Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu dün gece yarısı paylaştığı bir tweet ile, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ekibine “Cambridge Analytica’cılık oynamak sizin kapasitesinizi aşar” dedi. Peki Cambridge Analytica nedir, Facebook ile patlak veren skandalın detayları neler ve şirket, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin seçim sonuçlarına nasıl müdahale ediyor?
Kılıçdaroğlu dün gece yarısı paylaştığı bir tweet ile, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ekibine 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesi “uyarıda” bulundu.
Son 10 güne 2 gün kaldı. Ben son uyarımı yapayım. Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica'cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. SON UYARIMDIR!
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) May 1, 2023
“Cambridge Analytica Skandalı” nedir?
2010’lu yılların başından itibaren, milyonlarca Facebook kullanıcısına ait verilerin Cambridge Analytica tarafından derlendiği ve bu verilerin kullanılmasıyla birlikte kullanıcılara özel siyasi propaganda içerikli reklamlar sunulduğu ortaya çıktı. 87 milyon Facebook kullanıcısından elde edilen verilerin analizi, Donald Trump’ın 2016’daki başkanlık kampanyasında da kullanıldı. Cambridge Analytica’nın müdahale ettiği düşünülen tek seçimler ABD değil. Şirketin, 2016’da “Brexit” olarak da bilinen Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkması için yapılan referandumda da rol oynadığı düşünülüyordu. Veri skandalının ardından Facebook hedef tahtasına konuldu. Kullanıcılar, Facebook hesaplarını silmek için harekete geçti, şirket borsada 134 milyar dolara yakın değer kaybetti.
Skandal nasıl açığa çıktı?
Eski bir Cambridge Analytica çalışanı olan Christopher Wylie, 2018 yılında Guardian ve New York Times’a peş peşe röportajlar verdi. Veri analisti olan Wylie, şirkette çalıştığı süre boyunca elde ettiği belgeleri Guardian’la paylaştı. Wylie, farklı ülkelerde tanık olarak ifade verdi. 2017’de Observer’da çıkan ve Cambridge Analytica’ya ilk kez gözlerin çevrilmesine neden olan makaleye de anonim olarak konuştuğunu söyledi. Wylie, elindeki kanıtları Birleşik Krallık hükümetine bağlı komitelere de sundu. Christopher Wylie’nin bilgileri ifşa etmesinin ardından, Facebook’a bağlı tüm sosyal medya hesapları donduruldu. Wylie’nin açıklamaları, eski şirketi Cambridge Analytica’nın çöküşündeki domino taşı etkisinin ilk adımı oldu.
Cambridge Analytica hangi ülkelerdeki seçimlere etki etti?
ABD’de 2016 yılında yapılan ve Donald Trump’ın kazandığı seçimler, şirketin etki ettiği en önemli seçimlerden biri olarak görülüyor. Milyonlarca Facebook kullanıcısından elde edilen veriler, kampanya sorumlularına aktarıldı ve bu verilerle kullanıcılara özel siyasi içerikler önlerine çıkarıldı. Cambridge Analytica CEO’su Alexander Nix’in açıklamalarına göre amaç, müşterilerine oy vermeye yatkın olanları bulmak ya da rakiplerine oy vermeme yönünde eğilim yaratmaktı. Trump destekçilerine, Trump’ı olumlayan görseller gösterildi ve oy verme noktalarının nerede olduğunu içeren bilgiler aktarıldı. Böylece Trump seçmeninin konsolidasyonu sağlandı ve sandığa gitmeleri teşvik edildi. Cambridge Analytica verileri, kararsız seçmenleri de hedefledi. Veri analizi sonucu kararsız olduğu tespit edilen kullanıcıların önünde Trump’ın o zamanki rakibi Hillary Clinton’ı kötü gösteren görseller çıkarıldı. Şirket, senatör Ted Cruz’un seçim kampanyasında da rol oynadı. Senatörün, Cambridge Analytica’ya 5.8 milyon dolarlık ödeme yaptığı düşünülüyor. Şirketin, Ted Cruz’un kampanyası için tutulmasıyla birlikte kullanıcı profillerine özel çalışmalar yapmaya başladığı tahmin ediliyor.
Cambridge Analytica’nın, Brexit’te de rol oynadığı düşünülüyor. İddialara göre şirket, Avrupa Birliği’nden çıkılması için kampanya yürüten kuruluşlar tarafından tutuldu ve Britanya halkına bu fikrin empoze edilmesi için çalışmalar yürüttü. Leave.EU kurucularından Arron Banks, Cambridge Analytica ile bağları reddetti. Birleşik Krallık’ta yürütülen soruşturmalar sonucu da iki şirketin temasları olsa da, verilerin sızdırılması gibi bir olayın yaşanmadığı açıklandı.
Şirketin elde ettiği verileri siyasetçilere satması ve seçim sonuçlarına etki etmesi olayı, ABD ve Birleşik Krallık’la sınırlı değil. Şirket yöneticileri, Hindistan, Pakistan, Tayland, Endonezya, Malezya, Kolombiya, Güney Kıbrıs, Zambiya, Güney Afrika, Romanya, İtalya, Litvanya, Trinidad & Tobago, Nijerya, Çekya ve Arjantin gibi ülkelerde de faaliyet gösterildiğini söyledi. İddialara göre Facebook’un bir milyon Filipinli’nin verilerini şirketlerle paylaşması sonucu, ülkede 2016’da yapılan başkanlık seçimi de Cambridge Analytica etkisi altına girdi. 4 Ocak 2020’de ortaya çıkan 100 bin belgeye göre şirket, 68 ülkede faaliyet gösterdi. Bu belgeler, yine eski bir Cambridge Analytica çalışanı olan Brittany Kaiser tarafından sızdırıldı.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Cambridge Analytica ve Facebook’a ne oldu?
2018’de skandalın patlak vermesiyle birlikte Cambridge Analytica faaliyetlerine son verdi ve şirket kapandı. Şirket kapansa da, bağlı olduğu SCL ve ona bağlı olan bazı şirketler faaliyetlerini hâlâ sürdürüyor. Auspex International, Emerdata, Data Propria ve Emic gibi şirketler, eski Cambridge Analytica çalışanları tarafından kuruldu ve benzer çalışmalara devam ediyor.
Mark Zuckerberg’ün sahibi olduğu Facebook da, skandalın ardından büyük zarar gördü. Olay ilk ortaya çıktıktan sonra Zuckerberg, kullanıcılardan özür dilese de bu yeterli olmadı. Zuckerberg, 10 Nisan 2018’de ABD Kongresi önünde ifade verdi. Facebook’un patronu, tüm yaşananların sorumluluğunu kabul etti. Facebook olayın ardından 134 milyar dolara değer kaybetti ve şirket bir süre sonra, yeniden markalandırma amacıyla “Meta” adını kullanmaya başladı. Facebook, ABD’de 5 milyar dolar, Birleşik Krallık’ta 500 bin pound ceza ödedi. Şirket ayrıca, geçen aralık ayında, 725 milyon dolarlık bir arabuluculuk ödemesi daha yaptı.
Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiği iddiası
ABD’deki 2016 seçimlerine müdahale ettiği öne sürülen güçlerden biri de, Rusya ve Vladimir Putin. Bizzat Putin’in emriyle, Hillary Clinton’ın kampanyasına zarar verilip, Donald Trump’ın kampanyasının desteklendiği iddia ediliyor. İddialara göre Putin, ABD’de siyasi kutuplaşmayı amaçladı. Rus şirketlerin binlerce sahte sosyal medya hesabı oluşturarak, ABD’de radikal fikirleri yaymaya çalıştığı düşünülüyor. Seçimlerden önce eski ABD Başkanı Barack Obama da, Vladimir Putin’e içişlerine karışıldığı gerekçesiyle uyarıda bulunmuş ve Rusya’ya yaptırım kararı almıştı. Rus istihbaratının, Clinton kampanyasına ait verileri çaldığı da iddialar arasında. Soruşturmalar hâlâ sürse de, olay hakkında yeterli delil olmadığı belirtiliyor.
Eski ABD Başkanı Donald Trump ise iddiaların, “Demokratlar tarafından seçimin kaybedilme bahanesi” olarak ortaya atıldığını söylüyor. Putin’e yakın isimlerden biri olan Wagner’in lideri Yevgeni Prigozhin ise 2022 yılında yaptığı açıklamada, ABD seçimlerine müdahale edildiğini kabul etti.