Galatasaray, bugün (17 Mart) UEFA Avrupa Ligi son 16 turu rövanş maçında Barcelona ile kozlarını paylaşacak. 0-0’ın rövanşında Avrupa’nın dev kulüplerinden Barcelona ile tarihi bir maça çıkacak temsilcimiz, 50 bin taraftarı ile çeyrek finale yükselebilmenin hesaplarını yapıyor. Tarihi başarılar ile dolu olan Galatasaray’ın Avrupa kupalarında aldığı en unutulmaz beş zaferi, Medyascope Spor Servisi olarak sizin için derledik.
5) Galatasaray 5-0 Neuchatel Xamax (9 Kasım 1988)
Galatasaray ile 1987-1988 sezonunu şampiyon olarak tamamlayan Mustafa Denizli, 1988-1989 sezonunda gözünü Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’na çevirdi. Kariyer basamaklarını adım adım çıkan Denizli, Türk futbol tarihinde o güne dek görülmemiş bir başarının altına imza attı. Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası birinci turunda Rapid Wien ile eşleşen sarı-kırmızılılar, ilk maçta 2-1 yenilmesine rağmen sahasında rakibini Tanju Çolak ve Cüneyt Tanman’ın golleri ile 2-0 mağlup ederek tur atladı. Sonraki turda oynanan Neuchatel Xamax karşılaşmaları ise hafızalardan uzun süre silinmeyecekti. İsviçre’de oynanan ilk maçta Neuchatel Xamax’a 3-0’lık skor ile boyun eğen Galatasaray, böylece çeyrek finale yükselme umutlarını mucizelere bıraktı. Ancak Mustafa Denizli, karşılaşma sonrasında şu cümleyi kurarak herkesi şaşırttı: ‘’Kimse merak etmesin, biz İstanbul’da Neuchatel’i 5-0 yeneriz!’’
İsviçre’de oynanan karşılaşmada çıkan olaylar nedeni ile UEFA’dan bir maç men cezası alan Mustafa Denizli, 9 Kasım 1988 tarihinde oynanan rövanş maçında takımına taktikleri tribünden vermek zorunda kaldı. Galatasaray, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen rakibini Uğur Tütüneker (2) ve Tanju Çolak’ın (3) golleri ile 5-0 yendi ve mucizeyi gerçekleştirerek adını çeyrek finale yazdırdı.
Galatasaray’ın Neuchatel Xamax’ı 5-0 yenerek elediği karşılaşmanın özet görüntülerine bu bağlantıyı kullanarak ulaşabilirsiniz:
4) Galatasaray-Monaco eşleşmesi (1989)
Neuchatel Xamax’ı deviren Galatasaray, Şampiyon Kulüpler Kupası’nın çeyrek final aşamasında Fransa temsilcisi Monaco ile eşleşti. Ancak önemli bir sorun vardı. Xamax maçında alınan ceza nedeniyle ikinci maç Ali Sami Yen’de değil, tarafsız sahada oynanacaktı…
Galatasaray, çeyrek final ilk maçında, 1 Mart 1989 tarihinde II. Louis Stadyumu’na konuk oldu. Monaco’nun o dönemdeki teknik direktörü Arsene Wenger, henüz Galatasaray’ın kendisine uzun yıllar boyunca zorluk çıkartacağından bihaberdi… Karşılaşmaya fırtına gibi başlayan Cimbom, Cevad Prekazi’nin ortasında kafa vuruşunu yapan Tanju Çolak’ın golü ile öne geçti. Son düdüğe kadar üstünlüğünü koruyan Galatasaray, güçlü rakibini adeta perişan etmişti. Öyle ki Mustafa Denizli’nin ekibi, şanslarının “sıfır” olduğunu düşünen kamuoyuna karşın Monaco deplasmanından avantajı kaparak dönmeyi başarmıştı.
Köln’de oynanan rövanşa 1-0’lık avantaj ile giden Galatasaray, Monaco’yu geçip yarı finale yükselmenin hayallerini kurmaktaydı. Müngersdorfer’in ev sahipliği yaptığı karşılaşmanın ilk yarısı golsüz eşitlik ile sona erdi. İkinci yarının hemen başında Tanju Çolak ile rakip kalede tehlike yaratan Cimbom, 51. dakikada ise uzun yıllar hafızalardan çıkmayacak bir gol ile öne geçti. Tanju’nun düşürülmesi ile kazanılan serbest vuruşta topun başına Cevad Prekazi geçti. Prekazi, yaklaşık 35 metreden kullandığı serbest atışta kaleci Ettori’yi avladı ve takımını öne geçirmeyi başardı. Ancak Weah’ın 65’de skorda dengeyi getirmesi, son 25 dakikalık bölümde bitmek bilmeyen anların yaşanmasına sebebiyet verdi.
Galatasaray’ın Monaco’yu deplasmanda 1-0 yendiği maçta Tanju Çolak’ın attığı gol:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
https://www.youtube.com/watch?v=_bfum9U-pnA
Galatasaray’ın Monaco ile 1-1 berabere kaldığı ikinci karşılaşmanın özet görüntüleri:
3) Galatasaray-Leeds United eşleşmesi (2000)
Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray, 1999-2000 sezonunda harikalar yarattı. Ligde şampiyonluğa koşan Cimbom, UEFA Kupası’nda ise sırasıyla Bologna, Borussia Dortmund ve RCD Mallorca’yı eleyerek adını yarı finale yazdırdı. Final öncesindeki rakip, İngiltere temsilcisi Leeds United’dan başkası değildi. Eşleşme ise oldukça olaylı başladı.
UEFA Kupası yarı finalinin ilk maçından önce Leeds United ve Galatasaray taraftarları, 5 Nisan 2000 tarihinde İstanbul’da birbirlerine saldırdı. Saldırı, iki Leeds United taraftarının bıçaklanarak öldürülmesi ile sonuçlandı. Kavganın sonucunda dört kişi cinayetten dolayı suçlu bulunarak tutuklandı. Eşleşme artık, bir maç olmaktan çıkmıştı…
Galatasaray, sahasında konuk ettiği Leeds United’ı ilk maçta 2-0 mağlup etti. Hakan Şükür ve Capone’nin kaydettiği goller, Ali Sami Yen’i bayram yerine çevirdi. Gözler artık Elland Road’da oynanacak rövanş karşılaşmasına çevrilmeye hazırdı.
UEFA, ilk maç öncesinde çıkan olaylar nedeniyle karşı tarafın saldırma ihtimalini göz önünde bulundurdu ve maça Galatasaray taraftarı alınmamasını kararlaştırdı. Tıka basa dolu tribünler, dört göz ile Galatasaray’ın sahaya çıkmasını beklemekteydi. Bu durumu göz önünde bulunduran Fatih Terim, takımını ısınmaya siyah forma ile çıkardı. Kaptan Bülent Korkmaz, hayatını kaybeden iki Leeds United taraftarı anısına tribünlere çiçek bile takdim etmişti…
Elland Road’ın ev sahipliğinde oynanan karşılaşmaya fırtına gibi başlayan Galatasaray, henüz 5. dakikada Hakan Şükür’ün ceza sahası içinde yere düşürülmesiyle bir penaltı kazandı. Topun başına geçen Gheorghe Hagi, kaleci Martyn’i mağlup ederek temsilcimizi 1-0 öne geçirdi. Maçın hemen başında yenik duruma düşen Leeds United, 16. dakikada Eirik Bakke’nin kafa golü ile skorda dengeyi sağladı. Ancak ev sahibi ekibin umutları, 42. dakikada Elland Road’ın çimlerine gömüldü. Hagi’nin akılalmaz pasında top ile buluşan Hakan Şükür, kaydettiği gol ile takımını yeniden öne geçirdi. İlk yarının sonlarına doğru ise Emre Belözoğlu ve Harry Kewell peş peşe kırmızı kart görerek oyundan atıldılar. Öte yandan 67. dakikada Eirik Bakke’nin kafa golüne engel olamayan Galatasaray, maçın son düdüğü çaldığında tarihi bir başarının altına imza atmıştı. Cimbom, Leeds United deplasmanından 2-2’lik skor ile dönerek adını finale yazdıran ekip oldu.
Galatasaray’ın Leeds United’ı 2-0 yendiği karşılaşmanın özet görüntüleri:
Galatasaray’ın Leeds United ile 2-2 berabere kaldığı karşılaşmanın özet görüntüleri:
2) Galatasaray 2-1 Real Madrid (25 Ağustos 2000)
Galatasaray’ın Ali Sami Yen’den sonra belki de en sevdiği stadyum olan II. Louis, 25 Ağustos 2000’de tarihi bir maça daha ev sahipliği yaptı. UEFA Kupası şampiyonu Cimbom, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde mutlu sona ulaşan Real Madrid ile karşı karşıya geldi.
II. Louis’in ev sahipliği yaptığı karşılaşmanın ik yarısında tempo oldukça düşüktü. Her iki takım da istediği gol pozisyonlarını bu bölümde üretmekte zorlandı. Ancak 40. dakikada sahneye çıkan Hakan Ünsal, maçın gidişatını tamamen değiştirdi. Ceza sahası içinde Ivan Campo’nun müdahalesiyle yerde kalan Hakan, takımına penaltı kazandırdı. Kazanılan penaltı vuruşunda beyaz noktanın başına geçen Mario Jardel, Iker Casillas’ı avlayarak Galatasaray’ı 1-0 öne geçiren isim oldu. Hakan Şükür’ün Avrupa’ya transfer olmasının ardından Cimbom ile sözleşme imzalayan Jardel, böylelikle yeni takımına gol ile “Merhaba!” demiş oldu.
Galatasaray, ikinci yarıda oyunu soğutup skor avantajını korumak istedi. Ancak 78. dakikada Avusturyalı hakem Günther Benko, Suat Kaya’nın dirseğine çarpan topu el ile oynama olarak değerlendirdi ve beyaz noktayı gösterdi. Raul ise penaltıyı gole çevirerek durumu 1-1’e getirdi. Böylelikle dev final, uzatma dakikalarına taşınmış oldu.
Galatasaray ve Real Madrid’i uzatma devrelerinde “altın gol” uygulaması beklemekteydi. Maçın spikeri Levent Özçelik ise uzatma devrelerindeki Galatasaray’ın etkili oyununu şu cümle ile özetledi: “Başı döndü Real Madrid’in!” Gerçekten de öyleydi. Galatasaray, Real Madrid karşısında harikalar yaratmaktaydı. Cimbom, aradığı golü ise 103. dakikada buldu. Fatih Akyel’in orta-şut karışımı vuruşunu tamamlayan “Süper” Mario Jardel, temsilcimize UEFA Süper Kupası’nı getiren isim oldu.
Galatasaray’ın Real Madrid’i 2-1 yenerek UEFA Süper Kupası’nı müzesine götürdüğü karşılaşmanın özet görüntüleri:
1) Galatasaray 4-1 Arsenal (17 Mayıs 2000)
“Kasım 1999’da Avrupa’da bahisçiler, Galatasaray’ın UEFA 2000 kupasını alma ihtimalini, 1’e 250 olarak hesapladı. Leeds United maçından önce Avrupa’da ihtimaller, 1’e 16’ya düşmüştü. Ama burada, kimileri için hâlâ tek bir ihtimal vardı…”
Galatasaray, UEFA Kupası finalinde sırasıyla Nantes, Deportivo, Werder Bremen ve Lens’i saf dışı bırakan Arsene Wenger’in Arsenal’ini karşısında buldu. Müsabakaya ev sahipliği yapan Parken Stadyumu, Galatasaray ve Arsenal taraftarlarının tezahüratları ile yankılanmaktaydı.
Her iki takım da ilk yarıda dengeli bir oyun anlayışını tercih etti. Maçın ilk net tehlikesini ise temsilcimiz yakaladı. İlk yarının son dakikasında Ümit Davala, uygun durumdaki Arif Erdem’e pasını çıkardı. Arsenal savunmasının ofsayt beklentisi sırasında bomboş pozisyonda kalan Arif, kariyerinin belki de en kötü vuruşunu yaparak topu auta gönderdi. Kaçan bu pozisyondan sonra ilk yarı golsüz berabere sona erdi.
Karşılıklı gol pozisyonlarına sahne olan ikinci yarıda Galatasaray, Hakan Şükür ile önemli fırsatlardan yararlanamadı. Bir topu direkten dönen Hakan, birkaç dakika sonra ise ayağı kaydığı için meşin yuvarlağı filelere yollayamadı. Thierry Henry’nin önderliğinde Galatasaray savunmasını zorlayan Arsenal ise kaleci Claudio Taffarel engelini bir türlü aşmayı başaramadı. Müsabaka, böylelikle golsüz eşitlik ile sona erdi ve uzatma devrelerine geçildi.
Altın gol kuralının uygulandığı uzatma devrelerinin 93. dakikasında “Yapma Hagi, neden Hagi!” sesleri izleyicilerin kulaklarında çınlamaktaydı. Galatasaray’ı finale taşıyan Hagi, Tony Adams’ın sırtına attığı yumruk nedeniyle kırmızı kart görerek oyun dışında kaldı. Ancak Galatasaray’ın yaşadığı talihsizlikler, bununla da sınırlı kalmadı. Kaptan Bülent Korkmaz, yaşadığı sakatlık nedeniyle uzatma devrelerinin bir bölümünü omzu sargılı şekilde oynamak zorunda kaldı. Maçın kırılma anında ise sahneye Claudio Taffarel çıktı. Altıpasın köşesinden yükselerek kafayı vuran Thierry Henry’ye inanılmaz bir kurtarış ile geçit vermeyen Taffarel, karşılaşmayı penaltılara taşımayı başardı.
Arsenal adına penaltıyı kullanan futbolcular Davor Suker ve Patrick Vieira, meşin yuvarlağı fileler ile buluşturmayı başaramayan isimler oldu. İngiltere temsilcisinin penaltıdan tek golünü, Ray Parlour attı. Galatasaray’da ise beyaz noktanın başına geçen Ergün Penbe, Hakan Şükür ve Ümit Davala, sarı-kırmızılı taraftarları sevince boğdu. Temsilcimize UEFA Kupası’nı getiren isim ise Gheorghe Popescu oldu. Galatasaray’ın son penaltı vuruşunu kullanan Popescu, topu kaleci David Seaman’ın hemen yanından ağlara gönderdi ve Galatasaray’a kupayı kazandıran golü attı.
UEFA Kupası’nın kazanılmasında rol alan Hakan Şükür ve Arif Erdem, yıllar sonra FETÖ firarisi olarak yurtdışına kaçtı.
Galatasaray’ın Arsenal’i yenerek UEFA Kupası’nı müzesine götürdüğü karşılaşmanın özet görüntüleri:
Yazan: Kubilayhan Kavrazlı
Editör: Doğa Üründül