Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

HIV’le yaşamak | “HIV’den değil önyargılardan korkuyorum”

HIV’le yaşayan insanlar günümüzde pek çok önyargı ve dışlanmaya maruz bırakılıyor. Bununla birlikte HIV ile ilgili halk arasında oldukça fazla yanlış bilgi dolaşıyor. Bu önyargılar ve şehir efsaneleri, HIV’le yaşayan birçok kişinin hayatını zorlaştırıyor. Y.D. de bu kişilerden biri. Y.D. ile HIV pozifif olmayı, tanı ve tedavi sürecini, önyargıları ve HIV statüsü paylaşma tartışmalarını konuştuk.

Kamera: İbrahim Yayan 

Bir mağazada satış danışmanlığı yapan 25 yaşındaki Y.D. altı yıl önce HIV pozitif olduğunu öğrendi. Medyascope ekibini evinde misafir eden Y.D., Karadenizli bir ailenin en küçük çocuğu. Y.D., üniversitede pozitif tanısı almış ve tanı aldığında HIV’le ilgili hiçbir şey bilmediğini anlatıyor. Cinsel yolla enfekte olduğunu söyleyen Y.D., altını çizerek şunları ekliyor: “Nasıl enfekte olduğumun pek bir önemi yok; cinsel yolla, kan yoluyla veya anneden bebeğe.

Üniversite ikinci sınıftayken ilişki yaşadığı kişinin kendisine frengi tanısı konulduğunu ve kendisinin de test yapması gerektiğini söylediğini dile getiren Y.D., “Hangi polikliniğe gitmem gerektiğini bile bilmiyordum. Dahiliyeye gidip test yaptırdım ve akşam doktor beni arayıp ertesi gün tekrar hastaneye çağırdı. ‘Bir doktor neden arasın, altı üstü bir test verdim’ diye düşündüm. Panikle ertesi gün test verdim. Doktor bana ‘Kanınla kimse temas etmesin’ dedi. Aklıma skandal bir film olan ‘İncir Reçeli’ geldi” dedi. 

Enfekte olduğu dönemde kondomun sadece doğum kontrol yöntemi olduğunu zannettiğini söyleyen Y.D., “Beni enfekte eden kişiyi suçlayamam çünkü benim hatam, korunmayı istemem gerekirdi. Sonrasında kondomun koruyuculuğunu öğrendim” diye ekledi. 

“İnternette HIV hakkında yanlış bilgiler var”

İkinci kez test verirken ilk olarak AIDS olduğunu düşündüğünü söyleyen Y.D., “Çünkü toplum olarak HIV’in ne olduğunu bilmiyoruz. Test sonucumda HIV pozitf yazıyordu. ‘HIV ne?’ dedim kendi kendime. Sabaha kadar internette makaleler okudum. İnternette o kadar yalan yanlış bilgi var ki. Derneklerin sitelerine girip doğru bilgiye ulaştım” diye konuştu.  

Tanı aldığında yakın zamanlarda bir ameliyat olduğunu dile getiren Y.D., ailesinin kendisine ameliyat yoluyla HIV bulaştığını düşündüklerini, cinsel yolla bulaşmış olabileceğini hiçbir şekilde düşünmediklerini dile getirdi. Ailesinin hep yanında olduğunu belirten Y.D., “Ailem her zaman ‘Önemli olan senin sağlığın, nasıl bulaştığının bir önemi yok, biz bununla nasıl yaşarız?’ dediler” diye devam etti. 

“Teyzem üniversitede seks işçisiyle birlikte olduğumu düşünmüş”

Arkadaşlarıyla HIV statüsünü paylaşırken doğrudan “HIV pozitifim” demek yerine HIV’in ne olduğunu anlatarak, onların HIV’le ilgili bilgilerini sorduğunu ve durumu öyle anlattığını aktaran Y.D., bu nedenle pek fazla önyargıyla karşılaşmadığını söyledi. 

Y.D.’nin karşılaştığı ilk önyargı ise ablasından gelmiş. Yüzünde hafif bir tebessümle konuşan Y.D., şunları söyledi: “Ablam, annelik içgüdüsüyle ve HIV’i bilmediğinden ‘Çocuklarıma bulaşır mı?’ dedi. O da korktu, hiçbir şey bilmiyordu. Bir ara bir teyzem bana ‘Sana hiç yakıştıramadım’ dedi. Diğer teyzem ona, ‘Neyi yakıştıramadın?’ dedi. Bana bunları söyleyen teyzem üniversitede seks işçisiyle birlikte olduğumu düşünmüş.”  

HIV pozitif olduğunu öğrendikten sonra gündelik hayatının daha düzenli olduğunu, spor yaptığını, uykusuna dikkat ettiğini ve daha dengeli beslendiğini söyleyen Y.D., hayatının sağlıklı bir insanın yaşadığı gibi olduğunu söyledi.

“Ailem eşcinsel olduğumu bilmiyordu”

İlk tanı aldığı zamanlarda özellikle ilişkilerden kaçındığını dile getiren Y.D., “Aklımda bir sürü soru vardı: HIV statümü söylemeli miyim, söylememeli miyim? Söylersem ne değişir, söylemezsem ne olur? Ailem de o zaman eşcinsel olduğumu bilmiyordu. Evlenmemi hayal ediyorlardı. Ben pozitif olmamı da evlilikten kaçış bileti olarak kullandım” dedi. 

Erkeklerden hoşlandığını fark etmeye altı-yedi yaşlarında başladığını söyleyen Y.D., şöyle devam etti: “Hep reddediyordum. Ergenliğe girmeye başladığımda erkeklerle aynı soyunma odasına girmeye utanıyordum ve kendimi lanetli olarak görüyordum. ‘Allah neden beni böyle yarattı?’ diye soruyordum. 21-22 yaşlarında kendimi kabullenmeye başladım. İlk başta bir teyzeme söyledim ve teyzem bana, ‘Bu yükü bu yaşa kadar neden tek başına taşıdın’ dedi. Artık rahatlıkla söyleyebilirim eşcinsel olduğumu.” 

“Hem eşcinsel hem de HIV+ olmak dezavantajlı hissettiriyor”

HIV’in eşcinsel hastalığı olarak bilindiğini söyleyen Y.D., “Hem eşcinsel hem de HIV pozitif olmak dezavantajlı hissettiriyor. Şu toplumsal önyargı yanlış: HIV eşcinsel hastalığıdır. HIV, cinsel yönelim ve kimlik ayırt etmiyor. Ama eşcinsel olup HIV pozitif olduğunuzu söylediğinizde ‘Ya demek sen binlerce kişiyle yatmışsın ki HIV ile enfekte olmuşsun’ düşüncesi oluyor. Ama ilk ilişkinizde de iki bininci ilişkinizde de enfekte olabilirsiniz” dedi. 

HIV’den değil önyargılardan korktuğunu anlatan Y.D., “İlk bir sene korktum, ne kadar birileri ölümcül bir enfeksiyon olmadığını anlatsa da insan kabullenmekte zorlanıyor. Şu an sadece bazen önyargılardan korkuyorum” dedi ve ikili ilişkilerle ilgili şunları anlattı:

“Başlarda her tanı alanın yaptığı gibi ikili ilişkilerden kaçıyordum. Ama artık uzun soluklu ise söylüyorum. Tek günlük bir ilişkiyse söyleme gereği duymuyorum. Nasıl tanıştığınız bir insana ‘Merhaba ben şeker hastasıyım’ demiyorsanız öyle. Ben düzenli bir tedavi gördüğüm ve belirlenemeyen seviyeye geldiği için bulaştırıcılığım yok.”

“HIV tanısı konulanlar derneklerden destek almalı”

HIV tanısı konulanların bu alanda çalışan derneklerden birine ulaşmalarını ve akran danışmanlığı almalarını tavsiye eden Y.D, “İnanın hayatınız çok olumlu yönde değişiyor. Ben Pozitif-iz Derneği’nden destek aldım. HIV pozitiflere yönelik düzenledikleri tüm eğitimlere katıldım. Eğitimler çevrimiçi ve ücretsiz. Ayrıca bir takma isimle katılabiliyorsunuz. HIV ile yaşayanların bu eğitim ve seminerlere katılmasını çok gerekli buluyorum. Bu eğitimler sonucu ben de alanda bir akran danışanı oldum ve başka insanlara destek oluyorum. Bu beni daha da güçlendiriyor” diye konuştu.

Pozitif-iz Derneği’ne pozitifiz.org adresinden ulaşabilir ve derneğe ait 0535 519 54 95 numaralı telefondan hafta içi saat 12.00 ila 20.00 arasında Türkçe, İngilizce ve Fransızca destek alabilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.