Diyarbakır’da, 2017 yılındaki Nevroz kutlamasında üniversitesi öğrencisi Kemal Kurkut’un polis tarafından vurularak öldürülmesini fotoğraflayan gazeteci Abdurahman Gök’e, “örgüt propagandası yapmak” suçlaması ile bir yıl altı ay 22 gün hapis cezası verildi. Gök, kendisine isnat edilen suçlamaların gazetecilik faaliyetleri olduğunu, verilen cezanın Kurkut’un öldürülmesini belgelemesine yönelik olduğunu söyledi.
“Yaptığım habercilik nedeniyle sekiz sene sonra cezalandırılmak isteniyorum”
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün (30 Haziran) görülen karar duruşmasında gazeteci Gök ile meslektaşları, avukatları Mehmet Emin Aktar ve Resul Tamur hazır bulundu. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında, Gök’ün “örgüt üyeliği” suçlamasından beraatini, “zincirleme örgüt propagandası” suçlamasından ise cezalandırılmasını talep etti.
Son savunmasını yapan gazeteci Gök, iddianamede kendisine isnat edilen suçlamalara tek tek yanıt vererek, Suriye’de IŞİD’e karşı yürütülen mücadelede yaptığı haberlerin “örgüt propagandası” olarak değerlendirildiğini ve savcının bu yöndeki paylaşımlarını propaganda suçu olması tezinde ısrar ettiğini vurguladı. Gök, “Dolayısıyla merak ediyorum, acaba bu fotoğrafların altına Kobani yerine Libya, El Bab, İdlib, Lazkiye, Azerbaycan yazmış olsaydım iddia makamı yine de bu fotoğraflarla ‘örgüt propagandası’ yaptığımı savunabilecek miydi? Sanmıyorum. Çünkü çatışmalı bölgelerde sırf yaptıkları haberler nedeniyle ya da çektikleri fotoğraflarda silahlı savaşçılar bulunduğu gerekçesiyle bu şekilde yargılanan herhangi bir gazeteci bilmiyorum” dedi.
Gazetecilerin bütün bu tehlikelere rağmen kamuoyuna doğru bilgiyi aktarmak için görevlerini yaptıklarını söyleyen Gök, “Sekiz sene sonra yaptığım habercilik nedeniyle yargılanıyorum, cezalandırılmak isteniyorum. Hem de uzun yıllar yaptığım yüzlerce haberden sadece birkaç fotoğraf seçilerek propaganda yaptığım şeklinde gerçeklerden uzak zorlama bir yorumla. Aksi takdirde iddia makamı eğer hala propaganda yaptığımda ısrar ediyorsa o zaman bu propagandadan kimlerin etkilendiğini ve bu etkilenme sonucu nasıl bir suça bulaştıklarını da ispat etmek zorunda kalmaz mı?” diye konuştu
“Kemal Kurkut fotoğraflarından dolayı intikam almaya çalışıyorlar”
Diyarbakır’da 21 Mart 2017’de Nevroz alanında polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un yaşamını yitirdiği anları fotoğrafladığını hatırlatan Gök, şöyle devam etti: “Burada kolluk ve devamında iddia makamı ‘canlı bomba’ diye kamuoyuna duyurulan Kemal Kurkut’un fotoğraflarını yayınlayarak gerçeği ortaya çıkardığım için benden intikam almaya çalışıyor. Çünkü Emniyet Müdürlüğü yetkililerini, emniyetin gerçeği yansıtmayan beyanını olduğu gibi kamuoyuna duyuran dönemin Diyarbakır valisini ve bu cinayetin sorumlularını savunan İçişleri Bakanlığı’nı yalanlayan fotoğraflar yayınlamıştım.”
Avukat Resul Tamur da davanın Kemal Kurkut cinayeti nedeniyle açıldığını düşündüklerini belirtti. Müvekkilinin Kemal Kurkut’un öldürülmesini fotoğrafladıktan sonra evinin basıldığını hatırlatan Temur, bu aramaya ilişkin herhangi bir soruşturmaya denk gelmediklerini, daha sonra böyle bir arama izninin olmadığının anlaşıldığını söyledi. Temur, “Neden böyle bir arama yapıldı?” sorusunun cevapsız kaldığını belirterek, aramanın Kemal Kurkut cinayetinin delillerini karartmak için yapıldığını öne sürdü.
Avukat Mehmet Emin Aktar ise müvekkilinin çektiği fotoğraflar arasında IŞİD saldırısında yaşamını yitirenlerin mezarlığının bulunduğuna işaret ederek, “Siz burada flamaya, mezarlar üzerindeki yazıya takılabilirsiniz. Oysaki ben yurttaş olarak savaşın korkutuculuğunu görürüm. Müvekkil bu fotoğrafı kullanarak IŞİD’in ne kadar korkutucu olduğunu göstermek istemiştir. Fotoğraf üzerinde amblem bile yok, propaganda olamaz” diye konuştu.
Gök’ün cezası artırıldı, erteleme yapılmadı
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Savunmaların ardından mahkeme, “örgüt üyesi olmak” suçlamasından beraatine karar verdiği Gök’e, “örgüt propagandası yapmak” suçlamasından ise bir yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, artırıma giderek, cezayı 1 yıl 6 ay 22 güne çıkardı. Mahkeme, cezada indirim uygulamazken, cezanın ertelenmesine yer olmadığı karar verdi.
