Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’nde mobbing ve ırkçılık iddiaları | İstifa etmek zorunda bırakılan Harun Erkan: “Sürekli Kürtlerin cahil olduğunu söylüyordu”

İstanbul’daki Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi’nde mekanik bakım teknisyeni olarak 3 Mart 2020’de işe başlayan Harun Erkan, işyerinde amirinin mobbingi ve Kürtlerle ilgili ırkçı söylemlerinden dolayı 21 ay sonra istifa etmek zorunda bırakıldığını söyledi. 12 Eylül’de konuyla ilgili şikâyette bulunan Harun Erkan ve avukatı Eren Can yaşananları Medyascope’a anlattı.  

Yaklaşık iki yıl mekanik bakım teknisyen olarak Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi’nde görev yapan Harun Erkan, işe girdiği ilk haftadan itibaren birim amiri E. tarafından ayrımcı ve ırkçı söylemlere ve tutumlara maruz bırakıldığını söyledi.

Amir E.’nin, “Kürtler basiretsiz bir millettir, bu nedenle devletleri olmamıştır” dediğini dile getiren Erkan, kendisine; “Hayır, devletleri vardır, Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtlerin de, bizim de devletimizdir” diye cevap verdiğini bunu üzerine E.’nin “Hayır değildir, hepsinin (Kürtlerin) sürülmesi gerekir” dediğini anlattı. Bu ve benzeri söylemlerin neredeyse her gün devam ettiğini belirten Erkan, birden fazla kere bir üst yöneticiye maruz bırakıldıklarını mail atarak anlattığını ama bir dönüş alamadığını ekledi. 

“Sürekli Kürtlerin cahil olduğunu söylüyordu”

Fazladan gece vardiyasında çalıştırıldığını ve mesai ücretlerini alamadığını da ekleyen Erkan, “İşe başladığımda İstanbul’a yeni taşınmıştım. Salgın vardı ve işe ihtiyaç duyuyordum. Sesimi fazla çıkaramıyordum. Sürekli Kürtlerin cahil olduğunu söylüyordu. Ben böyle söylememesi gerektiğini söylüyordum ama ikili polemiğe girmiyordum. Aidiyetlerimize hakaretleri hiç bitmiyordu. Bir gün üstüme bile yürüdü” dedi. 

“Eğer Kürtçe konuşacaksa istifa edecek”

Mobbinge ve ayrımcı davranışlara sadece kendisinin maruz bırakılmadığını söyleyen Erkan, kendisi 12 Aralık 2021’de istifa ettikten sonra iki çalışanın da baskılara dayanamayıp istifa ettiğini anlattı. Aralık ayında istifa etme kararı almasında etkili olan olaysa başka bir Kürt iş arkadaşının yaşadıkları olmuş. Erkan, “Batmanlı bir arkadaşımız var. Annesi Türkçe bilmiyor. Aralık ayında telefonda annesiyle Kürtçe konuşurken E. duymuş ve birimden başka Kürt arkadaşları çağırıp ‘Ona söyleyin bir daha Kürtçe konuşmasın. Eğer Kürtçe konuşacaksa istifa edecek’ demiş. Bu yaşananları hastanenin genel sekreterine mail yoluyla anlattım. Hiçbir dönüş olmadı. Arkadaşımız hâlâ olayın etkisinde. Aslında o da sizlere konuşup yaşadıklarını anlatacaktı ama işini kaybetmekten korkuyor. O nedenle sessiz kalmayı tercih ediyor” diyerek yaşananları anlattı. 

Bu süreç boyunca çok yıprandığını belirten Erkan, “Bu aileme yansıdı, eşim ve çocuklarımla birlikte zorlu bir dönemden geçtik, psikolojik yardım alıyoruz. Kadıköy’de yaşıyorum ve E. bir keresinde, ‘Kadıköy’de oturanlar ahlâksızdır’ dedi. Çok rahatsız oldum. Açık kadınların ortalık malı olduğu gibi söylemleri de vardı. Bu çok kötü bir şey. Bunlar sürekli devam ediyordu” diye konuştu. 

“Irkçılığın kurumal bir kimliğe bürünmesini kabullenemiyorum”

Yaşadıklarının bireysel bir yaklaşım olmadığının altını çizen Erkan, “Bu kurumsal bir yaklaşım. Hastanenin genel politikasını temsil eden bir yaklaşım. Bu mantık yaşama hakkı tanımıyor. İşte böyle, sokakta böyle, nerede nefes alacağız? Travma yaşadık. Irkçılığın kurumsal bir kimliğe bürünmesini kabullenemiyorum” dedi. 

Konuyla ilgili konuşan avukat Eren Can, “Çok açık bir şekilde ayrımcılığa maruz kalan bir çalışan var. Biz onun hem İş Kanunu’ndan doğan alacaklarını tazmin etmek hem de uğradığı manevi zararı tazmin etmek için dava açtık. Hukuki sürecin takipçisi olacağız. Onun uğradığı zararı telafi etmeyecek ama mahkeme kararıyla haklı olduğunun tespit edilmesi manevi tatmin duygusu yaratacaktır” diye konuştu.

Can, “Bir hukuk devletinde yaşıyorsak buradaki hukuksuzluğun mahkeme tarafından tescil edilmesi,  tutanaklar ve tanık beyanlarıyla tespit edilen ayrımcılık nedeniyle müvekkilimin mahkemeyi kazanacağını düşünüyoruz. Beklentimiz bu yönde” diye ekledi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.