Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıkları için Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerinden ihraç edilen Barış Akademisyenleri Alphan Telek, Edgar Şar ve Zeynep Kıvılcım’ın başvurusunu karara bağladı. İhlal kararı veren mahkeme, Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm etti.
AİHM, ihraç edilen Barış Akademisyenleri Alphan Telek, Edgar Şar ve Zeynep Kıvılcım’ın başvurusunda Türkiye’yi haksız buldu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin “özel hayata saygı” ilkesinin ihlal edildiğine oybirliği ile karar verildi.
Eğitim hakkıyla ilgili birinci protokolün ikinci maddesinin ihlal edildiği hükmü ise 1’e karşı 6 oyla alındı.
Karara Türk yargıç Saadet Yüksel katılmadı.
Başvurucuların akademisyen olduğuna dikkat çeken AİHM, yurtdışında akademik faaliyetlere katılmak ve araştırma yapmak isteyen kişiler olduklarını vurguladı. Uzun süre pasaport alamadıkları için eğitim hakkıyla ilgili birinci protokolün ikinci maddesinin de ihlal edildiğine hükmetti.
Başvurucuların pasaportlarının “kamu hizmetinden ihraç edildikleri gerekçesiyle” iptal edildiğini belirten AİHM, ancak ne 675 ve 686 sayılı KHK’ların ne de bu konuda karar veren herhangi bir makam veya mahkemenin, başvuranların itirazlarına “terör örgütleriyle ilişkili oldukları” iddiasına dair bir ayrıntı sunmadıklarını vurguladı.
Mahkeme, Türkiye’yi Alphan Telek ve Edgar Şar’a 12’şer bin euro, Zeynep Kıvılcım’a ise 9 bin 750 euro maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkûm etti.
Alphan Telek: “Dilerim Türkiye yeniden demokratikleşme yoluna girer ve adil, özgür, eşit bir toplum inşa eder”
Medyascope yazarı ve yorumcusu Alphan Telek, kararın ardından şunları söyledi: “Bu karardan dolayı mutlu ama bir o kadar da daha sorumlu hissettiğimi söylemek isterim. OHAL rejimi altında seyahat hakkı özgürlüğümüz ve dolayısıyla eğitim hakkımız ihlal edilmişti. Yaklaşık dört yıl boyunca Türkiye’den çıkış yapamadığımızdan dolayı, yurtdışındaki doktora programına başlayamamıştım. Tabii bu davadaki arkadaşım Edgar Şar ile birebir aynı durumdaydık. Ben Fransa’da Sciences Po Paris’teki Siyaset Bilimi doktora programından, Edgar da İtalya’daki European University Institute’den kabul almıştık. Ayrıca yine Avrupa’da akademik projelerden ve burslardan kabul aldığımız halde, oraya gidemediğimiz için bunlardan da yararlanamamıştık. Pasaport iptalleri buralara başlamamızı engellediği gibi bizi derin bir belirsizliğe itmişti. Belirsizliğin şiddetli günlerini yaşadık birlikte. Biraz biraz gençliğimizi aldılar. Ama gelin görün ki bugün iktidarın o gün yaptığının hak ihlali olduğu Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’ne bağlı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tespit edilmiştir. Ayrıca bu süreçte gadre uğrayan birçok akademisyen meslektaşım bulunmaktadır. Dilerim hem onların hakları iade edilir hem de bundan sonra Türkiye yeniden demokratikleşme yoluna girer ve adil, özgür, eşit bir toplum inşa ederek bir daha böyle vakaların yaşanmasına izin vermez. Ve son olarak bu davaya inanan, en ince ayrıntılara kadar düşünen ve davayı kazanmamızı sağlayan avukat Mert Elekçi ve Uğur Tabak’a teşekkürü borç bilirim.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Edgar Şar: “En büyük dileğim bu ülkede insan haklarına dayalı bir hukuk devletinin inşa edildiğine tanıklık etmek”
Medyascope yazarı ve programcısı Edgar Şar da kararın ardından şu değerlendirmede bulundu: “AİHM’in bu kararı yedi yıldır bireysel ve kolektif olarak yaşadığımız zorlukların sadece bir tanesini ele alan ancak yine de çok önemli bir karar. Bu ve benzeri kararlarının ardından en büyük dileğim bu ülkede insan haklarına dayalı bir hukuk devletinin nihayet inşa edildiğini, hak ve özgürlüklerin herhangi bir ulusüstü kurumun bağlayıcı kararına ihtiyaç olmaksızın korunduğu ve güvence altında olduğuna tanıklık etmektir. Bu zorlu dönemin başından beri yanımızda olan, sürecin fikri mimarı hukukçu dostum Uğur Tabak ve süreci bizzat yürüten dostum ve avukatım Av. Mert Elekçi’ye, birçok hukukçunun sonuç vereceğine inanmadığı bu mücadelede bize eşlik ettikleri için kalpten teşekkür ederim.”
