Muhalefet seçmeni, hem Millet İttifakı’nın hem de Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlerde başarılı olamaması nedeniyle 28 Mayıs’tan bu yana karamsar. Peki, bu seçimlerde sol nasıl kaybetti? Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Musa Piroğlu ve gazeteci, yazar ve eski Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz “halkın gücünü örgütleyemedikleri” görüşünde. Her iki siyasetçi de seçim kampanyalarının adaylar ve ittifaklar arası ilişkilere sıkıştığını söylüyor.
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek veren sol partiler, Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilmesiyle yenilmiş sayıldı. Muhalefet seçmeni üzerinde hayal kırıklığı yaratan bu yenilgi, solun önümüzdeki beş yıl nasıl bir siyaset yapacağını şekillendirecek. Öyle ki, 14 Mayıs’ta yapılan milletvekili seçimlerinde yüzde 10,55 oy alan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın dağılıp dağılmayacağı da yüzde 0,29 oy alan Sosyalist Güç Birliği’nin bu ittifakla birleşip birleşmeyeceği de seçimden sonra başlayan tartışmalar arasında yerini aldı. Muhalefet partileri bundan sonra ne yapacaklarına ilişkin özeleştiri toplantılarına da başladı.
“Meclis AKP’nin çiftliğidir”
HDP MYK üyesi Musa Piroğlu, özeleştirilerin ilk sırasına “kurtuluşu seçime kilitlemek” başlığını koyuyor. Piroğlu, kazanma umudunu yoğun bir biçimde körükleyen muhalefet partilerinin, seçimden başarısız çıkma durumu için bir B planı yapmadığını söylüyor. “Meclis siyaseti edilgenliktir. ‘Meclis’ dediğimiz yer, AKP’nin çiftliğidir. Bu, 2002’den beri böyle” diyor.
Piroğlu, çareyi sadece sandıkta aramanın ve aday tartışmasından öte gidemeyip kurtarıcı beklemenin hata olduğunu sonuçlarda gördüklerini söylüyor: “Halkın özne olduğuna dair hiçbir şey yapılmadı. Sefaletin doruk yaptığı noktada adayın kim olacağını tartışıyorduk. Biz ülkenin toplumsal gündemini yok saydık ve adayı konuştuk. Yani aslında biz toplumdan kendimizi yalıttık.”
İki pusulalı seçimde “ayrım kaçtı”
14 Mayıs seçimlerinden sonra istifa eden gazeteci, yazar ve EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’e göre ise başarısızlığa neden olan şeylerden biri, “cumhurbaşkanlığıyla milletvekili seçimleri arasındaki ayrımı kaçırmak”.
HDP’nin yerine seçime giren Yeşil Sol Parti (YSP) ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) arasındaki liste tartışmalarını hatırlattığımız Akdeniz, “polemiklerin ustaca geçilemediğini” belirtip “Dikkatler bu tartışmaya odaklandı. Yüzde 1-2 etkilenir mi tartışması yapılırken yüzde 98’e gidilemedi. 60 milyon seçmen dururken 300-500 bin oyun kimi nasıl etkileyeceği tartışıldı” diyor.
Piroğlu da Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tahrip edildiği görüşünde. TİP’in üslubunun ittifaka zarar verdiğini söylüyor ve 6 Nisan 2022’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni seçim yasasını doğru okuyamadıklarını düşünüyor: “Tek liste girenin kazanacağına dair fikre teslim olduk. Bizdeki beklenti ‘Ortak listeyle girseydik yürüyebilirdik, çünkü bu seçim öyle bir seçim değildi’ yönündeydi.”
- İZLEYİN : Ercüment Akdeniz’le bir gün
Ne yapılsa daha iyi olurdu?
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Sosyalistler genel olarak doğru ifadeleri kullansalar da işçi tabanında değiller” diyen Akdeniz, seçim çalışmalarında sadece kendi mahallelerini gördüklerini ve bu nedenle halkın gücünü örgütlemede başarısız olduklarını belirtiyor.
Erdoğan’ın bugünkü (3 Haziran) göreve başlama töreninde “En büyük sıkıntımız ülkemizde gayretli bir muhalefetin olmamasıdır. Kendi küçük hesaplarının peşine düştüler” diyerek rakiplerine yüklenmesi aslında bu görüşü, sert bir dille olsa da, destekliyor.
Hem Piroğlu hem de Akdeniz, Emek ve Özgürlük İttifakı’na esas bundan sonra ihtiyaç olacağını savunuyor. Akdeniz, solu temsil eden tüm partilerin ve kitle örgütlerinin birleşmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Piroğlu da “Tartışma artık kimin kazanıp kazanamadığı olmamalı, önümüzdeki süreci nasıl kotaracağımız olmalı” diyor.
