Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gündüz kuşağı programları tartışması – Prof. Dr. Aslı Tunç: “Maalesef insanların acıları en iyi reyting malzemeleri”

Cinayet, kayıp, cinsel istismar ve aile içi şiddet konularının işlendiği gündüz kuşağı programı sunucusu Esra Erol’un, “Esra Erol’da” adlı programında görüntüsünün verilmesini istemeyen genç kadına bağırması sosyal medyada gündem oldu. Konuya ilişkin Medyascope‘a konuşan Prof. Dr. Aslı Tunç, “Travmalar, trajediler, insanların acıları en iyi reyting malzemeleri maalesef” dedi. 

Sunucu Esra Erol, görüntü vermek istemeyen genç kadına, “Tamam, çıkmasın yayına. Çekmeyin şunu. Lütfen aynı isyanı iki çocuklu bir adam sana farklı şekilde yaklaştığında bedenini korumak için de göster” dedi. Gelen tepkilere yanıt veren Erol, gösterdiği davranıştan dolayı özür dilemedi ve kadını hedef almayı sürdürdü. 

“Reyting için yeni avlar peşindeler”

Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslı Tunç, gündüz kuşağı programlarının zaman zaman gündeme geldiğini ve ülke gündeminin içinde hızlıca yok olup unutulduğunu söyledi. Tunç, “Ben bunu genel olarak ahlakçılığın eğlencelik ve seyirlik hale getirilmesi olarak görüyorum. Özellikle kadınların yargılayıcı, yaralayıcı ve küçük düşürücü bir dille yeniden mağdur edilmesi son derece kaygı uyandırıcı. Ancak çok iyi biliyoruz ki televizyon eğlence endüstrisi acımasız bir canavar gibi reyting için sürekli yeni avlar peşinde. Travmalar, trajediler, insanların acıları en iyi reyting malzemeleri maalesef“ dedi.

“Bunları yaşayan ya benim kızım olsaydı?

Tunç, Esra Erol’un “had bildiren, dobra konuşan abla” personasının aileden biri gibi görüldüğüne dikkat çekti:

“Dolma sararken ya da çamaşır katlarken ‘O saatte orada ne işi varmış?’ genel yargısını pekiştirebildiği ve aldatan kocayı değil mutlaka ‘yuva yıkan’ kadını suçlayabildiği bir kaçış evreni burası. Gündüz kuşağı kadın programları sokakta yaşanan fiziksel şiddeti ne yazık ki sözel şiddet olarak stüdyoya taşıyor. Esra Erol bağırdıkça, mağdura saldırdıkça ve namus kartını masaya sürdükçe reytinglerin patlayacağını çok iyi biliyor. İzleyiciler de duygusal bir katarsis (arınma) yaşıyorlar. Böylece kendi mütevazı hayatlarına daha çok şükran duyuyorlar. ‘Bunları yaşayan ya benim kızım olsaydı?’ ya da ‘Etrafta ne çok kötülük var, neyse ki benim böyle sorunlarım yok’ ruh haliyle bu kesimlerin elindekiyle yetinmesi ve kanaatkâr olması da sağlanmış oluyor. Bu programlar böylece bir nevi bedava terapi işlevi de görüyor.”

Prof. Dr. Aslı Tunç, bu tür programları “Türkiye’nin bir yansıması” olarak tanımladı. Şiddetin farklı temsiliyetlerle sokakta, evde ve ekranda olduğunu belirten Tunç, “Bu televizyon programları ne kadar yasaklanırsa yasaklansın sorunlar toplumsal anlamda çözülmedikçe ve adalete olan inanç artmadıkça tüm olumsuzluklar farklı formatlarda geri gelecek. İster yemek programı olsun, ister reality show, şiddetin olumlanması, sözlü taciz ya da mağduru suçlanması normalleştirilecek. Popüler kültür anlatılarının, dizi senaryolarının içine sızacak” diye konuştu.

RTÜK’ten çifte standart

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi İlhan Taşcı, kurumun, sunucular Müge Anlı ve Esra Erol için harekete geçmediğini ve rapor hazırlanmadığını belirtti.

Gündüz kuşağı programlarına çifte standart uygulandığını vurgulayan Taşçı, 29 Ocak günü yayımlanan ve medyada ahlak yasası olarak nitelendirilen “Basın ve Yayın Faaliyetleri” genelgesini anımsattı: “Şu anda RTÜK’te sabah kuşağı yayınları ile ilgili hazırlanıp üst kurul gündemine getirilmiş tek rapor dahi yok. Birkaç gündür RTÜK’e gelen her üç şikâyetten birisi Esra Erol’un programı ile ilgili ama ATV ile ilgili üst kurul gündemine getirilen bir tane bile rapor bulunmuyor. Sabah kuşağı yayınları milli ve manevi değerlere uygunsa zaten diyecek söz yok.”

Evlilik ve izdivaç programlarının aile kurumuna olumsuz etkilerini araştırmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 2017 yılının şubat ayında bir alt komisyon kuruldu. AKP milletvekilleri bu programları eleştirdi. Nisan 2017’de yayımlanan bir KHK ile yasaklanan evlilik programları, yerini cinayet, kayıp, cinsel istismar ve aile içi şiddet konularının işlendiği “reality show” programlarına bıraktı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.