Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Işın Eliçin yazdı: Dünyanın en kalabalık metropolü Tokyo’da tersine göç için çocuk başına 7 bin 650 dolar teşvik

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen aralık ayı başında, 2021 yılının il bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. İstanbul her zamanki gibi en büyük payı alan kentimiz olmuş: İstanbul Türkiye’nin toplam GSYH’sının üçte biri… Ünsal Ünlü’nün 4 Ocak tarihli yayınında dikkat çektiği üzere, ortada çok dramatik bir tablo var:

Görseli hazırlayıp kullanma izni veren Ali Orhan Yalçınkaya‘ya teşekkür ederim.

İstanbul GSYH’den aldığı yüzde 30,4 payla birinci. Ünsal’ın deyişiyle “o kadar birinci ki”, tabloda yüzde 1’den az pay alabildikleri için “diğer” diye adlandırılmış 61 ilin alabildiği toplam pay yüzde 21,3’te kalmış. Yine Ünsal’a kulak verelim:

“Bu payı aldığına göre, üretimin de olması lazım. Bu aynı zamanda İstanbul’un neden Türkiye’nin en kalabalık şehri olduğunu, neden sürekli göçlere açık olduğunu da anlatıyor.”

Dünyanın GSYH bakımından en zengin kenti, Japonya’nın başkenti olan Tokyo da nitekim, dünyanın en kalabalık metropolü. E, o zaman üretimin de orada olması lazım… Bakalım nasılmış bu üretim: 2021 yılı itibarıyla Tokyo’nun GSYH’si (1 trilyon 790 milyar dolar) Türkiye’nin toplam GSYH’sinin (815 milyar dolar) iki katından fazla idi.

Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. Ben de uyarıyorum, buraya kadar yazdıklarım girizgahtı, bundan sonrası yorucu olacak.

Japonya’nın başkenti Tokyo dünyanın en önemli finans merkezi.

Tokyo 1600’lerde bir balıkçı köyüyken, 18. yüzyılın ortalarında dünyanın en kalabalık kenti haline geldi. Bugün ise idari yönetim açısından, 23 özel bölge, 26 şehir, 5 kasaba ve 8 köyün yer aldığı ve tam 35 milyon kişinin yaşadığı devasa bir metropol. Herkes Tokyo’ya geliyor çünkü Tokyo, Japonya’nın siyasi, ekonomik ve kültürel kalbi olmanın da ötesinde, icat ve inovasyon açısından rekabetçi Honda, Hitachi, Sony, Mitsubishi gibi dev şirketlerin kurulu olduğu, dünyanın en büyük yatırım bankalarıyla sigorta kuruluşlarının genel merkezlerini açtığı, dünyanın en önemli finans merkezi.

İstanbul’dan farklı olarak Japonya’daki merkezi yönetim, Tokyo’nun yerel yönetiminin parasını kesmiyor, türlü davalarla zaman ve enerjisini tüketmiyor, aksine ona destek olup uyumlu çalışıyor. Şöyle ki: Ülke nüfusunun ve ekonomisinin Tokyo’da giderek daha fazla yoğunlaşması, gençlerin başkente göçüyle ülkenin diğer bölgelerindeki yaşlı nüfus oranının katlanması ve deprem bölgesi* olan Tokyo’da büyük depremlerdeki potansiyel can kaybı riskinin artması hem yerel hem de merkezi yönetimi endişelendiriyor. Dolayısıyla hep beraber oturup düşünmüşler ve birlikte çare üretmişler.

Dünyanın en kalabalık şehirlerinden Tokyo, sakinlerini çocuk başına 1 milyon yen vererek kırsala göçmeye ikna etmeye çalışıyor.

Japonya’da nisan ayından itibaren Tokyo’dan uzağa, başka bir bölgeye yerleşen herkese çocuk başına 1 milyon yen (yaklaşık 7 bin 650 ABD Doları) ödenecek. Bu sayede 2027 yılına kadar 10 bin ailenin Tokyo’dan taşınacağını umuyorlar. Elbette bu kadar büyük bir metropolde, bu sayı önemli fark yaratmayabilir ama planın kırsal bölgelerde ve genç profesyoneller arasında daha az popüler olan yerleşimlerde çok ihtiyaç duyulan canlanmayı sağlayacağı hesaplanıyor. Bu plana, iç göçe ihtiyaç duyan bin 300 civarında belediye de dahil olmuş. Örneğin Kochi bölgesinden 820 nüfuslu Umaji köyü, yerleşecek ailelere parasız çocuk bakımı, nüfusunun yüzde 42’si 65 yaş üzeri olan Tano kasabası ise tuz fabrikasında dolgun maaşla iş vaat ederek ilgilenenleri cezbetmeyi umuyor.

Aslında çocuk başına 2 bin dolarlık benzer bir plan son birkaç yıldır uygulanmaktaymış. Ancak fazla ilgi çekmemiş. Bu nedenle planı, 15 bin dolara kadar tek seferlik taşınma yardımı, gidilen yerde iş kurulması halinde özel vergi indirimleri gibi başka teşviklerle de zenginleştirmişler.

Yer değiştiren ailelerin şu üç kriterden birini karşılaması ve gittikleri yerde en az beş yıl oturmayı taahhüt etmesi gerekiyor (aksi takdirde aldıkları parayı geri ödemeleri gerekecek): Taşındıkları bölgede küçük veya orta ölçekli bir şirkette çalışmak, uzaktan çalışma ile eski işlerine devam edebilmek veya yeni yerde bir iş kurmak. Guardian’ın hesabına göre, bu plan iki çocuklu bir ailenin yer değiştirmeyi kabul etmesi halinde 5 milyon yen yani yaklaşık 50 bin dolar teşvik alması anlamına geliyor. Paranın yarısı merkezi hükümetin, diğer yarısını da yerel belediyelerin bütçesinden karşılanacak.

Tokyo kiraz ağaçlarıyla donanmış parklarıyla da ünlüdür. (Foto: Yoshiaki Miura)

Haberi duyuran Financial Times gazetesi not düşmüş: “Japonya’nın azalan ve yaşlanan nüfusu ve gençlerin başkente göçü, Tokyo, Osaka ve birkaç diğer büyük şehrin dışındaki bölgeleri orantısız bir şekilde etkiledi. Birçok kırsal kasaba ve köy boşaldı, işletmelerinde müşteri ve mevcut personel kalmadı. Japonya’daki boş/kullanılmayan ev sayısının -genellikle mirasçılar tarafından kasıtlı olarak sahiplenilmeyen meskenler – 2023’te yaklaşık 10 milyona ulaşması bekleniyor.”

Resmi verilere göre, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Japonya’nın nüfusu 2020-21’de 644 binlik rekor düşüş yaşadı ve mevcut 125 milyonluk nüfusun 2065’te tahminen 88 milyona düşmesi bekleniyor (yani 45 yılda yüzde 30’luk bir düşüş!).

*Tokyo’nun tarihi ve büyük depremlerdeki can kayıpları için Tokyo Metropolitan Yönetimi’nin internet sitesinden yararlanılabilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.