Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlemek istediği olası operasyon hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “İdlib bölgesinde dört milyona yakın nüfusun güvenliğini sağlıyoruz” diyen Kalın, olası operasyona dair şunları söyledi: “Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz, böyle bir operasyon her an yapılabilir.”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bloomberg’in sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Suriye’deki perspektifinin Birleşmiş Milletler’in (BM) 2254 sayılı kararı bağlamında siyasi müzakere sürecinin devam etmesi ve Anayasa Komisyonu’nun çalışmalarını tamamlaması olduğunu vurgulayan Kalın, sahadaki gelişmelerin bunun tam tersi olduğunu söyledi.
“Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz”
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenleyeceği operasyon hakkında konuşan Kalın, “Kimseden izin alacak değiliz, kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz” dedi ve şöyle devam etti:
“İdlib bölgesinde dört milyona yakın nüfusun güvenliğini sağlıyoruz, bir taraftan da terör tehdidi ile mücadelemiz devam ediyor. O yüzden de cumhurbaşkanımız yeni bir askeri harekâtın her an olabileceğini söyledi. Bunun için de biz kimseden izin alacak değiliz. Kimseye bir takvim açıklamak zorunda değiliz ama kendi güvenlik risklerimizle ilgili değerlendirmemiz bağlamında böyle bir operasyon her an yapılabilir.”
“Kabul edilemez”
Salwa Yusuk (AKA Ciyan Afrin) a Deputy Commander of the Syrian Democratic Forces (SDF) – along with 2 fellow female fighters – was killed in an attack near Qamishli, Syria, on July 22, 2022.
— U.S. Central Command (@CENTCOM) July 24, 2022
[1 of 2] pic.twitter.com/En887gyU1f
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) PKK/YPG terör örgütünün kilit isimlerinden Ciyan Tolheldan Afrin kod adlı Salwa Yusuk için yayımladığı taziye mesajı hakkında da konuşan Kalın, söz konusu açıklamanın terörle mücadele ve NATO ittifakı bağlamında kabul edilemez olduğunu söyledi:
“CENTCOM’un birkaç gün önce orada öldürülen iki PKK’lı ile ilgili taziye mesajı yayımlamasını da esefle karşıladığımızı ve en şiddetli şekilde kınadığımızı da ifade etmek istiyorum. Bu, terörle mücadele ve NATO ittifakı bağlamında asla kabul edilecek bir şey değil. Türkiye’yi açık olarak hedef gösteren, düşman belleyen PKK’nın oradaki kolluk gücü olan oradaki kişileri hangi gerekçeyle olursa olsun korumak, kollamak, romantize etmek, taziye yayımlamak, onlarla birlik beraberlik ve dayanışma mesajı vermek asla kabul edilebilir şeyler değil.”
Kalın, Türkiye’yi hedef alan her tür terör tehdidinin Ankara için açık hedef olduğunun altını çizdi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Bizim için Türkiye’yi hedef alan her tür terör tehdidi açık hedeftir. Kim olduğu önemli değil, bizim güvenliğimizi tehlikeye sokan her tür unsur, bizim için açık ve meşru hedeftir.”
“ABD’nin F-16’lar konusundaki tavrı olumlu”
Türkiye’nin ABD’den talep ettiği 40 adet F-16 savaş uçağı ve 80 adet modernizasyon kiti hakkında da açıklama yapan Kalın, Amerika’daki sürecin olumlu devam ettiğini belirtti:
“Sayın Biden’ın bunu Kongre’den geçirebilmesi için belirli sayıda hem Cumhuriyetçilerden hem Demokratlardan destek alması gerekiyor. Biz olumlu bir netice çıkacağını düşünüyoruz ama Kongre’den çıkan kararla ilgili farklı değerlendirmeler de yapılıyor. Bir grup, Yunanistan şartıyla Türkiye’nin elinin kolunun bağlandığını söylüyor. Bir grup da bu konunun artık yönetime devredildiğini, yönetimin Türkiye-Yunanistan sorunlarının çözümüne katkı sunması anlamına geldiğini düşünüyor. Yönetimden bize nasıl bir teklif gelecek, onu önümüzdeki aylarda göreceğiz.”
“Denge politikasını sürdüreceğiz”
Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in (BM) arabuluculuğunda 22 Temmuz’da İstanbul’da imzalanan tahıl koridoru anlaşmasına dair de değerlendirmelerde bulunan Kalın, anlaşmanın sadece Rusya ve Ukrayna değil, diğer ülkeler tarafından da desteklenmesi halinde iki ülke arasında bir güven ortamı inşa edilebileceğine vurgu yaptı:
“Tahıl sevkiyatı hem Rusya’nın hem Ukrayna’nın menfaatine. İki hafta içerisinde ilk gemilerin çıkmasını bekleyebiliriz. Bu, biraz da ülkelerin ne kadar hazır olduklarına bağlı. Bu anlaşma dört aylığına yapıldı. Fakat iki tarafın da mutabakatı sağlanırsa otomatikman uzatılabilecek.”
Savaşın başladığı günden itibaren Moskova ve Kiev arasında “denge politikası” yürüttüklerinin ve bu politikayı yürütmeye devam edeceklerinin altını çizen Kalın, Türkiye’nin tahıl krizinde oynadığı role ise şu sözleriyle dikkat çekti:
“Hem Batı’nın içinde olacak hem NATO üyesi olacak hem de Rusya ile bu ilişkileri yürütebilecek bir ülke var mı? Yok.”