Bayer Leverkusen’in yükselişinde sağ kanat etkisi: Daha hızlı, daha golcüler

Sezona kötü bir başlangıç yapan Bayer Leverkusen’in Xabi Alonso yönetiminde son dönemdeki büyük çıkışı devam ediyor. Medyascope Spor’un podcasti Bundesliga 101’den Öner Tavtay, Alman futboluna ışık tuttu.

Bayer Leverkusen’in yükselişindeki sağ kanadın büyük katkısı devam ediyor: Diaby ve Frimpong neler yapmış, sezonu Leverkusen kaçıncı sırada bitirebilir?

Sezona Gerardo Seoane Castro’yla korkunç bir başlangıç yapmıştı Bayer Leverkusen. Halbuki bir önceki sezon Bundesliga’yı 64 puanla üçüncü tamamlayarak bir süredir hasret kaldıkları Şampiyonlar Ligi biletini kapmışlardı. Geçen sezon takımı golleriyle sırtlayan Schick çok kötü durumdaydı. Onun formsuzluğu, savunmada yapılan hatalar, Hradecky’nin kötü performanslarıyla 8 haftada sadece 5 puan toplayarak ligin diplerine demir attılar.

Taktik konusunda yeni bir şey denememekte direnen Seoane, 4-0’lık Bayern Münih mağlubiyeti sonrası sözleşmesi feshedilerek gönderildi. Yerine Xabi Alonso’nun getirilmesi ise otoritelerce tuhaf karşılandı. A takımlarda herhangi bir teknik direktörlük deneyimi bulunmayan genç hocanın ilk denemesinin Bayer Leverkusen’de olması büyük bir kumar gibi nitelendirilmişti. Geldiği ilk hafta ligin o sıralar en zayıf ekibi sayılan Schalke’yi 4-0 yendi. Fakat sonraki hafta Frankfurt’a 5-1 kaybetmesi herkese acaba dedirtmişti. Dünya Kupası arasından sonra ise Leverkusen, alınan skorlar açısından olmasa da oyun açısından bir standart oturtmuştu. Son dört maçta 12 puan toplayarak bir anda kendini Avrupa Kupaları potasına yaklaşır halde buldular. Özellikle de Bayern Münih galibiyetindeki performansları epey takdir topladı. Bu mağlubiyet aynı zamanda Nagelsmann’ın da sonunu getirmiş, son şampiyonluğun mimarı hocasını gönderen Bayern, onun yerine eski Dortmund hocası Thomas Tuchel ile anlaşmıştı.

Xabi Alonso’nun oynattığı oyunda ön plana bir ikili çıktı ki şu an için takımı sırtladıklarını söylesek yanılmayız. Jeremie Frimpong ve Moussa Diaby ikilisi sağ kanatta bu sene fırtınalar estiriyor ve birçok takıma büyük zorluklar yaşatmaya devam ediyor. Bu yazıda bu ikilinin istatistiklerini değerlendireceğiz.

Öncelikle Jeremie Frimpong’dan başlayalım. 2021 devre arası transfer döneminde 13 milyon euro karşılığında Celtic’ten transfer edilmişti. Yarım sezonda herhangi bir gol veya asist katkısı veremedi. Geçtiğimiz sezon ise 25 maçta 1 gol, 6 asistlik bir performans sergiledi. Bu sezon ise Xabi Alonso onun daha rahat hücuma katılabilmesi için savunmayı üçleyerek kendisini kanat beke, hatta bir kanat oyuncusuna dönüştürdü. Frimpong sağ kanadı tamamen tek başına kullanıyor, önünde oynayan Diaby ise içe kat ediyor veya ters kanada koşu atarak Frimpong’a boş alan yaratıyordu. Bu taktik öylesine çok işe yaradı ki Frimpong bu sezon 26 maçta 8 gol, 6 asistlik bir katkı verdi. Çektiği 30 şutun 16 sında isabet bulurken, şut/gol yüzdesi %50 gibi harika bir yüzdeye sahip. Ligin en hızlı oyuncularından biri ve en yüksek hız istatistiğinde 36 km/sa ile beşinci sırada yer alıyor. Ligin 834 sprint ile birincisi konumunda. Müthiş bir kontra silahına dönüştüğünü istatistiklerden görmek çok da zor değil.

Diaby ile aynı kanatta oynaması da Frimpong’a karşı önlem alınmasını zorlaştırıyor. Maç başına 8.63 km koşuyor ve maç başı 77 dakika civarı oynuyor. Golcülüğünün ne kadar keskin olduğunu da beklenen gol(xG) istatistiğinin sadece 5.67 olmasından anlayabiliyoruz. Ligde en fazla dribbling yapan oyuncularına baktığımızda zirvede 183 ile Frankfurt’un golcüsü Kolo Muani yer alırken hemen arkasından Frimpong 170 başarılı dribblingle onu takip ediyor. Kilit pas atma konusunda da Bülter, Hofmann ile altıncılığı paylaşıyor ve toplamda 18 kilit pası var. Bu alanda ligin birincisi ise takım arkadaşı Moussa Diaby’den başkası değil. Eğer Leverkusen’e karşı oynayıp kontra yiyorsanız muhtemelen top bir şekilde Frimpong’un ayağına değmeden sonuçlanmamıştır. Kalan sekiz maçta bu harika istatistiklerini nasıl geliştireceğini hep birlikte göreceğiz.

Şimdi gelelim Moussa Diaby’ye. Son iki senedir adı Arsenal ile, bu sezon da Newcastle ile sık sık anılan Diaby’nin bu sezon sonunda takımdan ayrılması neredeyse kesin gibi. Özellikle geçtiğimiz sezon harika bir performans sergilemiş 32 maçta 13 gol, 12 asistle takımını Schick ile beraber sırtlayan isim olmuştu. Bu sezon ise 25 maçta 8 gol, 6 asistlik katkı verdi. Xabi Alonso’nun gelişiyle birlikte oyun stili de yavaş yavaş değişen Diaby, çok yönlü bir kanat forvete dönüştü. Sadece dribbling, pas ve şut üzerinden oynamıyor, topsuz alanda da rakipleri üstüne çekerek takım arkadaşlarına boşluklar yaratıyor.

Diaby, Karim Adeyemi’den sonra 36.52 km/sa ile ligin en hızlı ikinci oyuncusu konumunda. Kilit pas konusunda ise ligin zirvesinde olduğunu Frimpong’dan bahsederken söylemiştik ve bu alandaki istatistiği ise 27. Beklenen asist istatistiğinde ise 6.61 ile Hofmann’ın ardından ikinci konumda. Ligin en çok isabetli şut çeken beşinci oyuncusu ve çektiği 55 şutun 31’inde isabet buldu. 84 orta ile ligin en çok orta açan oyuncuları arasında ilk ona girerken sekizinci sırada yer aldı. Aslında Diaby çok da orta açmaya meyilli bir oyuncu değil. Çünkü sol ayaklı bir oyuncu olduğu için sağ kanattan içe kat ederek gol arıyor veya kısa paslarla asist deniyordu. Xabi Alonso dönemiyle birlikte Diaby’nin orta açma konusunda da kendini geliştirdiğini görebiliyoruz. Ligin en çok başarılı dribbling yapan oyuncusu sıralamasında ise Frimpong’un oldukça gerisinde kalan Diaby kendine 123 dribbling ile sekizinci sırada yer bulabildi. Beklenen gol istatistiğinde ise 6.81 ile 8 gol bulması da bulduğu pozisyonları değerlendirme becerisini de ortaya koyuyor. Maç başına 9.3 km koşuyor ve 81.5 dakika oynuyor. Kalan maçlarda Leverkusen’in Avrupa Kupaları potasına girebilmesi için en büyük kozlarından biri olmaya devam edecek Moussa Diaby.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Şimdi tekrar dönelim Bayer Leverkusen’e. Nisan ayı kendileri için çok büyük bir önem taşıyor. Bu ay içerisinde sırasıyla Frankfurt, Wolfsburg, Leipzig ve Union Berlin ile ligde karşı karşıya gelecekler ve bu takımların hepsi sıralamada kendisinden üst sıralarda. Alınacak galibiyetlerle kendilerini bir anda Şampiyonlar Ligi potasında bulabilirler. Dördüncü sıradaki Freiburg ile puan farkının 7 olduğunu da söyleyelim. Bu süreci en az hasarla geçmeleri durumunda ilk 4 gerçekten hayal değil kendileri için.

Leverkusen, UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna devam eden tek Alman takımı konumunda. Union Berlin’i eleyen Belçika ekibi Union St.Gilloise’yle eşleştiler. 13 ve 20 Nisan’da oynanacak maçlarda turu geçmeleri halinde Feyenoord-Roma maçının galibiyle eşleşecekler. Form durumlarını korumaları halinde UEFA Avrupa Ligi’nde final oynamaları bizi şaşırtmaz. Özellikle de geçen sene Frankfurt’un şampiyonluğa ulaşması, Leverkusen’i de bu konuda motive edebilir. Bu sene de kupanın Almanya’ya gelmesi ise Bundesliga’nın değerini arttıracaktır.

Xabi Alonso’nun bu zorlu süreçte neler yapacağı en büyük merak konusu. Sezonu ilk 4 potasında bitirmesi ve UEFA Avrupa Ligi’nde bir final, hatta şampiyonluk kendisini bir anda elit teknik direktörler kategorisine yaklaştıracaktır. Bakalım Xabi Alonso’nun Bayer Leverkusen’i bize kalan 1.5 aylık süreçte bizlere neler gösterecek?

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül