Turkish Airlines EuroLeague’de çeyrek final ikinci maçları devam ediyor. Bitime 1:40 kala çıkan kavga sebebiyle erken noktalanan maçta Zeljko Obradovic’in Partizan Mozzart Bet’i, Real Madrid deplasmanında 95-80 kazanarak seriyi 2-0’a getirdi. Karşılaşmada çıkan kavga ise Partizan’ın zaferine gölge düşürdü. Real Madrid’in Fransız oyuncusu Guerschon Yabusele’nin başını çektiği olayların ardından her iki takım basketbolcularına da yüksek cezalar verilmesi bekleniyor.
Medyascope Spor editörü Doğa Üründül, spor gündemini sarsan bu kavgayı, karşılaşmada da yorumculuk yapan, duayen basketbol yazarı Yiğiter Uluğ’a sordu.
Doğa Üründül: Sen bir ayaklı tarihsin abi. Yorumcu koltuğunda oturduğun için daha dikkatli gözle izlediğini düşünüyorum. Sonda soracağımı başta sorayım: Guerschon Yabusele’nin hareketini nasıl değerlendiriyorsun? Güreş dilinde ”künde” dendi; ama aslında ”suplex” yaptı. Neredeyse Olimpiyatlar’da yer alacak bir harekette bulundu. Hareketi nasıl değerlendiriyorsun?
Yiğiter Uluğ: Basketbol adına çok talihsiz buluyorum. Hem EuroLeague’in değeri açısından hem de bu kadar basketbolseverlerin ilgisini çeken; ortaya çıkan sürpriz sonuçların ardından dikkat çeken bir seride, şu anda artık basketbolu bir kenarı bırakıp cezaların ne olacağını; hangi takımın avantaj veya dezavantaj elde edebileceğini konuşuyoruz… Pimi çeken oyuncu demeyelim ama; olayı bu noktaya getiren ve büyümesine yol açan oyuncu olarak Yabusele ön plana çıkıyor.
Her şey Sergio Llull’un sportmenlik dışı faulüyle başladı. Ancak ilerleyen saniyelerde Llull’un hiçbir şeye karışmadığını ve hatta belki de sahadan atılmasını gerektirecek bir şey yapmadığını, her şeyi başlatan adam olmasına rağmen sonrasında profesyonelce kuralların içinde kaldığını görüyoruz. Bu da çok tuhaf geliyor bana. Olağan şüpheli diyeceğimiz bir kişi sonrasında kuralların içerisinde kalmayı becerdi. Ama Kevin Punter sinirlerine hakim olamadığı için Llull’a karşılık verdi. Sonrasında Yabusele’nin saldırısı… Bu saldırı lafını bilerek kullanıyorum. Çünkü bu sadece sahada değil sosyal hayatın herhangi bir yerinde herhangi birimizin başına gelse bu durumdan şikayetçi olunur ve yapan kişi dava sonucunda büyük ceza alır.
Doğa Üründül: Tabii adli bir vakaydı aynı zamanda.
Yiğiter Uluğ: Yani Exum, orada karakola gidip Yabusele hakkında şikayet dilekçesi verse belki polis tutuklayabilir. O derece ağır bir şey.
Doğa Üründül: Ben biraz araştırma da yaptım, Avrupa basketbolunda bu derece bir kavgayı görmüş müydük daha önce diye. EuroLeague’de tansiyon, NBA’ye göre daha yüksek oluyor. NBA’de ise Detroit-Indiana maçı var baktığımızda… Ama ben buradaki saldırıyı daha çok Kermit Washington ile Tomhanovich arasındaki olaya benzetiyorum. “The Punch”taki olay gibi…
Bu ses kaydını aldığımızda henüz cezalar açıklanmadı. Potansiyel cezaları nasıl öngörüyorsun. Sence EuroLeague, bu cezaların arkasında durabilecek mi? Çünkü EuroLeague yönetimi hakkında da ciddi sıkıntılar vardı.
Yiğiter Uluğ: Cezalardan gelmeden önce bir şeyler söylemem lazım. Şimdi sezonun en büyük sürprizi ile karşı karşıyayız. Hiç kimse bu seri başlarken; Partizan’ın Real Madrid’i deplasmanda üst üste iki kez yenmesini beklemiyordu. Partizan, iki galibiyetle Final-Four’a bu kadar yaklaşmışken; ortaya çıkan bu tabloda bir anda bu sürpriz son bulabilir. Neden derseniz? Diyelim ki; her iki takımdan da 2-3 oyuncuya uzun cezalar geldi, 3’er, 4’er maçlık… Yabusele’nin çok daha fazla ceza alması gerekiyor; ben onun cezasının sonraki sezona kadar sarkması gerektiğini düşünüyorum.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Olağan şüpheliler arasında; Punter, Lessort, Zech Leday var… İşte bu saydığımız isimlere 3’er maç ceza verildi diyelim. Bir de Exum’un sakatlığını eklersek; Partizan’ın zaten rakibine göre daha kısıtlı olan kadrosu daha da budanmış oluyor. Neredeyse yarıya iniyor takım. O zaman Partizan’ın anasının ak sütü gibi helal olan iki galibiyetlik avantajı bir anda buhar olup uçuyor. Kalan kadroyla Partizan’ın Real Madrid’i bir daha yenme ihtimali yok. Punter’sız, Lessort’suz, Exum’suz bir Partizan’ın, Real Madrid’in daha zengin olan kadrosuna diş geçiremeyeceğini düşünüyorum. “Maçlar Belgrad’da oynanıyor; seyirci avantajı var” diyenler olacaktır ama nerede oynanırsa oynarsın Partizan’ın elinde 3,5 oyuncu kalıyor. Bu da tabii disiplin komitesindeki cezayı verecek kişilerin, bir anda sezonun kaderini çizen koltuklarda oturduğunu bize söylüyor.
Olay sadece bir disiplin cezası olmaktan çıktı. Disiplin kurulu aldığı kararla Final-Four’a gidecek takımı da belirleyebilir. Verecekleri cezaya göre oyuncular belki Final-Four’da yer almayacaklar.
Doğa Üründül: Dediğiniz gibi çok zor bir karar.
Yiğiter Uluğ: Geriye sarsak şöyle bir şey dileyebilirdim: Evet, Sergio Llull’un yaptığı gerçekten kelimenin tam anlamıyla sportmenlik dışı bir hareket. Hakem de zaten hemen onu gösteriyor düdüğü çalarak. Bunun bir cezası var; iki atış, sonra top tekrar Partizan’da… Punter, Llull’a sinirleniyor ve bir cevap veriyor. Punter’ın yaptığı hareketin de bir cezası var. Teknik faul… Olay belki ikisi arasında kızışırsa belki Llull da teknik faul alabilirdi; dolayısıyla İspanyol basketbolcu oyun dışında kalabilirdi. Olaylar, iki oyuncu arasındaki elektriklenme ile bitebilirdi. Olayı mahalle kavgasına çeviren ve 20 kişinin birbirine girmesine yol açan tamamen Yabusele’nin gelip yapmış olduğu saldırı. Bence bu perspektiften bakmak lazım.
O zaman kişileri burada cezalandırmak lazım; kulüpleri değil. Eğer her iki takımdan 4’er, 5’er kişiye ceza verirsen o zaman kulüpler cezalandırılmış oluyor. Bütün sezon boyunca vermiş oldukları emeklerin karşılıklarını alamama tehlikesiyle bir anda burun buruna geliyor. Bu seriden galip çıkacak takım belki de Final-Four’da kolu kanadı kırık hale gelmiş olacak. Ya da Final-Four’a gidemeyecek… Bence bu ikisi arasındaki ayrımı iyi yapmak gerekiyor.
Doğa Üründül: Ben biraz geçmişe de baktım. İspanya Ligi’nde Bilbao Basket-Laboral olayı var. Onlar birbirlerine girmiş zamanında. Bir de Real Madrid-Galatasaray ve Real Madrid-Zalgiris maçları var. Geçmişe baktığımızda da olayları Real Madrid kümesine alabiliyoruz. Pek kaybetmeye de gelemiyorlar…
Yiğiter Uluğ: Doğrudur… 10 tane Avrupa şampiyonluğu olan bir takımdan bahsediyoruz. Çok büyük bütçelerle, büyük iddialarla kurulmuş ve bu iddiasını da sezon boyunca koruyarak play-off serisine de favori etiketiyle gelmiş bir takım. Geçmişi de şanlı diyebileceğimiz bir kulüp. Taraftarlarının beklentisi yüksek. Kaybetmek o taraf da çok daha büyük hayal kırıklıklarına neden olabilir. Ben, Real Madrid’in geçmişine çok bakmadım senin gibi. Ama şunu ekleyebiliriz dün geceki çirkin olay özelinde: Seyirci olağanüstü bir olgunlukla karşıladı olayı ve oradan gerginliği daha yukarı çıkarak bir şiddet gösterisi yapmadı.
Basketbol yazarı ve maçın yorumcusu Yiğiter Uluğ’nun yorumlarının tamamını buradan dinleyebilirsiniz:
Editörler: Doğa Üründül ve Kubilayhan Kavrazlı