Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yargıtay-AYM krizi | Anayasa hukukçusu Şule Özsoy Boyunsuz’a göre iktidar sorunu çözmek istemiyor

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleriyle ilgili suç duyurusunda bulundu. Medyascope’a konuşan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, iktidar kanadının krizi çözmek istemediğini, Yargıtay’ın talimat aldığını söyledi. 

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının yankıları sürüyor.

Muhalefet, kararı “yargı darbesi”, iktidar ve iktidara yakın hukukçular “yargısal aktivizm” olarak nitelendirdi. Peki bu krizi kim, nasıl çözecek? Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, bu soruya hem hukukî hem de siyasi yönden cevap verdi. Boyunsuz, ülkedeki insan hakları ve demokrasi krizinin derinleşeceğini söyledi:

“Hukuken, Yargıtay başkanının ve Yüksek Disiplin Kurulu’nun harekete geçmesi gerekir. Yetki ve görev gaspı içerisinde bulunan 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerini açığa almaları, disiplin soruşturmasıyla görevden el çektirmeleri gerekir. Daha sonra dosya, AYM önüne bir kere daha gelir ve mahkeme bir kez daha ihlal karar verir.”

Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz

“İktidar bu krizi çözmek istemiyor”

Yargıtay başkanından bu yönden bir beklentisinin olmadığını dile getiren Boyunsuz, yargının siyasi irade tarafından araçsallaştırıldığını belirtti. Boyunsuz, söz konusu karardan yargının talimat aldığının anlaşıldığını vurguladı. Hukuken açıklanamayan bu kararda gözler yine iktidara çevrildi.

Boyunsuz, krizi çıkaranın iktidar olduğunu ve Gezi Parkı hükümlülerini tahliye etmemek için elinden geleni yaptığını söyledi:

“Bu krizi çözmeyecekler, çözmek istemiyorlar. Krizi kendileri çıkarıyorlar ki, tasfiye edebilsinler. Ben, bu krizin, anayasayı ve anayasal kurumları bütünüyle gömmek için çıkarıldığını düşünüyorum. Yargı talimat almış gibi görünüyor. Ne olursa olsun, Gezi tutuklularını çıkarmak istemiyorlar.”

“Anayasal hakkınız benim iki dudağımın arasında”

Anayasanın yargıdaki krizle ilgili maddeleri açık. Anayasa’nın 153. maddesinde AYM’nin kararlarının kesin olduğu ve herkesi bağladığı belirtiliyor. 158. maddede ise diğer mahkemelerle, AYM arasındaki görev uyuşmazlıklarında, AYM’nin kararının esas alınacağı belirtiliyor.

Boyunsuz, mahkemeler arasında hiçbir şekilde hiyerarşi bulunmadığını ancak AYM’nin sistemin başında bulunduğunu söyledi. Yargıtay’ın AYM kararlarını değerlendirme yetkisine sahip olmadığını belirten Boyunsuz, Yargıtay’ın yetki ve görev gaspı yaptığını dile getirdi:

“Yargıtay bununla da kalmadı, arkasına cumhurbaşkanını aldı. Herhalde bu tahmin ediliyordu ki, bu kadar ciddi bir anayasal kriz yaratıldı. ‘Anayasal hakkınız benim iki dudağımın arasında, hoşuma giderse veririm, gitmezse vermem’ noktasına geldi. Buradan büyük bir yönetim krizi çıkacak. Devletin oturmuş kurallarını, kurumlarını yerinden ederseniz, herkes onun altında kalır.”

Boyunsuz, topyekûn bu karara direnmemesi durumunda muhalefetin de kriminalize edileceğini söyledi:

“Sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına bile yapılmaması gereken bir şeyi milletin temsilcisine yapıyorsunuz. Bu, bize iki şey söylüyor: Bir, hukuk öldü, iki rekabetçilik öldü. Demokrasi zaten ölmüştü, siyasi rekabetin de öldüğünü görüyoruz.”

“ Egemenlik devleti yönetenlere değil, millete ait”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özbekistan dönüşü Yargıtay kararıyla ilgili “AYM bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir. Şu an itibarıyla Yargıtay’ın aldığı karar asla bir kenara atılamaz, itilemez” dedi.

Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren Boyunsuz, Gezi Parkı eylemlerinin iktidar için korkutucu olduğunu, bu yüzden olabilecek kitlesel protesto gösterilerini engellemek istediğini söyledi:

“Gezi eylemleri, iktidarın en korktuğu olay. Oysa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesi insanlara izinsiz protesto gösterisi hakkı verir. Hükümetin Gezi olaylarını ‘darbe girişimi’ olarak tanımlaması çok saçma. Demokratik ülkelerde insanlar sokağa çıkar hükümetleri protesto eder. Egemenlik devleti yönetenlere değil, millete ait. Bunu hatırlamalarında fayda var.”

Ne oldu?

Avukat Can Atalay, Gezi Parkı davasından 18 yıl hapis cezası alarak 25 Nisan 2022’de tutuklandı. Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde kalan Atalay, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde TİP’in Hatay milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.

Can Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.

Atalay’ın “yasama dokunulmazlığı” gerekçesiyle yaptığı başvuru 5 Ekim’de AYM 2. Bölüm’de görüşüldü. Beş kişiden oluşan heyet, başvuruyu AYM Genel Kurul’a sevk etme kararı aldı. Kararda, “başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, AYM İç Tüzüğü’nün 28’inci maddesi uyarınca Genel Kurul’a sevkine karar verildi” denildi.

AYM Genel Kurulu 12 Ekim’de dosyayı görüşerek 25 Ekim’e erteledi. AYM 25 Ekim’de görüşerek Atalay’ın başvurusunu karara bağladı. “Seçme ve seçilme hakkı”, “kişi güvenliği ve hürriyeti hakkı” yönlerinden hak ihlali olduğuna ilişkin kararın kısa gerekçesi, yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Gerekçeli karar daha sonra Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, Can Atalay’ın hakkının ihlal edildiği söylendi, yeniden yargılamanın yapılması gerektiği hükmedildi. Can Atalay’a 50 bin TL tazminat ödenmesi gerektiği de belirtildi.

13. Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AYM’nin Can Atalay hakkında ihlal kararını vermesine ilişkin mütalaasını Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Mütalaada, “Milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır” denildi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire, AYM’nin “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetti. Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın bir örneğini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderdi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Özbekistan dönüşü uçakta Yargıtay’ın kararına ilişkin konuştu. Erdoğan, Yargıtay’ın yüksek mahkeme olduğunun inkâr edilemeyeceğini söyledi ve “AYM bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir. Şu an itibarıyla Yargıtay’ın aldığı karar asla bir kenara atılamaz, itilemez” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.