ABD’li müzisyen ve oyuncu, ırkçılığa karşı verdiği mücadeleyle de öne çıkıyordu.
Belafonte, “Day-O” olarak da bilinen “The Banana Boat” şarkısıyla dünya çapında ses getirdi, oyunculuk kariyerine bir tane Tony ödülü ekledi. Müzik ve sinemada yakaladığı şöhretin de etki alanını kullanan Belafonte, ırkçılık, yoksulluk gibi sorunlarla mücadele etmeye çalıştı.
1927’de Harlem, New York’ta doğan Harry Belafonte, çocukluk yıllarını Jamaika’da geçirdi. Lise için New York’a dönen Belafonte, disleksi nedeniyle okulu bıraktı. 17 yaşında ABD donanmasına katıldı. New York’taki “American Negro Theater”‘da izlediği bir oyun sonrası oyuncu olmayı kafasına koydu ve oyunculuk dersleri almaya başladı. Bu derslerin parasını, New York’taki çeşitli mekanlarda folk, pop ve jazz şarkıları söyleyerek verdi.
İlk albümünü 1954’te çıkardı. İkinci albümü “Belafonte”, ABD’de listelerin başını çekti. Jamaika köklerini onore eden üçüncü albümü “Calypso” ile kendi başarısını geliştirdi. Calypso, ABD’de 1 milyondan fazla satan ilk albüm oldu. Albümün en iyi şarkısı The Banana Boat, Belafonte’nin en önemli işlerinden biri oldu. Kariyeri boyunca üç kez Grammy Ödülü’nü kazandı.
Oyunculuk kariyeri boyunca da başarılı filmlerde rol alan ve Tony Ödülü kazanan Belafonte, siyahlara karşı aşağılayıcı öğeler içerdiği için bazı filmlerde yer almayı kabul etmedi. Bu kararının içindeki asi ruhu uyandırdığını söyleyen Belafonte, daha sonra Martin Luther King’den akıl hocalığı da aldı. Sinema ve müzikten elde ettiği serveti, çeşitli girişimlerle başkalarına yardım etmek için kullandı. Martin Luther King’in, “Benim bir hayalim var!” konuşmasıyla sona eren Washington yürüyüşünün destekçilerinden biri oldu. Güney Afrika’da “apartheid” ile mücadele etti. 1987’de UNICEF İyi Niyet Elçisi oldu. 1996’da prostat kanserini yendikten sonra bu hastalığa karşı dikkat çekmeye çalıştı.
Sol siyaseti destekleyen Belafonte, ABD politikalarını sık sık eleştirdi ve nükleer silahlanmaya karşı çıktı. Fidel Castro ve Hugo Chavez gibi sosyalist liderlerle görüştü. George Bush’u 2006’da, “dünyanın en büyük teröristi” olmakla suçladı. Bush’un siyah dışişleri bakanları Colin Powell ve Condoleezza Rice’ı, “tarlada değil de efendilerinin malikanelerinde çalışan köleler gibi” olmakla itham etti. Sadece Cumhuriyetçileri değil, Demokratları da eleştiren bir isimdi. Barack Obama’ya, Guantanamo yüzünden sık sık hesap sordu.
Üç kere evlenen Belafonte’nin dört kez çocuğu oldu.
Kaynak: Guardian
