Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kuduz hastalığı nedir, nasıl bulaşır, Türkiye kuduzla mücadelede ne durumda? | Prof. Dr. Bülent Ertuğrul Medyascope’a anlattı

İnsanlık tarihinde bilinen en eski hastalıklardan biri olan kuduz, son zamanlarda yeniden Türkiye’nin gündemini meşgul ediyor. Kuduz hastalığı nedir, nasıl ortaya çıkar, tedavisi mümkün mü, Türkiye’de kuduz hastalığıyla mücadele ne durumda? Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Medyascope‘a değerlendirdi.

Kuduz virüsü (Rabies)

Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde sahipsiz köpekler tarafından ısırılan iki çocuk, kuduz şüphesiyle Ankara’ya sevk edilmişti. Çocuklardan birinde kuduza rastlanmazken, 10 yaşındaki Mustafa Erçetin’e ise kuduz teşhisi konulmuştu. Erçetin geçen çarşamba günü (9 Kasım) kuduz hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Olayın ardından kuduz hastalığı yeniden gündeme geldi.

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ile kuduz hastalığının ne olduğunu, nasıl meydana geldiğini, nasıl bulaştığını ve Türkiye’nin kuduzla mücadelesini konuştuk.

Kuduz nedir, nasıl bulaşır?

Kuduz, merkezi sinir sistemini ağır şekilde tutan ve insanlara hayvanlardan geçen hastalık. Çoğunlukla bir hayvanın insanı ısırması yoluyla bulaşan kuduz, Antartika hariç bütün dünyada görülebilir.

Sağlık Bakanlığı’nın Kuduz Profilaksi Rehberi’ne göre, Türkiye’de kuduza yakalanma ihtimali olan hayvan türleri; köpek, kedi, sığır, koyun, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlar ile birlikte kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar, kokarca, gelincik gibi yabani hayvanlar.

Bununla birlikte Türkiye’de ve dünyada bugünkü verilere göre, fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, gerbil, tavşan ve yabani tavşan ısırıklarında insana kuduz geçişi görülmedi.

Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, kuduz hastalığını şöyle anlatıyor:

“Kuduz hastalığı, kuduz virüsünün yol açtığı ensefalit, yani beyin iltihabıdır. Vahşi hayvan, köpek ısırığı veya bir kedi ısırığı sonrasında virüs, o bölgedeki ısırık bölgesinden içeri girer ve ardından sinir yollarını takip ederek sinirler aracılığıyla beyne ulaşır ve beyinde bir iltihaplanma yapar.”

Isırılan bölge hastalığın ortaya çıkış süresini etkiliyor mu?

Kuduz hastalığının ortaya çıkış süresi ısırılan bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Kuduz virüsü, beyni etkileyen bir hastalık olduğu için ısırılan bölge beyne ne kadar yakınsa, hastalık o kadar kısa sürede ortaya çıkar.

Ertuğrul “Isırık bölgesinin beyne yakınlığına göre ensefalit olma süresi değişir. Eğer, beyne uzak bir noktada, mesela bacaktan ısırmışsa, bu süre yedi-on güne çıkabilir. Hatta daha da uzayabilir. Ama boyundan veya yüzden ısırılmışsa, o bölge beyne daha yakın olduğundan ve virüs çok daha kısa sürede o yolu alacağından, iki, üç günde ensefalit tablosu belirtileri ortaya çıkabilir” dedi.

Ölümcüllüğü nedir?

Dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişi kuduz nedeni ile hayatını kaybediyor. Vakaların çoğu Asya ve Afrika ülkelerinde ve yüzde 99’u kuduz köpek ısırıkları sonucu meydana geliyor.

Sağlık Bakanlığı’nın raporuna göre, hastalığın kaynağı olarak pek çok yabani ve evcil hayvan sayılabilir ancak gelişmekte olan ülkelerde en önemli kaynak, köpekler.

Kuduz hastalığının bilinen bir tedavisi yok. Ancak kuduz, aşılama ile yüzde yüz önlenebilir bir hastalık.

Ertuğrul, koruyucu önlemler ile kuduzdan korunabileceğini belirtti: “Virüs, bir kez beyne ulaşıp ensefalit tablosuna yol açtıktan sonra, yani kuduz hastalığı oluştuktan sonra artık geriye dönüş yoktur. Yüzde yüz ölümcüldür. Bugüne kadar dünyada kuduz olup da hastalıktan kurtulan çok az sayıda kişi var. Milyonda bir, hatta on milyonda bir diyebileceğimiz bir olgu bu. O nedenle, biz mortalitesinin yüzde yüz olduğu söylüyoruz.”

Riskli temas sonrası ne yapılmalı?

Kuduz olduğundan şüphelenilen bir hayvanla temas sonrası Sağlık Bakanlığı’nın yapılmasını tavsiye ettiği uygulamalar şöyle:

  • Yara veya ısırık bölgesi vakit kaybedilmeden bol su ve sabunla iyice yıkanmalı, yıkama işlemi bittikten sonra alkol veya tentürdiyot gibi iyotlu antiseptikler uygulanmalı.
               
  • Göz, ağız veya burun kuduz riskli temasa maruz kaldıysa bol su ile yıkanmalı.
               
  • En kısa sürede sağlık kuruluşuna müracaat edilmeli, hekimin düzenleyeceği aşılama programı aksatılmadan uygulanmalı.

Hastalık nasıl ilerliyor?

Ertuğrul, hastalığın aşamalarını şöyle anlattı:

“Öncelikle ısırılan bölgede ısırığa bağlı değişimler olur. Ardından hastalığın beyni “istila” etmeye başladığı dönemde kişide huy değişiklikleri meydana gelir. Hastanın, karşısındaki insanlara davranışlarında değişikliklerin yaşanacağı bir durum oluşur. Bunların ardından tipik kuduz semptomları ortaya çıkar. Hasta aşırı ajitatif bir hal almaya başlar. En ufak bir uyarıya kasılarak yanıt vermeye başlar. İşte o nedenle, sudan korkarlar. ‘Sudan korkuyorlar’ denir. Halbuki sudan korkmak değildir o. Suyun dökülme sesinden veya çıkarttığı sesten korkmaktır çünkü kasılır hasta veya ışık geldiğinde gözlerine o şiddetli bir uyarı olarak algılanır ve kasılmaya başlar. Ardından felç dönemi, özellikle hayati organların tutulduğu yerlerdeyse örneğin kalp merkezi, akciğer merkezi gibi, orada felç dönemi olur. Zaten ölüm de bu aşamada meydana gelir. Yani, solunum merkezi tutulur, solunum durur ve hasta ölür ya da kardiyak merkezi tutulur, ardından hasta ölür.”

Türkiye 20 yılda tespit edilen hasta hayvan sayısı 6 bin 465

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 1997-2007 tarihlerinde kuduz hastalığına sahip hayvan sayısı 6 bin 465. Bu sayının yüzde 43,32’sini yani 2 bin 800 tanesini ise köpekler oluşturuyor.

Sağlık Bakanlığı’nın Kuduz Profilaksi Rehberi

Köpeklerin ardından en çok kuduz tespiti yapılan ikinci hayvan ise sığır. Kuduz tespit edilen hayvanların yüzde 90,17’si evcil hayvanlarken yüzde 9,83’ü ise yabani hayvanlar.

Türkiye, kuduz yönünden endemik bir bölge. Her yıl ortalama olarak 250 bin kuduz riskli temas bildirimi yapılıyor ve yılda ortalama bir-iki vaka görülüyor.

Sağlık Bakanlığı’nın Kuduz Profilaksi Rehberi

Ertuğrul, Türkiye’de kuduz hastalığının kontrol altında olduğunu söyledi:

“Şu anda artık dikkat ederseniz tek tük olgular şeklinde ortaya çıkıyor ama yaban hayatı içerisinde virüs dolaşmaya devam ediyor. Orada, örneğin tilki, kurt gibi, sırtlan gibi hayvanların arasında dolaşmaya devam ediyor ve onların insanlarla teması olan hayvanlara bulaştırmasıyla insanlara bulaşıyor ama Türkiye’de şu anda olabildiğince kontrol altında.”

Türkiye’de eskiden kuduzun çok daha fazla yaygın olduğunu fakat “acil uyarı sistemi” denebilecek bir sistemle hastalığın en iyi şekilde kontrol altına alındığı aktaran Ertuğrul, hastalığın takibinin de çok iyi şekilde yapıldığını söyledi:

“Kuduz şüpheli ısırığı olan bir kişi, kuduz aşılama merkezine başvurduğunda birinci aşısını olur. Ondan sonra mesela, ikinci aşısını oldu ama üçüncü aşısına gelmedi. Hemen bulunduğu yerde kolluk kuvvetleriyle yakalanıp, aşılamaya götürülmesi için tüm yurda uyarı alarmı gider. Hala devam eden aktif bir uygulama bu. Türkiye’de devam eden bence en iyi sistemlerden biridir. Böylece, kuduz ülkemizde sorun olmaktan çıkan bir hastalık haline geldi.”

Aşıya ulaşım kolay mı?

Türkiye’de şüpheli temas sonrası 0., 3., 7. günlerde birer doz ve 14 ile 28. günler arasında dördüncü doz olmak üzere toplam dört doz aşı yapılıyor.

Ertuğrul, Türkiye’de aşıya ulaşımın son derece kolay olduğunu ve kuduz hastalığı ile mücadelede çok iyi bir noktada olduğumuzu şu sözlerle dile getirdi:

“Kuduz Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli hastalıklarından bir tanesidir ve çok önemsenmiştir. O nedenle de bununla ilgili tüm kurallar çok net bir biçimde konmuştur. Aşıya da ulaşım çok kolaydır. Şüpheli ısırık sonrası siz bir sağlık kuruluşuna başvurursanız, hemen bununla ilgili merkeze yönlendirirsiniz. Bunun hakkını da teslim etmek gerekiyor. Türkiye bu konuda başarılı bir ülkedir. ‘Başarısızdır’ gibi bir eleştirim kesinlikle olamaz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.