Aysel Tuğluk İçin Bin Kadın Kampanya Grubu, yaklaşan seçimlere hazırlanan siyasetçileri, hasta tutsakların yaşama hakkına sahip çıkmaya çağırdı. Muhalefet partilerine yönelik açık mektup yayımlayan Bin Kadın, hasta tutsakların tahliyesinin seçim bildirelerinde, yargı reformu çalışmalarında yer almasını ve kamuoyuyla paylaşılmasını istedi.
Tutukluyken demans teşhisi konulan ve cezaevinde hastalığı ilerleyen eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesi için 2022 yılının başında bir araya gelen Bin Kadın, seçimler yaklaşırken sözlerinin geçerliliğini koruduğunu hatırlattı. Kampanya grubu, muhalefet partilerine açık mektup yayımlayarak, seçim sürecinde hasta mahpusların durumunun gündeme alınmasını istedi.
“Hasta siyasi tutsaklar özgürlüklerinden sonra yaşamlarıyla da tehdit ediliyor”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishane Komisyonu verilerine göre, nisan 2022 itibariyle cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere, bin 517 hasta mahpus olduğu ve 2021 yılında en az 59 hasta mahpusun yaşamını yitirdiği vurgulanan açık mektupta, şu sözlere yer verildi:
“Herkesin sağlıklı yaşama hakkı vardır ve bu hakkın savunulması hepimiz için önemlidir. Cezaevlerinde yaşama hakkı korunmuyorsa ve tehdit altındaysa, demokrasi ve insan hakları askıya alınmışsa, dışarıda da özgür ve demokratik bir yaşam sürdürülemez. Bugün birçoğu sadece ve sadece düşünce ve ifade özgürlüğü, toplantı ya da gösteri özgürlüğü kapsamındaki eylem ve sözleri nedeniyle cezaevinde olan tutsakların, AKP-MHP iktidarının siyasi rehineleri olduğunu biliyoruz. Hasta siyasi tutsaklar özgürlüklerinden sonra yaşamlarıyla da tehdit ediliyor ve toplumsal muhalefet bu yolla da yılgınlığa sürüklenmek isteniyor.”
“Siyasi partilerin ve ittifaklarin gündeminde hasta tutsaklar olmak zorunda”
“Önümüzde, çok kısa süre sonra bir seçim var. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde, siyasi partilerin ve ittifakların olduğu kadar tek tek adayların da gündeminde hasta tutsaklar konusu olmak zorundadır. Bu demokrasinin gereğidir. Siyaset alanının en öncelikli vaatleri arasında olması gereken yaşama hakkının savunulmasıdır. Bu insanların çoğunun siyasi görüşleri sebebiyle işkence, baskı ve tecride maruz kalıp sistematik olarak sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldıkları için hasta olduklarının da bilinciyle, hasta tutsakların tahliyesinin seçim bildirgelerinin ve yargı reformuna dönük çalışmaların bir parçası olması gerekliliğini önemle vurgulamak istiyoruz.”