Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Etiyopya ordusu ve Tigray Halk Kurtuluş Cephesi arasındaki çatışmaların gölgesinde trajedi derinleşiyor: Etiyopya’da yüzbinler açlık ile mücadele ediyor

Etiyopya’da, Kasım 2020’den bu yana hükümet güçleri ile Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasındaki çatışmaların sürdüğü Tigray bölgesinde, hükümet tek taraflı bir ateşkes ilan etti. Ateşkes, hükümet kuvvetlerinin bölgeyi terk etmesinden sonra duyuruldu. Ateşkese rağmen TPLF’e bağlı birlikler, “Tigray’ın her bir santimetre karesini özgürleştirinceye kadar durmayacağız” açıklamasında bulundu.

Medyascope’tan Zeynel Yıldırım, Etiyopya ordusu ve TPLF arasındaki çatışmaların nedenlerini, bölgedeki insani dramı, uluslararası tepkileri ve çatışmaların hangi tarihsel dinamikler üzerine geliştiğini sizler için derledi. 

Kasım 2020’den bu yana Etiyopya ordusu ve Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasındaki çatışmaların sürdüğü Tigray bölgesinde, TPLF kuvvetlerinin bölgenin başkenti Mekelle’ye ilerlemesi üzerine hükümet kuvvetleri bölgeden çekildi. Çekilme işleminin tamamlanmasının ardından Etiyopya ulusal hükümeti, “tek taraflı” olarak ateşkes ilan etti.

Görgü tanıkların ifadelerine göre, federal hükümete bağlı asker ve polisler pazartesi (28 Haziran) geç saatlerden itibaren Tigray bölgesinin başkenti olan Mekelle’yi terk etmeye başladı. Hükümet kuvvetlerinin bölgeyi terk etmesinin ardından şehrin kilit noktaları ve havaalanı TPLF tarafından kontrol edilmeye başlandı.

Reuters’a konuşan TPLF Sözcüsü Getachew Reda, “Tigray’ın başkenti Mekelle kontrolümüz altında, Tigray’ın her bir santimetre karesini özgürleştirinceye kadar durmayacağız” dedi.  

AFP’ye konuşan bir yerel yetkili ise “İsyancı güçlerin dört bir tarafı sarmaları üzerine geçici hükümet bölgeyi terk etme kararı aldı. Herkes bölgeyi terk etti. Geride kalanlar da 28 Haziran pazartesi günü öğleden sonra bölgeden ayrıldı” diye konuştu.

TPLF’nin ilerleyiş haberinin duyulmasının ardından, Etiyopya hükümeti bölgede derhal tek taraflı ateşkes ilan etti fakat TPLF, ateşkes çağrısını kabul etmediğini duyurdu.

Etiyopya hükümeti ateşkesin, “çiftçilerin topraklarını rahatça işlemelerini, yardım gruplarının çevrelerinde herhangi bir askeri birlik olmadan faaliyet gösterebilmelerini ve barış arayan (Tigray’ın eski yönetici partisinin) kalıntılarıyla etkileşimin sürmesini sağlayacağını” belirtti. Bunun yanı sıra hükümet, Tigray’ın isyancı liderlerinin adaletin önüne çıkarılması mücadelesinden ise vazgeçilmediğinin altını çizdi.

Ateşkesin, Tigray için hayati derecede önemli olan tarım mevsiminin sonuna kadar süreceği belirtildi. Tarım mevsiminin ise eylül ayında sona ereceği biliniyor. Öte yandan hükümet, federal ve yerel makamlara bir kere daha ateşkese uymaları çağrısında bulundu.

Tigray’da çatışmaların fitili nasıl ateşlendi? 

Ağustos 2020’de, Tigray’da bölgesel hükümet seçimlerinin yapılması planlanıyordu. Ancak merkezi hükümet salgın koşullarını gerekçe göstererek, TPLF’nin gücünü yenilemek için fırsat olarak gördüğü seçimleri erteledi. 

Bu kararın ardından TPLF, Abiy Ahmed liderliğindeki hükümeti tanımadığını ve hükümetin meşruluğunu kaybettiğini öne sürdü. TPLF’nin alınan karara itiraz etmesi üzerine ise Abiy Ahmed bölgeye merkezi hükümet tarafından verilen finansal desteği kesti.

Daha sonra merkezi hükümet tarafından bölgede geçici bir bölgesel hükümet kuruldu. Bunun üzerine TPLF ve Etiyopya hükümeti arasındaki zaten kötü olan ilişkiler daha da gerildi. En nihayetinde, gergin ilişkiler Kasım 2020’de sıcak çatışmaya dönüştü.

Etiyopya hükümeti, isyancı kuvvetlerin hükümete bağlı birliklere saldırması sonrası harekete geçtiğini duyurdu. Hükümete bağlı federal kuvvetler, Kasım 2020’de Tigray bölgesini işgale başladı. Tigray bölgesini kontrol eden TPLF yönetimi, Kasım 2020’deki müdahaleyi takip eden altı hafta içinde devrildi.

TPLF ve Etiyopya hükümeti arasındaki güç mücadelesinin sebepleri olarak seçimlerin ertelenmesi ve siyasi reform baskıları gösteriliyor.

Hükümet güçleri ve TPLF arasında çatışmalara, artan etnik çatışma korkuları ve yaşanabilecek olası vahşet senaryoları da eklenince milyonu aşkın Tigray sakini, yaşadıkları bölgeleri terk etmek ve komşu ülke Sudan’a sığınmak durumunda kaldı. 

Çatışmaların ilk aşamasında hükümet kuvvetlerinin komşu ülke Eritre’ye bağlı birliklerce de desteklenmesiyle köşeye sıkışan TPLF, son haftalarda ise gücünü topladı ve karşı saldırıya geçti.

Çatışmalar Etiyopya’daki ulusal seçimlere de denk geldi. İsyancıların Tigray’a 55 kilometre kadar yaklaşmaları ve hükümet kuvvetlerinin geri çekilmesi nedeniyle Tigray’da seçimler yapılamadı. 

Mekelle’de insani yardım için bulunan sivil toplum kuruluşları da geçici hükümete bağlı kuvvetlerin, şehri 28 Haziran Pazartesi gününden itibaren terk ettiğini duyurdu.

Kriz, trajediye dönüşüyor

Devam eden çatışmalar Tigray bölgesindeki insani krizi daha da derinleştirdi. Birleşmiş Milletler (BM), 350 bin insanın açlığın pençesinde yaşam savaşı verdiğini ve 140 bin çocuğunda “kıtlık benzeri koşullarla” mücadele ettiğini belirtti. Kimi uzmanlar, Tigray’da yaşanan kıtlığın, 2011’de Somali’de yaşanandan sonraki en büyük kıtlık olabileceğini söyledi.

Bölgede yaşayan çiftçiler çatışmalar ve askerlerin tehditleri nedeniyle tarlalarını ekmek için gerekli olan tohuma, gübreye ve hayvanlara ulaşamadı. Çiftçiler, tarlalarını ekmeleri halinde bunun canlarına mal olabileceğini belirtti. Uzmanlar ise bu kıtlığı, “insan eliyle yapılmış” bir kıtlık olarak yorumladı.

Abiy Ahmed liderliğindeki Etiyopya hükümeti açlığı bir savaş silahı olarak kullanmakla suçlandı. Başbakan Abiy Ahmed ise bölge sakinlerinin açlıkla karşı karşıya olduğu yönündeki iddiaları reddetti.

Kasım 2020’de başlayan çatışmalar nedeniyle binlerce insan hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra, şu ana kadar 2 milyonu aşkın kişi yerlerinden edildi. İnsani yardımda bulunan sivil toplum kuruluşlarına göre Tigray’ın 5 milyon sakininin yüzde 90’ının yardıma muhtaç durumda.

Örneğin önceki hafta hükümet güçlerince Togaga kentinde bir pazar yerine hava saldırısı düzenlendi. Bu saldırıda en az 64 kişi öldü ve 180’i aşkın kişi ise yaralandı. Etiyopya hükümet yetkilileri, saldırıda teröristlerin hedef alındığını söyledi. Ancak sağlık çalışanları ve görgü tanıkları ise sivillerin hedef alındığını belirterek çocukların da bu saldırılarda katledildiğini açıkladı.

Belçika’daki Gent Üniversitesi araştırmacıları tarafından yayımlanan Tigray İnsani Atlası’na göre, Tigray’daki insanların üçte biri Etiyopya devletinin kontrol ettiği alanlarda, diğer üçte birlik kısmı insani yardım kuruluşlarıyla çalışmayı reddeden Eritre devletinin kontrolündeki alanlarda ve geriye kalanı ise isyancı güçlerin kontrol ettiği alanlarda yaşamlarına devam ediyor.

Çatışmaların başlamasından bu yana insani yardım için bölgede bulunan 11 sivil toplum çalışanı katledildi. Geçen hafta ise Sınır Tanımayan Doktorlar adlı sivil toplum örgütüne bağlı çalışan üç yardım çalışanı öldürüldü. İnsani yardım örgütleri çalışanlarının çatışma sahalarında güvenliğinin sağlanmasını istiyor. İnsani yardımda bulunan sivil toplum örgütlerinin bölgedeki hareket kabiliyetinin hükümet güçlerince kısıtlandığı da iddia ediliyor. 

Bölge, uluslararası güçlerin de yakın takibinde

ABD Dışişleri Bakanlığı Afrika İşleri Bürosu Başkan Yardımcısı Robert Godec, “Tigray’daki vahşete seyirci kalmayacağız” dedi. Godec, ABD’nin ateşkes ilanından dolayı memnun olduğunu ama Etiyopya ve Eritre güçlerinin uyguladıkları aşırı gücün sürmesi durumunda, bu iki devletin daha fazla yaptırım ile karşılaşabileceğini vurguladı. 

ABD Temsilciler Meclisi Afrika Alt Komitesi Başkanı Karen Bass, “Çatışmanın tüm taraflarıyla görüşülmeli ve bu ateşkesi anlamlı kılmak için her türlü çaba gösterilmelidir” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile görüştüğünü söyledi ve “Düşmanlıkların etkili bir şekilde durdurulacağından umutluyum” diye konuştu.

Tigray’da yaşananlar uluslararası güçlerce kınanmıştı. Ayrıca uluslararası arenada, 2019’da Nobel Barış Ödülü‘nü alan Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’e yönelik bir kızgınlığının oluştuğu da belirtiliyor. 

Abiy Ahmed

Bölgenin geçmişi

1977 yılında Mengistu Haile Mariam liderliğinde, yüzyıllardır devam eden monarşiye son verilip sosyalist bir devlet inşasına girişildi. Bu dönemde Mariam’ın muhaliflerini etkisiz hale getirmek için yaptığı bir dizi operasyon “kızıl terör” olarak adlandırıldı.

Bu karışıklık içinde pek çok irili ufaklı silahlı direniş grubu oluştu. Onlardan biri de TPLF idi. Zaman içinde diğer silahlı yapılarla, en başta da Eritre Halk Kurtuluş Cephesi (EPLF) ile ortaklık kuran TPLF, 1991 yılında Mengistu Haile Mariam’ın sosyalist hükümetini devirdi.

Etiyopya’daki sosyalist hükümetin çöküşünü takip eden birkaç gün içiinde EPLF kontrolünde olan Eritre, Etiyopya’dan bağımsızlığı ilan etti. Bu durum iki ülkeyi on yıllar sürecek bir savaşa sürükledi. 

Etiyopya’da, çok sayıda etnik grup birlikte yaşıyor. Tigraylılar ise tüm nüfusun ancak yüzde 5’ine karşılık geliyor. Buna rağmen TPLF, kurduğu ittifaklarla 2018 yılına kadar bir şekilde iktidarda tutunmayı başardı.

2018 yılındaki seçimlerini ise “Oromo” etnik grubuna mensup Abiy Ahmed kazandı. Ahmed, devlet içinde TPLF’ye bağlı hareket edenleri tasfiye etmeye çalıştı. Başbakan Ahmed pek çok farklı etnisitenin bir araya gelmesiyle Refah Partisi adında yeni bir parti kurdu. Abiy Ahmed partiye TPLF’yi de davet etti fakat teklif geri çevrildi.

Ağustos 2020’de yapılması planlanan bölgesel seçimler ertelenince, TPLF ve Etiyopya hükümeti arasında zaten gergin olan ilişkiler giderek kötüleşti. TPLF’nin Etiyopya hükümetinin meşruiyetini sorgulaması da bu döneme rastladı.

Kasım 2020 ise iki taraf arasında sıcak çatışmaların başladığı tarih oldu. Etiyopya hükümetine göre çatışmalar TPLF’nin hükümet güçlerine ait noktalara ateş açması üzerine meydana geldi. Çatışmalarda şu ana kadar binlerce kişi öldürüldü, 2 milyonu aşkın kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bölge, büyük bir insanlık trajedisine sahne olmaya devam ediyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.