Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun doğup büyüdüğü köyde bir gün geçirdik. Burada Medyascope’u konuk eden Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu, kardeşinin devletin zirvesine yaklaşan yolculuğu için “Bunlar hep cumhuriyet sayesinde” diyor.
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tunceli’nin Nazımiye ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde bir evde doğdu. Bugün o ev kullanılmıyor. Köyde de civarındaki mezralarda da yaşayan yurttaş sayısı ise yok denilecek kadar az.
Kılıçdaroğlu ailesinin yedi çocuğundan bazılarının okuduğu Ballıca Köyü İlkokulu da zorlu dağ yollarının kenarında halen duruyor fakat artık faaliyette değil. Kemal Kılıçdaroğlu’nun abisi Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu, okulu gösterip “Birinci, ikinci sınıfı burada okudum. Üçüncü sınıfta Tunceli merkeze gittim” diyor köye yaklaştığımız gibi. Sonra da evlerini gösteriyor ve dönüp, “İnsan buraya geldim mi genç oluyor vallahi billahi” diyerek gülüyor.
Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu, tüm amcalarının bu köyde doğup büyüdüğünü anlatıyor. Dedeleri Zeve Köyü’nden -Kureyşan Aşireti’nin asıl mekânından- Turnayolu’na, oradan da Ballıca’ya göçmüş. Ailenin 1903’te inşa ettiği evin bir kısmıysa 1952’de sökülüp bir daha yapılmış. Abisi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun köye en son yaklaşık 10 yıl önce geldiğini anlatıyor: “Sonradan yine geldi ama köye kadar gelmedi, Tunceli merkeze kadar geldi, oradan döndü yani.”
“Külliye üniversiteye…”
Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu, emekli bir öğretmen. Bu nedenle sık sık “En güzeli okumak” diyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Seçilirsem Çankaya Köşkü’nde yaşayacağım” vaadini hatırlattığımızda da “Şu andaki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni de üniversiteye verecek veya üniversite açacaklar oraya” diyor.
Abi Kılıçdaroğlu, annesi Yemuş ve babası Kamer’i anarken hislenip fotoğraflarını gösteriyor. “Bugünleri görselerdi çok sevinirlerdi” diyor. Kardeşinin kazanacağından emin bir tavırla şunu söylüyor: “Tabii, bunlar hep cumhuriyetin sayesinde oluyor. Böyle bir yerde doğan bir çocuğun gidip de Türkiye cumhurbaşkanı olması ne kadar güzel.”
