İngiltere Premier Lig’in 9. haftasında Manchester United evinde, ezeli rakibi Liverpool’a karşı 5-0’lık hezimete uğradı. Zor günler geçiren “Kırmızı Şeytanlar”ın hocası Ole Gunnar Solskjaer’in bu mağlubiyetten sonra takımdan ayrılması bekleniyor. The Guardian yazarı Barney Ronay‘ın “Inept, weak, no plan: humiliation for Manchester United and Solskjaer/Beceriksiz, zayıf, plansız: Manchester United ve Solskjaer aşağılandı” yazısını Medyascope Spor Servisi’nden Kubilayhan Kavrazlı çevirdi.
Beceriksiz, zayıf, plansız: Manchester United ve Solskjaer aşağılandı
Tam olarak biz ne izledik? Old Trafford’da 90 dakika boyunca Liverpool ve Manchester United forması giyen futbolcular, renkleri ve tarihleriyle elit düzeyde olması beklenen bir futbol maçına çıktı. Ancak pratikte başka bir şey gibi hissettim: Güçlünün güçsüzü aşağıladığı bir tür ritüel veya bir futbol stadyumunun beşte dördünün nasıl güvenli bir şekilde boşaltılacağı konusunda gerçek zamanlı bir çalışmaydı.
Esasen korkunç bir manzaraydı. Yüksek bütçesi olan bir spor kulübü, spot ışıklarının altında sıkışıp kıvranırken yakalandı.
Bu, şu anda dünyanın en iyi futbolcusu Mohamed Salah tarafından yönetilip tamamen uyum içinde hareket eden Liverpool’a biraz haksızlık. Rakamlarla Salah’ın oyunu ise yedi şut, üç gol, bir asist, %96 pas isabeti ve çok az ter… Salah bu sezon 12 maçta 15 gol ve 3 asist yaptı. Sezona mükemmele yakın bir giriş yaptı. Şu anda dünyanın en iyi, en istikrarlı, izlemesi en keyifli futbolcusu mu? Ciddi misiniz… elbette öyle?
Bu durum, belki de United’ın çöküşünün en tuhaf kısmıydı. Öyle çarpıcı kötülükte bir performans ortaya koydular ki Salah’ın hikayesi ile yarışmak istiyor gibiydiler. Tıpkı güzel bir düğünde sarhoş bir amcanın bağırarak konuşması ve kıkır kıkır gülmesi gibi…
Bundan ne anlamamız gerekiyor? Böyle kokuşmuş bir görüntü nasıl analiz edilir? United camiasının içinden gelen sözler tutarlı: Ole Gunnar Solskaer baskı altında değil, hala bu baş döndürücü pahalı yatırımı ileriye götürecek adam olarak görülüyor. Ancak Manchester United, maçta o kadar kötü bir performans sergiledi ki kulübün tarihinde daha önce bu kadar kötü bir devre geçirip geçirmediğini sormak çok yerinde olacak.
David Moyes yönetiminde kötü maçlar yaşandı. José Mourinho ve Louis van Gaal yönetiminde de bazı kayıp sezonlar oldu. Ama bu kadar ölümcül; yapıdan, arzudan, temel yetkinlikten arınmış başka bir maç yaşanmadı. Ligin en çok kazanan ilk beş oyuncusundan dördünü sahaya çıkarabilen United’ın 1970’lerde küme düşmesinden bu yana daha kötü bir performans sergileyip sergilemediğini sormak mantıklı görünüyor. Bunun herkes için bir aşağılama ve sonsuz bir travma haline geldiğini kabul etmek için daha ne gerekli?
Manchester United’daki sorunlar açık: Gevşeklik, direnç eksikliği ve çok fazla dünya yıldızı. Ve sadece kötü bir plan ya da kötü uygulanmış bir plan değil, United’ın hiçbir planı yok! Yaşlı bir ünlü santrafor tarafından dengesi bozulmuş bir takım, geçmişteki şöhretinin oluşturduğu mirası yiyen kötü bir menajer.
Garipti… Liverpool, ilk yarıda hep aynı golü attı. Minumum enerji sarfederek United takımının merkezini dört kez yardılar. Yetenek ve beceriksizliğin aynı anda sahada olması, Salah’ın hat-trick’ini tamamlayan ikinci yarının hemen başındaki beşinci golle tamamlandı. Ne güzel bir goldü. Aynı zamanda United açısından korkunç ve berbat bir goldü…
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Önce Fred topu aldı. Paul Pogba ise tıpkı bir perde gibi kenara çekildi. Jordan Henderson, her şeyi hesaplayarak Mohamed Salah’ın sekiz yaşındaki kuzenleriyle bir parkta maç yapan adam gibi rahat bitirebilmesi için mükemmel bir pas attı.
Liverpool, Manchester United’ın yumuşak ve kırılgan savunma hattının içinden geçerek henüz beşinci dakikada perdeyi açtı. Bir takımın merkezdeki dört savunma oyuncusundan oluşan tandeminin aynı hizada olmaması, bölgede büyük boşluklar verilmesi ve hiçbir futbolcunun orada bulunmaması nasıl mümkün olabilir? Bu kadar hazırlıksız olmak, pantolonunu giymeyi unutarak işe gelen bir ekibi andırıyor. Boşluk bulundu… Salah, Naby Keïta’ya mükemmel bir pas verdi. Keita da güzel bitirdi.
13. dakikaya gelindiğinde skor 2-0’dı. Bu sefer Harry Maguire ve Luke Shaw kendilerini korkunç bir trajedinin içine attılar. Yine önünde hiçbir futbolcu yoktu. Keïta, Trent Alexander‑Arnold’u besledi. Hızlı bir şekilde sağ kanattan hareketlenen Arnold’u görünüşe göre hiçbir United futbolcusu fark etmedi.
Ne anlama geliyor? James Milner altıpas bölgenize neşeli bir şekilde kayarken nasıl hissetmeniz gerekiyor? Henüz 13 dakika geride kalmış ve deplasmanda oynayan bir futbolcu, golü atmak için kuyruğun ikinci sırasında… Bu sadece yanlış görünen olaylardan biri: Sanki eriyen bir buz parçasının üzerindeki kutup ayısı…
Salah, üçüncü golü attı. Keita yine son pası veren isimdi. Uzatma dakikalarında başka bir kolay golle dört oldu. Shaw sarhoş bir balerin gibi dönerken, Diogo Jota topu alt köşeye yollayan Salah’ı besledi.
Dehşet üzerine yoğurulmuş başka anlar da vardı. Paul Pogba, Keïta’ya yaptığı müdahale nedeniyle kırmızı kart gördü ve zaten kabus gibi bir öğleden sonraya acı bir not daha ekledi. Peki ya United orta sahası Fred…Onu suçlamak yersiz. Maç boyu çabaladı fakat futbolculuk seviyesi Kırmızı Şeytanlar için yeterli değil.
Deplasmandaki Liverpool taraftarları, maç sonunda United’ın menajeri ile dalga geçti. Kendisinin takımın başında kalması gerektiği yönünde sloganlar attılar. Altıncı golü istediler. Hücum, hücum, hücum diye bağırdılar. Bu sesler, istifa müziği gibi olmalıydı. Gerçekten bu sesleri duyan olmadı mı?
Yazan: Barney Ronay
Çeviren: Kubilayhan Kavrazlı
Editör: Doğa Üründül
