Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Barney Ronay, The Guardian’a yazdı: “Büyükler çağının en büyük oyuncusu Roger Federer’e veda”

20 Grand Slam şampiyonluğu bulunan 41 yaşındaki efsanevi tenisçi Roger Federer, tenisi bırakmaya hazırlanıyor. İsviçreli; zarafeti, gücü ve rekabetçi iradeyi birleştirerek şampiyonluklara uzandı. The Guardian’dan Barney Ronay’in kaleme aldığı “Farewell to Roger Federer, the greatest player in an era of greats/Büyükler çağının en büyük oyuncusu Roger Federer’e veda” başlıklı yazıyı Medyascope Spor Servisi olarak sizin için çevirdik.

Büyükler çağının en büyük oyuncusu Roger Federer’e veda

İnsanın, zamana yenik düşüşü bize Roger Federer’in bir noktada tenis oynamayı bırakması gerektiğini söyledi. O Grand Slam kazanmaya başladığında iPhone icat edilmemiş, Tony Blair popüler bir başbakan ve ilk Wimbledon zaferinde Carlos Alcaraz yalnızca iki ayılıktı. 

Yine de Federer’in 41 yaşında emekli olmayı planladığı haberi hâlâ bir şok, kontrolden çıkmış bir söylenti gibi geliyor. Herkes bundan gerçekten emin mi?

Bir şampiyonun sahneden ayrılıp, onun gibisini bir daha göremeyeceğimizi ve kitabın kapandığını duyurması her zaman ilgi çekicidir. Spor hayatının bir daha eskisi gibi olamayacağı sonucuna varmak da caziptir. Federer’in emekliliği ortak bir dönemin sonunu biraz daha yaklaştırıyor. Hiçbir sporda daha önce Federer-Nadal-Djokovic gibi üçlü bir hakimiyet dönemi olmamıştı. Aynı zamanda da vedası kişisel mirasına da bir not bırakıyor. Erkek tenisinde en iyi dönemin, en büyük tenisçisi ve olağanüstü bir varlıktı. Ve buna ek olarak makul bir neden olmaksızın gelmiş geçmiş en iyi tenisçi.  

Nadal ve Djokovic, Federer’i Grand Slam galibiyetinde geride bıraktı. Nadal, Roland Garros’taki yenilmezliğinin büyük katkısı ile 22 şampiyonluğa ulaştı. Djokovic de her türlü kortta elde ettiği başarılarla 21 Grand Slam’e sahip. Üçlü bir tanrı olarak, spor dünyasını çevreleyen, eğlence, gelir ve acımasızlık kaynağı oldular. Bu adamlarda ne var? O kupalara baktıkça yansımalarında kendi yüzlerini görmekten bıkmadılar mı?

Juan Carlos Ferrero, Mayıs 2003’te eski dünyanın son Grand Slam’i olan Fransa Açık’ı kazandı. Ondan bir yaş daha genç olan Federer, bir ay sonra Wimbledon’ı kazandı. Ardından beş yıl içinde mevcut 18 şampiyonluğun 12’sinde zafere ulaşarak zirveye çıktı. Çok geçmeden Nadal ona katıldı. Bu yılki Wimbledon’a kadar olan süreçte Federer, Nadal ve Djokovic tenis sporuna hükmettiler. 

Federer 2018 Avustralya Açık’ı kazandıktan sonra gözyaşlarını tutamadı. Bu onun son Grand Slam zaferi oldu.

Djokovic 35 yaşında hâlâ en iyi durumda olan isim ancak koronavirüs olayları, kültür savaşı gürültüsü sonrasında dikkati dağılmış durumda. Nadal ise 36 yaşında ama sargılar ile ayakta durabiliyor. Serena Williams’ın emekliliğiyle birlikte inkâr edilemez bir şekilde bir şeylerin sona erdiğine, devlerin zamanının geçtiğine dair bir his var.

Ve Federer gerçekten onların en iyisiydi. Bunu biliyoruz çünkü Nadal ve Djokovic, ateşli bir tartışma konusu yapacak ve serüven boyunca her yarışmayı yükseltecek kadar stil, tavır ve uygulama noktalarından da büyüktüler. Aynı büyükler, aynı alanda, aynı oyunu oynuyorlardı ama bir şekilde aynı şeyi hissetmediler. 

Federer’in büyüklüğü de stil, biçim ve bünye ile ilgiliydi. Yeteneğinde, hiçbir zaman tavanı olmayan bir şey duygusu vardı. En yoğun karşılaşmada bile, Federer’in yapabileceklerinin sınırlarına ulaşıldığını hissetmedik. Muhtemelen orada hâlâ biraz var, Roger, eğer bir kez daha denemek istersen. 

Kaybederken bile, bazı yüksek özellikli makinelerin dişlilerini izlemek gibiydi. Federer kaybetmez. Yeniden şekillenir.

Onun backhandi açıkçası abartılı derecede iyiydi. Bu bir düşünce, onu izlemek bir kültürel eser, bir Avrupa hazinesi… Güç delisi bir Bond süper kötü adamının, lazerle korunan kasadan çalmaya ve aya götürmeye çalışabileceği türden bir backhand.

Birçok yönden tenis, tüm sporların en zorudur. Öncelikle fiziksel ve teknik talepleri nedeniyle. Ama aynı zamanda kortun üzerinde sadece sen olduğun için, her sayı, bir öncekinden hemen sonra gelir. Gölgesiz, mesafesiz, saklanacak bir yeri olmadan sürekli devam eden baskı. 

Federer neden bu konuda en iyisiydi? Çünkü o tüm zeminlerde oyununu oynuyordu. Her turnuvada olağan şüpheliydi. Ve oyunu o kadar çok yönlü olduğu için herhangi bir dönemde ve gelecek tüm dönemlerde şampiyon olacaktı. 

Elbette daha fazlası vardı. Tüm şampiyonluklar ve harika karşılaşmalar için kalıcı hatıra, Federer’in insanlara kattığı bir his olacak (Nadal’a karşı 2008 Wimbledon finali kesinlikle şimdiye kadar oynanmış en iyi tenis maçı).

O nadir görülen bir şeydi: sadece dünyanın en iyi oyuncusu değil, aynı zamanda en güzel ve izlemesi en hoş olanı. Bu sadece rekabetçi bir varlığın sonuca ulaşma çabası değil, bulutların üstünde kolaylıkla hareket edebilen bir adamın “merkez korta” gelişiydi.

Kara bulutlar efsanevi 2008 Wimbledon finali esnasında merkez kortun üzerinde dolaşıyor.

Stili, derin ve delici gözleri, hareketlerindeki balet havası zarafet değildi. Federer’in asıl etkilediği nokta, bu özelliklerinin isabet, güç ve rekabetçi irade ile birleştirme şekliydi. Federer sadece topu geri almak ya da ralliye tutunmak için değil, bu sahada yaşamak, spor dünyasında var olmak için meydan okuyordu. İlk yıllarında bu komple oyununu dönemin güçlü vuruş yapan sporcularına uyguladığını görmek hayranlık uyandırıyordu. Nadal ve Djokovic ona zirvede katılırken, genellikle bulutlar seviyesinde oynanan bir oyun oldu. 

Alcaraz gibi yetenekli ve genç bir tenisçinin Federer’in bıraktığını duyurduğu hafta ilk Grand Slam’ini kazanması gayet iyi hissettiriyor. Her zaman daha fazla yetenek, başka şampiyonlar vardır. Federer’in bir koç ya da zemine uygun bir figür olarak tutunması pek uygun görünmüyor. Milyonları ve mirası var. Federer’in dikkat çekici bir diğer özelliği de ne kadar dikkat çekici olmadığı, sıradan bir köyden gelen, bu yeteneğe ve sportif karizmaya sahip olan normal bir adamdır. Sadece bu beyaz çizgiler içerisinde var olan ve aynı derecede canlı kalacak nitelikler. 

Yazan: Barney Ronay

Çeviren: Yahya Kemal Doğan

Editör: Doğa Üründül

Kaynak: The Guardian

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler