Kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, 20 Mart 2021 tarihinde yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedildi. Kadın örgütleri, avukatlar, siyasi partiler ve akademisyenler İstanbul Sözleşmesi’nden tek bir kişinin imzasıyla çıkılmasının hukuka aykırı olduğunu söylemesine rağmen Türkiye, 1 Temmuz 2021 tarihinde bu sözleşmeden resmi olarak çıktı. Bugün de İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline karşı açılan davalar Danıştay’da görülmeye devam ediyor ve 20 dosya daha esastan görülüyor. Sözleşmeden çıkılmasının Resmi Gazete’de yayımlandığı günden, yani 19 Mart gecesinden bu yana yaşanan kadın cinayetlerini inceledik. Türkiye’de, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından 361 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 286 kadın ise şüpheli olarak ölü bulundu.
Mayıs ayında 35 kadın, erkekler tarafından katledildi
Mart 2021’den bu yana en fazla kadın cinayeti Mayıs 2022’de kaydedildi. Mayıs ayında 35 kadın öldürüldü, 16 kadın ise şüpheli olarak ölü bulundu.
Mayıs ayında öldürülen 35 kadının 15’i evli olduğu erkek tarafından katledildi. İkisinin faille yakınlığı tespit edilemedi. Kadınlar, bu ay da yine en çok güvende olması gereken yerde yani evlerinde öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 61’i evlerinde yaşamını yitirdi.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra en az 361 kadın, erkekler tarafından maruz kaldıkları saldırılarda hayatını kaybetti. Kadın cinayetlerindeki durum böyle iken şüpheli kadın ölümleri de arttı. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildikten sonra en az 286 kadın şüpheli bir şekilde öldü. 19 Mart’tan bu yana en fazla şüpheli kadın cinayeti Ocak 2022’de kaydedildi.
2022 yılında öldürülen ve şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden kadınlar
2022 yılının başından beri de 132 kadın, erkekler tarafından öldürüldü, 100 kadın ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Mart 2021’den bu yana öldürülen 361 kadının 223’ü evlerinde katledildi.
İstanbul Sözleşmesi neden önemli?
1 Temmuz’da yürürlükten kalkan, imzalandığı ve yürürlüğe girdiği günden bu yana siyasetin gündeminde olan sözleşmenin birinci maddesi, sözleşmenin amacını şöyle tanımlıyor:
- Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak,
- Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak,
- Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak,
- Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak,
- Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak. Tarafların söz konusu sözleşmenin hükümlerini etkili bir biçimde uygulamalarını sağlama amacıyla bu sözleşmede spesifik bir izleme mekanizması oluşturulmuştur.
*Veriler, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan alınmıştır.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
