Kimyasal silah kullanımı iddialarıyla ilgili açıklamaları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı İstanbul’da gözaltına alındı. Avukat Meriç Eyüboğlu, Fincancı’nın daha önce ifade vermek için talepte bulunmasına rağmen sabah baskınıyla gözaltına alındığını söyledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincanı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan gözaltına alındığını bildirdi. Başsavcılık, Fincancı’nın, TTB Merkez Konseyi Başkanlığı görevine son verilmesi ve yeni başkan seçilmesi yönünde karar alınmasını mahkemeden talep etti. Fincancı’nın dün Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından hedef gösterilmesinin ardından gözaltına alınması da tepki çekti. Şebnem Korur Fincancı’nın avukatı Meriç Eyüboğlu ve TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten Medyascope’a konuştu. Ankara’ya götürülmek için yola çıkarıldığını söyleyen Eyüboğlu, dosya hakkında bir bilgi verilmediğini ifade etti:
“Ankara’daki avukat arkadaşlarımız savcılıkla temasa geçtiler ifade vermek üzere buna rağmen sabah 06:30’da ev baskınıyla uyandık. Şimdi Ankara’ya götürülüyor. Savcılıktan herhangi bir bilgi alamıyoruz o yüzden dosyaya hakim değiliz. İfade vermek üzere talepte bulunduk ancak randevu verilmedi. Yeri yurdu belli biri ifadeye çağrıldığını zaman gidecektir. Bunun da ötesinde ‘Biz ifade vermek için hazırız’ diye de talepte bulunduk buna rağmen ev baskınıyla gözaltına alındı.”
21 Ekim’de TTB’nin avukatları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Şebnem Korur Fincancı’nın, istedikleri zaman ifade verebileceğini belirtti. Fincancı soruşturma açıldığı sırada yurtdışındaydı. TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, Fincancı’nın perşembe günü Ankara’da olacağını ve ifade verebileceğini söyledi. Koronavirüs salgını döneminde de hem TTB’nin hem Fincancı’nın sürekli hedef gösterildiğini söyleyen Ökten, mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini belirtti:
“Avukatlar ifade için hazır olduğunu söyledi. Buna rağmen bir sabah gözaltına alındı. Bu, Türkiye’de alışkın olduğumuz antidemokratik uygulamaların bir sonucudur. Bunu kabul etmiyoruz, hukuk büromuz şu anda çalışıyor. Şebnem Hoca’nın her zaman yanındayız. Perşembe günü Şebnem Hoca, Ankara’da olacaktı ona rağmen gözaltına alındı. Ben şimdi Ankara’ya gidiyorum. Yapılan uygulama haksız ve hukuksuz bir uygulamadır. Şebnem Korur Fincancı soruşturma açıldığı sırada yurtdışındaydı. Bunları biliyordu ve döndü. TBB’ye salgın sürecinde de iktidar tarafından karalama ve ötekileştirme politikası vardı. Bunlar onların yansımadır. Biz her şeye rağmen TBB olarak mücadelemize devam edeceğiz.”
“Şebnem Korur Fincancı, yalnız değildir, onurumuzdur”
Fincancı’nın gözaltına alınmasına meslek örgütleri de tepki gösterdi. TTB, yaptığı açıklamayla Şebnem Korur Fincancı’ya sahip çıkacağını ifade etti. Ayrıca TTB, Fincancı adına yapılan tartışmaların suç unsuru içermediğini ve soruşturmanın hukuki zemini olmadığını da ekledi:
“Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, kamuoyuna da yansıyan tartışmalar ve kendisine dönük çirkin saldırılar sonucu bugün gözaltına alınmıştır. Ne bu gözaltının ne de soruşturmanın hukuki zemini vardır, zira hocamızın ifade ettiği hiçbir şey suç unsuru değildir.”
“Şebnem Hoca Türkiye toplumunun vicdanıdır”
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) Twitter hesabından Fincancı’nın gözaltına alındığı duyuruldu:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Bir açıklama da Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) geldi: “Bu saldırılarla gerçeği gizleyemezsiniz” diyen HDP, Fincancı’nın gözaltına alınmasının, iktidarın “suçlarını örtbas etme telaşından” kaynaklandığını belirtti:
“Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınması iktidarın suçlarını örtbas etme telaşıdır. Şebnem Hoca Türkiye toplumunun vicdanıdır, bilimin ve meslek onurunun gereğini yerine getirmiştir. Bu saldırılarla gerçeği gizleyemez, toplumu susturamazsınız.”
Avukat Eren Keskin de, “Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı. Bir Adli Tıp hekimi, TTB başkanı çağrılınca ifadeye gidecekken gözaltına alınıyor. Gözaltında tutulan gazeteciler ve Şebnem Korur Fincancı.. Sizi asla yalnız bırakmayacağız” diyerek tepki gösterdi.
Fincancı’nın gözaltına alınmasına CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da Twitter hesapları üzerinden tepki gösterdi.
Ne olmuştu?
Fincancı, Irak’ın kuzeyinde PKK’ya karşı yürütülen operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirtmiş ve iddiaları bağımsız heyetlerin incelemesi gerektiğini söyleyerek, “Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü’nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor” demişti.
Söz konusu açıklamaların ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Şebnem Korur Fincancı hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından soruşturma başlattı.
Erdoğan ve Bahçeli hedef göstermişti
Cumhur İttifakı’nın liderleri iddiaları dile getiren Fincancı’yı hedef alan açıklamalarda bulunmuşlardı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fincancı’ya yönelik “Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürüttüğü sınır ötesi harekatlara iftira atan Tabipler Birliği Başkanıyla ilgili yargı harekete geçmiştir. Ayrıca bu ismin üzerinde de çalışmalarımızı yürütecek, gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan eden böyle bir şahsın, adı Türk ile başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum” demişti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise dün Meclis’te yaptığı grup toplantısında, “Türk askerine hainlerin ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela Türk Tabipleri Birliği Başkanı’yla diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yatkın yollardan birisidir. Zira tahammülümüz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır” diye konuşmuştu.
