukların yarısı başarısızlık ile sonuçlandı. Mars’a neden gitmeye çalışıyoruz? Kızıl gezegene iniş neden zor? Mars misyonu için görev alan keşif araçları ne yapacak? Bu bölümümüzde bütün bu sorulara yanıt aradık.

Yayın metni: 

Medyascope’tan herkese merhaba. Bu hafta Spektrum’da sizleri dünyadan biraz değil bayağı uzaklaştırmak ve kızıl gezegen Mars’a götürmek istiyorum. Geçen yıldan bu yana Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri Mars’a yeni keşif araçları gönderdi. Fakat dünya genelinde, şu ana kadar Mars’a yapılan yolculukların yarısı başarısızlık ile sonuçlandı. Mars’a neden gitmeye çalışıyoruz? Kızıl gezegene iniş neden zor? Mars misyonu için görev alan keşif araçları ne yapacak? Kemerleri bağladıysak eğer, bugünkü yayınımızda birçok ülkenin Mars maceralarını anlatacağım. Ben Senem Görür, Spektrum’a hoşgeldiniz.

Öncelikle geçen hafta Spektrum’un yeni bölümünü yapamayışımızın nedeninden bahsetmek istiyorum. Spektrum’un ikinci bölümünü yayınladıktan birkaç gün sonra kendimi iyi hissetmedim. Hafif hafif başlayan nezle belirtilerinden sonra biraz dinlenme kararı aldım. Aldığım grip ilaçlarının ve içtiğim sıcak içeceklerin etki etmediğini gördüğümde ve akabinde sırtımda ve bacaklarımda beni zorlayan kas ağrısı ve halsizlik nedeniyle hastaneye gidip, koronavirüs testi yaptırma kararı aldım. Bu kararı almamdaki en büyük sebep, koronavirüs vakalarının mart ayı başından beri kontrolden çıkmış olmasıydı. Özellikle İngiltere varyantının da ülkemizde görülmeye başlaması ile birlikte görülen semptomların değişmesi ve bu semptomların başında da kas ağrısı olması beni korkutmuştu. Hastaneye gittim, sürüntü testi yaptırdım, aynı gece gelen test sonucum pozitifti. Yani ben de Türkiye’de bu hastalığa yakalanan milyonlarca kişiden biri oldum. Bu yüzden bir hafta hem işime hem de Spektrum’a zorunlu bir ara vermiş oldum. 

Bu süre zarfında size hastalığı nasıl geçirdiğimden de bahsetmek isterim. Öncelikle filyasyon ekibi ilaçları getirdi. İlaçları nasıl kullanmam gerektiği bana anlatılmadı, sadece kutunun üzerinde ilaçları nasıl kullanmam gerektiği konusunda beni bilgilendiren bir not vardı. 

İçinde 40 tablet olan ilacı, ilk gün sabah sekiz akşam sekiz olmak, diğer günler sabah üç akşam üç tablet olmak üzere beş gün boyunca kullandım. İlaçları aldıktan sonra şikayetim olan kas ağrılarım geçti ama bu kez de korkunç bir baş ağrısı başladı. Yedinci güne doğru tüm ağrılarım azaldı. Tedavi gördüğüm bu süreçte, ilaçların yanında ilaç gibi gelen başka etkenler de vardı: Moral, motivasyon ve ne olursa olsun iştahını yitirmeme. İlaçların ve virüsün etkisiyle her ne kadar iştahım kesilecek gibi olsa da sürekli direndim ve canım bir şey istemese de yemek yiyebildim. Artık negatife döndüm ama öksürük devam ediyor, biraz da baş ağrısı… Bu süreçte hem sevdiklerinize hem de kendinize çok dikkatli bakmanızı, alabildiğiniz kadar önlem almanızı bir kez daha rica ediyorum. 

Şimdi konumuza dönelim..

Kızıl gezegen Mars’a inişin süresi yaklaşık yedi dakika olarak biliniyor fakat ülkeler Mars’a gidiş ve Mars’ın keşfi için yıllardır uğraşıyorlar. Peki, Mars’a gidebilmek ve inebilmek neden bu kadar zorlu? 

Dünya ve Mars, güneşin etrafında farklı hızlarda ve yörüngelerde dönüyor. İki gezegenin arasındaki mesafe 56 milyon kilometre ile 401 milyon kilometre arasında değişiyor. Gezegenler yaklaşık iki yılda bir dünyadan Mars’a yolculuğu mümkün kılacak şekilde arka arkaya geliyor. Bu denk gelişi kullanmak isteyen ülkeler de yolculuk telaşına düşüyor. Ülkeler bu denk gelen hizalama sayesinde hem seyahat süresinin kısalacağını hem de uzay araçlarının yakıt tüketiminin düşeceğini öngörüyor. Uzaydaki yolculuk yaklaşık yedi ay sürüyor. 

Son yıllarda ülkeler arasındaki Mars yarışı da dikkat çekici. Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin tarafından 2020 yılının Temmuz ayında fırlatılan üç ayrı uzay aracı, 2021 yılı içinde Mars’a ulaştı ve bu üç uzay aracı kızıl gezegen hakkında daha fazla bilgi toplayacak. Bir dipnot vermek gerekirse de, şu an Mars gezegenin yörüngesinden keşfetmeye devam eden üçü ABD, ikisi Avrupa Birliği ve biri Hindistan olmak üzere toplam altı ayrı araç var.  

Önce Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) başlayalım.

BAE, 2020 yılının 13 Temmuz’unda Mars’a gidecek olan uydusunu başarılı bir şekilde fırlattı. Bu uyduyla Mars’ın hava durumu ve iklimi üzerinde çalışmalar yapılması bekleniyor. BAE’nin “Umut” adını verdiği uzay aracı saatte ortalama 81 bin 627 kilometre hız ile 9 Şubat 2021’e kadar yolculuğuna devam etti. 13 Temmuz 2020’de fırlatılan uzay aracı yaklaşık 500 milyon kilometrelik yolculuğunu 9 Şubat Salı günü yerel saat ile 19.42’de tamamladı ve Mars’ın yörüngesine ulaştı. 

9 Şubat’ta yörüngeye giren “Umut”, bir Arap uzay aracı tarafından çekilmiş ilk Mars görüntülerini dünyaya ulaştırdı. BAE Ulusal Uzay Ajansı, 14 Şubat’ta yaptığı açıklamada, “BAE Mars misyonu, Güneş sisteminin en büyük yanardağı olan Olimpus Dağı’nın sabahın erken saatlerinde ortaya çıkan görüntüsünü yakaladı” dedi. Olimpus Yanardağı’nın göründüğü fotoğrafların, Umut’un Mars yörüngesine girmesinden bir gün sonra, yani 10 Şubat’ta, Mars yüzeyinden yaklaşık 25 bin kilometre yükseklikte çekildiği belirtildi. 

Umut’un Mars yörüngesine ulaşması başta BAE Başkan Yardımcısı, Başbakanı ve Dubai Emiri Muhammed bin Raşid el-Mektum tarafından büyük bir sevinç ile karşılandı. Çünkü Umut’un Mars yörüngesine ulaşması BAE’nin kuruluşunun 50’nci yıldönümüne denk geliyordu. Bu yüzden ülke çapında kutlamalar yapılmış ve dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa dahil şehrin birçok önemli mekanı kırmızı ışıkla aydınlatılmıştı.

Daha önce bahsettiğim üzere temmuz ayında Mars’a ulaşmak için fırlatılan tek uzay aracı BAE’ninki değildi. Çin, 23 Temmuz 2020’de yolladığı Tianwen-1 keşif aracı ile Mars’ta mikroskobik yaşam belirtileri arıyor. Tianwen-1 aracı aynı zamanda Çin’in başarı ile fırlatılan ilk Mars aracı özelliği olma niteliği taşıyor. Çince “göklerdeki hakikati aramak” anlamına gelen”’Tianwen” misyonu, adını milattan önce 4. yüzyılda yaşamış Çinli şair Çu Yuen’in dizelerinden alıyor.

Tianwen-1 de yedi aylık yolculuğunun ardından 10 Şubat’ta başarıyla kızıl gezegenin yörüngesine girdi. Araç, mayıs veya haziranda Mars’a inecek. 

Mars’ı keşfetmeye devam eden, adını son haftalarda sıkça duyduğumuz keşif aracıysa NASA’nın “Perseverance”, yani Türkçe karşılığı ile “Azim” isimli aracı. Perseverance hakkında daha detaylı bilgi vermeden önce kısa bir araya gidelim. 

Devam etmeden önce siz sevgili dinleyicilerime kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum. Medyascope’a destek olun, yayınlarımızı paylaşın, web sitemizi ziyaret edin – hatta sık kullanılanlarınıza ekleyin. Sizlerin desteğiyle daha iyi, daha çeşitli programlar hazırlayabileceğiz.

Devam edelim…

Perseverance da, şubat ayında kızıl gezegenin yörüngesine ulaştı. Perseverance, 203 günlük yolculuğunu tamamlayarak 18 Şubat günü ABD yerel saati ile 15.55’te, TSİ 23.55’te Jezero adlı kratere indi. 

Perseverance’ın Mars’ın yüzeyine başarıyla indiği anlar, NASA yetkilileri tarafından alkışlar ile karşılandı. Böylece NASA, 1970’lerde Mars’a ulaşmayı başaran “Viking” aracından sonra ilk kez, doğrudan geçmiş yaşam belirtilerini bulma fırsatı yakalamış oldu. 

Perseverance, kızıl gezegene ulaşıp şu mesajı paylaştı: “Selam Dünya. Sonsuz evime ilk bakışım.” Başarılı inişten sonra NASA yetkilisi Swati Mohan, “Perseverance şu anda kalp atışı sesleri gönderiyor, bu da aracın normal bir biçimde çalıştığını gösteriyor” dedi. 

Astrofizikçi Dr. Umut Yıldız, bu uzay yolculuğunun önemini ve anlamını Medyascope özel yayınında değerlendirdi. 

Perseverance’in Mars yörüngesine başarılı inişi kutlayanlardan biri de ABD Başkanı Joe Biden’dı. Biden, Twitter hesabı üzerinden paylaştığı mesajda iniş ile ilgili olarak, “Bugün, bilimin gücü ve Amerikan dehası ile hiçbir şeyin imkanlar ötesinde olmadığı bir kez daha kanıtlanmıştır” dedi.

Mars’a inişe sevinenler kadar, sevinmeyenler de bulunmaktaydı. İklim aktivisti Greta Thunberg, kurucusu olduğu Gelecek İçin Cumalar (FFF) kampanyasının yayımladığı videoda, ülkelerin Mars’a gitme yarışıyla dalga geçti. Thunberg yayınladığı videoda, “Mars’a kaçacak kadar zengin yüzde 1 içinde değilseniz, dünyadaki iklim krizi ile uğraşmaya başlamakla iyi edersiniz” diye konuştu. Thunberg, dünyadaki insanların yüzde 99’unun dünyayı terk etme ihtimali bulunmadığını söyledi. Bu yüzden asıl gerçekliğin dünyada kalıp, iklim krizi ile baş etmek olduğunu şu sözleri ile vurguladı: “Harcamalarını devletin karşıladığı uzay programları ve dünyanın ultra zengin yüzde 1’i Mars’a odaklanmış vaziyette. Analizlere göre sadece NASA’nın Perseverance aracını geliştirmesi, konuşlandırması ve operasyonlarda kullanması 2,7 milyar dolara mal oluyor ve yine de çoğu insan asla Mars’ı ziyaret etme ve orada yaşama şansı bulamayacak.

NASA daha sonra Perseverance’ın kendi adına açılmış Twitter hesabında kızıl gezegenin yüzeyinde yaptığı sürüşün sesini kaydettiği ses kayıtlarını şu mesaj ile yayımladı: “Bunu duyuyor musunuz? Bu benim Mars’taki kayaların üzerinden geçişimin sesi. İlk defa Mars yüzeyindeki seyir sesini duyabiliyoruz.”

Perseverance hakkında konuşurken özellikle Salda Gölü’nden örnekler verildiğini görmüşsünüzdür. Neden Salda Gölü örneği veriliyor, biraz da bundan bahsetmek isterim. 

Perseverance’tan önceki Mars görevlerinde, daha çok gezegenin yaşanabilirliği üzerine araştırmalar yapıldı ve biyolojik yaşantının varlığı için geçmişteki şartların uygun olup olmadığı araştırıldı. Bu soru 2000’li yıllarda gezegende araştırmalar yapan “Spirit” ve “Opportunity” ile yakın zaman önce “Curiosity” tarafından yanıtlandı. Böylece, Mars’ın bir zamanlar daha sıcak ve ıslak bir gezegen olduğu ortaya konuldu. 

Perseverance’ın ise daha farklı bir görevi var. Kendinden önceki robotların bilgileri ışığında, eğer bir zamanlar var oldularsa, Mars’ta ilkel yaşamın izini arayacak. Bunun için de bir zamanlar devasa bir göl olan Jezero’ya indirildi. Bu kurumuş krater gölünün ise Burdur’da bulunan Salda Gölü ile benzer özellikler taşıdığı düşünülüyor. Bu yüzden NASA da konu ile ilgili paylaştığı yazılarda, “Jezero kraterine seyahat edemeyebilirsiniz ama ona en yakın yeri edebilirsiniz: Salda Gölü, Türkiye” diyor. 

Kızıl gezegene devletler haricinde, özel şirketler de ulaşmak istiyor. Özellikle ABD menşeli uzay ve havacılık şirketi Space X, Mars’a uzun süredir göndermek istediği uzay aracının roket testlerini yapıyor. Şirketin sahibi Elon Musk’ın Mars’a göndermeyi planladığı yeni nesil uzay aracı “Starship” de, birçok defa uçuş denemesi yaptı fakat başarısız oldu. 

Elon Musk, Starship ile birlikte Mars’a aynı anda onlarca kişi göndermek ve 100 ton kargo taşımak istiyor. Perseverance’ın da kızıl gezegende oynadığı rol bu yüzden oldukça önem arz ediyor. Çünkü Perseverance, “Mars’ın karbondioksit ağırlıklı atmosferinden, solunabilir oksijen elde edilebilir mi?” sorusuna yanıt arıyor.

Tam da konu buraya gelmişken, NASA tarafından imza atılan bir ilkten bahsetmeden olmaz. Perseverance, astronotların bir gün kızıl gezegeni keşfetmesini sağlayabilecek bir ilke imza attı ve karbondioksit ağırlıklı Mars atmosferinden oksijen üretti. Peki bu nasıl oldu? 

Perseverance, yüksek teknolojili birçok aygıtın yanı sıra oksijen üretebilen deneysel bir cihaz da taşıyor. Mars Yerinde Oksijen Kaynağı Kullanma Deneyi (MOXIE) ismi verilen cihaz, ince atmosferinde binde ikiden daha az oksijen barındıran gezegende oksijen üretmeyi başardı. NASA yetkilileri, MOXIE’nin bu süre zarfında bir astronotun 10 dakika boyunca kolayca nefes almasını sağlayacak kadar oksijen ürettiğini söyledi. 

NASA’dan Astrofizikçi Dr. Umut Yıldız, MOXIE’nin bu başarısını Medyascope özel yayınında değerlendirdi.

Bu yeni gelişme de astrofizikçilere, bilim insanlarına ve Mars’a insan gönderme hedefinde olan herkese bir umut oldu. 

İleride insanların Mars’a gitmesi iyi mi kötü mü olur bilemeyiz ama Mars’ta yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeye ve Medyascope ekranlarından sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz. 

Böylece, Özgün Özgül ile birlikte hazırladığımız üçüncü Spektrum’un sonuna geldik. Eğer yayınımızı beğendiyseniz, paylaşmanızı rica ederiz. 

Medyascope olarak 2015’ten bu yana Türkiye’nin sivil, bağımsız, özgür, çoğulcu bir medya ortamına kavuşması için çabalıyoruz. Bu yolculukta bize Patreon veya YouTube’un Katıl butonu üzerinden de katkıda bulunabilirsiniz. 

Destek verin, birlikte güçlenelim.

Haftaya yeniden dinlemeniz dileğiyle,

Hoşça kalın.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.